john masefield'ın 1935 yılında yazdığı fantastik çocuk romanından uyarlama olan dizi, 1984 yılında gösterime girmiştir. yönetmenliğini renny rye , yapımcılığını ise paul stone'un üstlendiği dizi, gizemli bir kutuyu saklaması üzerine görevlendirilmiş, küçük bir çocuğun yaşadığı fantastik maceraları anlatmaktadır.
yaratıcısı:
john masefield
oyuncular:
devin stanfield
patrick troughton
jonathan stephens
robert stephens
crispin mair
geoffrey larder
joanna dukes
john masefield
oyuncular:
devin stanfield
patrick troughton
jonathan stephens
robert stephens
crispin mair
geoffrey larder
joanna dukes
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "druaight" tarafından 22.05.2023 21:35 tarihinde açılmıştır.
1.
birleşik krallık yapımı, 1984'te gösterilmiş olan çocuk dizisidir. izlediğim en iyi çocuk dizilerinden biri oldu bu. 1.liğe güreşir hatta. bir bbc prodüksiyonudur. john masefield'ın aynı isimli 1935'te yayımlanan çocuk romanından uyarlanmıştır. ortalama 1 milyon pound'a mal olmuştur prodüksiyonu (günümüzün 3 milyon civarı pound'una tekabül ediyor bu) ve bbc'nin o zamana kadar çocuklar için üretilen en masraflı işidir.
öncelikle, dizi yetişkinlerce de keyifle izlenebilir. peki neden/nasıl?..
burada gerçekten çok sağlam tiyatral oyunculuklara rastlıyoruz. konu fantastik olsa da aşırı çocukça değil hatta baş kötümüz satanist bir büyücü. duvara ters pentagram çiziyor, gizli kapı/duvar açılıyor. sonra adam, şeytanlar "summon" ediyor falan. peki bu nasıl bir çocuk dizisi olabilir?..
burada kültürel bir derin farklılıktan bahsetmek yerinde olur kanımca. bildiğim kadarıyla islam'da şeytan öyle aşırı güçlü bir "varlık" değil (vesveseci bir cin gibi falan deniyor) ve allah inanılmaz güçlü bir "varlık". hristiyanlığa baktığımızda ise işler biraz karışık. isa hem bir insan, hem de tanrı. ayrıca tanrı ayrı da bir "varlık". dediğim gibi, bu iş biraz karışık. ayrıca, hristiyanlıkta şeytan hep çok kudretli olarak resmediliyor ve "satan" kelimesi hakikaten de ingilizce'de insanı biraz huşu içinde bırakan bir şey; yani "devil" daha hafif gelse de kulağa, satan hakikaten böyle ürpertici; ismi yetiyor. öyle bakınca, the box of delights'taki kötülüğün bizim çocuklara fazla gelmesi normal. yani, hristiyanlıktaki şeytan ve cehennem(in bilmemkaç katı) tasvirleri, islamdakilere göre daha korkunç görünüyor. belki de bunun gibi dizi ve filmler, o yüzden bizim tv'lerimizde gösterilmemiştir zamanında. yani cehennemden şeytan çağıran bir büyücü var burada, ne bileyim, iyicil (kötücül oluyor da iyicil neden olmasın?) bir ruhani varlığı kölesi de yapmış. bunlar hakikaten müslüman çocuklar için ekstrem şeyler olabilir. ama buradaki şeytan veya başka türlü fantastik varlıklar, görüntü olarak korkunç diyemem. sakıncalı bir şeyler yok bu bağlamda yani, bana sorarsanız.
dizinin ilk 4 bölümü güzel, gelgelelim 5. ve 6. (yani son iki) bölümü cidden olağanüstü. time bandits'ten (bkz: zaman haydutları) bile daha sağlam bir iş çıkartıldığını düşünüyorum burada.
yapım boyunca gördüğümüz görsel efektler/hileler, dekorlar, kostümler, mekanlar vs. o kadar iyi ki hakikaten inanmakta zorluk çektim. yani elbette kusursuzluğa hala ulaşılamadı cgi ve genel bağlamda görsel efektlerle yaratılan/desteklenen sahnelerde ama the box of delights kesinlikle zamanının çok ötesinde bir yerlerde duruyor bu bakımdan.
abner brown... yazının gerilerinde bahsettiğim baş kötü adam. hakikaten inanılmaz oynamış bu tiplemeyi, robert stephens. belli ki tiyatro kökenli biri hatta bana göre "leading actor" falan olabilir birçok tiyatro oyununda. time bandits'teki david warner kadar etkileyici bence burada, robert stephens. ilk 4 bölümde, kendisini çok da sevimli olmayan bir "mr. brown" olarak görebiliriz ama son iki bölümde adam cidden uçuyor.
dizideki iyi karakterler, son derece sevilesi. onların da kötülüğü/kötüleri yenmek için yeterli güçleri ve güzel planları var elbette. ben kesin kötü adamı tutardım çocukken bu diziyi izleyebilseydim ama artık nötrüm genelde böyle konularda. hak eden kazansın kafasındayım yani. hehe.
the box of delights, bir noel (christmas) dizisi. bu bakımdan, izlediğim en iyilerden biri. zaten izlediğim en iyi çocuk dizilerinden biri olduğundan, yazının başlarında bahsetmiştim. toplamda 3 saat gibi bir süresi var. ben sizin yerinizde olsam, bulabilirsem bir göz atardım bu yapıma. sizin yerinizde değilim ama öyle yaptım zaten. neyse, daha fazla saçmalamadan bu yazıyı burada noktalayayım. esen kalın. (yoksa ensen de mi kalın?)
