1.
mantık örüntüsü korunarak yapıldığında bayıldığım filmlerdir.
bazı eski çin filmleri kısmen bunu uygulamıştır.
bazı eski çin filmleri kısmen bunu uygulamıştır.
devamını gör...
2.
(bkz: la haine)
devamını gör...
3.
2010 yapımı incendies (içimdeki yangın) filmi sonuyla beni ciddi manada dumura uğratmıştı. film bir annenin iki çocuğuna yıllar evvel öldüğünü söylediği abilerinin ve babalarının hayatta olduğunu ve onları bulmaları gerektiğiyle ilgili vasiyetinin ulaşmasıyla başlıyor. iki kardeş annelerinin seneler önce yaşadıklarını öğrenirken ve anneleriyle ilgili gerçeklerle yüzleşirken bu yolda abilerini ve babalarını arıyorlar. güzel filmdir tavsiye edilir.
devamını gör...
4.
*the sixth sense-altıncı his:
*identity-kimlik: bu filmi izlediğimde agatha christie'nin on küçük zenci adlı kitabını hatırlattı bana. o kitabın başka bir versiyonu diyebiliriz.
internetten film izlemekle televizyonda izlemenin çok farklı olduğunu bu filmi internette izlediğimde fark ettim. birçok detayı kaçırdığım için bazı noktaları anlayamadım. artık teknoloji gelişti televizyona bağlan diyebilirsiniz. televizyonların evdeki konumları bana uygun değil.
*the others (film)-diğerleri
*se7en-7: izleyeli çok olduğu için konusunu hatırlamıyorum.
*old boy: keşke izlemeseydim dediğim filmlerden. en çok önerilenlerden biri olması nedeniyle inadımı kırıp izlemiştim.
başlarda konusuna bir baksaydım iyi olurdu, biraz sarsıcı bir film.
* contratiempo -görünmeyen misafir: ispanyolların bu konuda başarılı yapımları var. eleştirdiğim konuysa takma saç, sakal konularında biraz dikkat etmeleri gerektiğini düşünüyorum ya da boyadıkları saç renklerine...yapmacık bir hava katıyor.
*forgotten: güney kore yapımı bir film. çok beğendiğim bir film değil aslında. ama izlenir.
*orphan- evdeki düşman: bu film gerçek bir olaydan ilham alınmış. ben aslında önce gerçek hikayeyi öğrenmiştim ve filmi çekildiğini öğrenince izlemeye karar vermiştim. tabii film, esinlenildiği gerçek hikayesinden biraz farklı.
*makinist: bu filmin biraz karamsar bir atmosferi var. karakterin yaptığı bazı şeyler kafamda soru işareti oluştursa da filmin sonu netlik içinde bitiyor.
el cuerpo -ceset: bir ispanyol filmi daha. bu film izledikten sonra intikam için böyle bir şey yapmaya değer mi? diye sordum kendi kendime .
kişinin kendisine ve başkalarına zarar vermeden olayın açığa çıkması için çabalamalarını ve zekalarını kullanmaları taraftarım. yukarıda bahsettiğim diğer ispanyol filmi bu şekilde ilerlediği için daha etkileyiciydi.
a tale of two sisters -karanlık sırlar: bu film, içinde birden fazla ters köşe olacak olay barındırıyor; ancak bazıları sanki havada kalıyor. bazıları da tam anlaşılamıyor.
sonu nedense istenilen etkiyi tam olarak vermiyor. biraz anlamakta zorlandığım filmlerden biri oldu.
sonu ters köşe olan filmler konusunda birkaç şey yazmak istiyorum.
çok sıradan bir filmden tutun da en kaliteli filmlere kadar artık her yapımda aranan, arandığı gibi senaryoların da olmazsa olması haline gelmiş bu özellik açıkçası bazen isyan etmeme sebep oluyor.
bazı filmler var ki ters köşe olsun diye zorlama bir çaba içine girildiğini hissediyorsunuz.
mesela olayların ardındaki bir gerçek öğreniliyor sonra bakıyorsunuz aslında o gerçek asıl gerçek değilmiş başka bir şey çıkıyor tam ona inanıyorsunuz aslında o da değilmiş daha başka bir şey...
en vahimi de bazı filmlerde seyircinin aklıyla dalga geçiliyor olması.
neden-sonuç ilişkisinden bağımsız senarist neyi uygun görmüşse bize onu vermesi. mesela bir karakter halisünasyon görmesi filmlerde etkili,
çok işe yarayan ve kurtarıcı bir durum. keşke öncesiyle sonrası biraz tutarlı olsa diyorsunuz...