öncelikle, dizi yetişkinlerce de keyifle izlenebilir. peki neden/nasıl?..
burada gerçekten çok sağlam tiyatral oyunculuklara rastlıyoruz. konu fantastik olsa da aşırı çocukça değil hatta baş kötümüz satanist bir büyücü. duvara ters pentagram çiziyor, gizli kapı/duvar açılıyor. sonra adam, şeytanlar "summon" ediyor falan. peki bu nasıl bir çocuk dizisi olabilir?..
burada kültürel bir derin farklılıktan bahsetmek yerinde olur kanımca. bildiğim kadarıyla islam'da şeytan öyle aşırı güçlü bir "varlık" değil (vesveseci bir cin gibi falan deniyor) ve allah inanılmaz güçlü bir "varlık". hristiyanlığa baktığımızda ise işler biraz karışık. isa hem bir insan, hem de tanrı. ayrıca tanrı ayrı da bir "varlık". dediğim gibi, bu iş biraz karışık. ayrıca, hristiyanlıkta şeytan hep çok kudretli olarak resmediliyor ve "satan" kelimesi hakikaten de ingilizce'de insanı biraz huşu içinde bırakan bir şey; yani "devil" daha hafif gelse de kulağa, satan hakikaten böyle ürpertici; ismi yetiyor. öyle bakınca, the box of delights'taki kötülüğün bizim çocuklara fazla gelmesi normal. yani, hristiyanlıktaki şeytan ve cehennem(in bilmemkaç katı) tasvirleri, islamdakilere göre daha korkunç görünüyor. belki de bunun gibi dizi ve filmler, o yüzden bizim tv'lerimizde gösterilmemiştir zamanında. yani cehennemden şeytan çağıran bir büyücü var burada, ne bileyim, iyicil (kötücül oluyor da iyicil neden olmasın?) bir ruhani varlığı kölesi de yapmış. bunlar hakikaten müslüman çocuklar için ekstrem şeyler olabilir. ama buradaki şeytan veya başka türlü fantastik varlıklar, görüntü olarak korkunç diyemem. sakıncalı bir şeyler yok bu bağlamda yani, bana sorarsanız.
dizinin ilk 4 bölümü güzel, gelgelelim 5. ve 6. (yani son iki) bölümü cidden olağanüstü. time bandits'ten (bkz: zaman haydutları) bile daha sağlam bir iş çıkartıldığını düşünüyorum burada.
yapım boyunca gördüğümüz görsel efektler/hileler, dekorlar, kostümler, mekanlar vs. o kadar iyi ki hakikaten inanmakta zorluk çektim. yani elbette kusursuzluğa hala ulaşılamadı cgi ve genel bağlamda görsel efektlerle yaratılan/desteklenen sahnelerde ama the box of delights kesinlikle zamanının çok ötesinde bir yerlerde duruyor bu bakımdan.
abner brown... yazının gerilerinde bahsettiğim baş kötü adam. hakikaten inanılmaz oynamış bu tiplemeyi, robert stephens. belli ki tiyatro kökenli biri hatta bana göre "leading actor" falan olabilir birçok tiyatro oyununda. time bandits'teki david warner kadar etkileyici bence burada, robert stephens. ilk 4 bölümde, kendisini çok da sevimli olmayan bir "mr. brown" olarak görebiliriz ama son iki bölümde adam cidden uçuyor.
dizideki iyi karakterler, son derece sevilesi. onların da kötülüğü/kötüleri yenmek için yeterli güçleri ve güzel planları var elbette. ben kesin kötü adamı tutardım çocukken bu diziyi izleyebilseydim ama artık nötrüm genelde böyle konularda. hak eden kazansın kafasındayım yani. hehe.
the box of delights, bir noel (christmas) dizisi. bu bakımdan, izlediğim en iyilerden biri. zaten izlediğim en iyi çocuk dizilerinden biri olduğundan, yazının başlarında bahsetmiştim. toplamda 3 saat gibi bir süresi var. ben sizin yerinizde olsam, bulabilirsem bir göz atardım bu yapıma. sizin yerinizde değilim ama öyle yaptım zaten. neyse, daha fazla saçmalamadan bu yazıyı burada noktalayayım. esen kalın. (yoksa ensen de mi kalın?)

devamını gör...