*identity-kimlik: bu filmi izlediğimde agatha christie'nin on küçük zenci adlı kitabını hatırlattı bana. o kitabın başka bir versiyonu diyebiliriz.
internetten film izlemekle televizyonda izlemenin çok farklı olduğunu bu filmi internette izlediğimde fark ettim. birçok detayı kaçırdığım için bazı noktaları anlayamadım. artık teknoloji gelişti televizyona bağlan diyebilirsiniz. televizyonların evdeki konumları bana uygun değil.
*the others (film)-diğerleri
*se7en-7: izleyeli çok olduğu için konusunu hatırlamıyorum.
*old boy: keşke izlemeseydim dediğim filmlerden. en çok önerilenlerden biri olması nedeniyle inadımı kırıp izlemiştim.
başlarda konusuna bir baksaydım iyi olurdu, biraz sarsıcı bir film.
* contratiempo -görünmeyen misafir: ispanyolların bu konuda başarılı yapımları var. eleştirdiğim konuysa takma saç, sakal konularında biraz dikkat etmeleri gerektiğini düşünüyorum ya da boyadıkları saç renklerine...yapmacık bir hava katıyor.
*forgotten: güney kore yapımı bir film. çok beğendiğim bir film değil aslında. ama izlenir.
*orphan- evdeki düşman: bu film gerçek bir olaydan ilham alınmış. ben aslında önce gerçek hikayeyi öğrenmiştim ve filmi çekildiğini öğrenince izlemeye karar vermiştim. tabii film, esinlenildiği gerçek hikayesinden biraz farklı.
*makinist: bu filmin biraz karamsar bir atmosferi var. karakterin yaptığı bazı şeyler kafamda soru işareti oluştursa da filmin sonu netlik içinde bitiyor.
el cuerpo -ceset: bir ispanyol filmi daha. bu film izledikten sonra intikam için böyle bir şey yapmaya değer mi? diye sordum kendi kendime .
kişinin kendisine ve başkalarına zarar vermeden olayın açığa çıkması için çabalamalarını ve zekalarını kullanmaları taraftarım. yukarıda bahsettiğim diğer ispanyol filmi bu şekilde ilerlediği için daha etkileyiciydi.
a tale of two sisters -karanlık sırlar: bu film, içinde birden fazla ters köşe olacak olay barındırıyor; ancak bazıları sanki havada kalıyor. bazıları da tam anlaşılamıyor.
sonu nedense istenilen etkiyi tam olarak vermiyor. biraz anlamakta zorlandığım filmlerden biri oldu.
sonu ters köşe olan filmler konusunda birkaç şey yazmak istiyorum.
çok sıradan bir filmden tutun da en kaliteli filmlere kadar artık her yapımda aranan, arandığı gibi senaryoların da olmazsa olması haline gelmiş bu özellik açıkçası bazen isyan etmeme sebep oluyor.
bazı filmler var ki ters köşe olsun diye zorlama bir çaba içine girildiğini hissediyorsunuz.
mesela olayların ardındaki bir gerçek öğreniliyor sonra bakıyorsunuz aslında o gerçek asıl gerçek değilmiş başka bir şey çıkıyor tam ona inanıyorsunuz aslında o da değilmiş daha başka bir şey...
en vahimi de bazı filmlerde seyircinin aklıyla dalga geçiliyor olması.
neden-sonuç ilişkisinden bağımsız senarist neyi uygun görmüşse bize onu vermesi. mesela bir karakter halisünasyon görmesi filmlerde etkili,
çok işe yarayan ve kurtarıcı bir durum. keşke öncesiyle sonrası biraz tutarlı olsa diyorsunuz...
devamını gör...
5.
(bkz: babam ve oğlum) 'dur. babası olmayan insanlar için acı verir.
devamını gör...
6.
oyuncu kadrosuna kanıp izlediğim ve izlediğime bin pişman olduğum filmler benim için en büyük ters köşedir.
yönetmenleri tebrik ederim o kadroyla o kadar kötü filmler yaparak izleyicilere ters köşenin kralını yapmışlardır.
yönetmenleri tebrik ederim o kadroyla o kadar kötü filmler yaparak izleyicilere ters köşenin kralını yapmışlardır.
devamını gör...
7.
extinction isimli bir film izledim. filmin izleyiciye uzaylı istilası olacağını düşündüren bir girişi var.
devamında ise olaylar olaylar diyorum. şahsen bence güzel bir twist olmuş ve zorlama olmaması ile filmin senaristine şapka çıkardım.
ayrıca filmin üstüne inşa edildiği sorunsal insanlık tarihi kadar eski ama bir o kadar da yeni bir konu.
aynı isimde bir kaç film var. benim dediğim film bu.
devamında ise olaylar olaylar diyorum. şahsen bence güzel bir twist olmuş ve zorlama olmaması ile filmin senaristine şapka çıkardım.
ayrıca filmin üstüne inşa edildiği sorunsal insanlık tarihi kadar eski ama bir o kadar da yeni bir konu.
aynı isimde bir kaç film var. benim dediğim film bu.
devamını gör...