#ödüllü filmler
yönetmen koltuğunda peter jackson'ın yer aldığı 2012 yapımlı macera-fantastik filmidir. film aynı adlı eserden oluşmakta olup film üçlemesinin ilk filmidir. konu, bilbo adlı karakterin gençliğine değinmektedir. bilbo, kendini efsanevi bir savaşçı tarafından yönetilen 13 kişilik bir cüce grubunda bulur. kayıp cüce krallığını geri almak için savaşan bu grup, yolda pek çok fantastik karakterle karşılaşır ve derin bir macera için adımlarını atarlar.
*empire - en iyi erkek oyuncu ödülü - en iyi bilim kurgu/fantastik
*mtv film ödülleri - en iyi kahraman dalında
*nme - en iyi film ödülü
* annie ödülleri - canlı aksiyon prodüksiyonunda karakter animasyonu için üstün başarı
*kerrang - en iyi film ödülü
*mtv film ödülleri - en iyi kahraman dalında
*nme - en iyi film ödülü
* annie ödülleri - canlı aksiyon prodüksiyonunda karakter animasyonu için üstün başarı
*kerrang - en iyi film ödülü
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "beta lena" tarafından 10.11.2022 16:21 tarihinde açılmıştır.
1.
2012 yılında gösterime girmiş peter jackson filmi. the lord of the rings serisinden yaklaşık 60 yıl öncesini anlatmakta. filmimiz kitaba sadık kalmadılar nazilerini memnun edecek ölçüde kitapla paralel gitmekte. en azından kurgu olarak.
bilbo baggins'in gençliği ve cennetmekan shire ile başlıyoruz filme. gandalf'ın köye gelişi, cücelerin karikatürize atlayışı, gözlerimizi kurutan cüce ağıtları ve beklenmedik bir yolculukla ilk filmimize başlıyoruz.
bilbo'nun naif ve güvenli hobbit hayatının, bir hobbiti geçtim bir elf için bile imkansız görünen maceralara evrilmesinin motivasyonunu görüyoruz; yuva. bilbo cücelere bakıyor ve yurtsuz kalmanın, dağılmanın ama asla umudunu kaybetmemenin ne demek olduğunu görüyor. bu anlamda yüzük amaç değil araç oluyor. zira bilbo'nun hedefi asla altınlar, güç yüzükleri veya macera değildi. sadece bir grup cücenin başlatacağı savaşa yardım etmek için çıktı yola. bu anlamda bilbo tam teşekküllü bir hırsızdan ziyade fırsatları değerlendiren bir hobbitten fazlası değil. tabii bu tesadüf iki devam filmi ve bir de the lord of the rings üçlemesiyle akıl almaz boyutlara ulaşıyor. bu arada gandalf'ın hobbitlere neden düşkün olduğunu değil de düşkün olmasındaki haklılığını görüyoruz. bilbo baggins, kendisinden beklenmeyecek kadar hırslı ve fedakar birisi olabiliyor, yüzük hariç.
kartallar geyiğini bir kenara bırakırsak gayet akıcı ve dolu bir film. teknik açıdan da muazzam. tabii ki yüzüklerin efendisi kendisinden 10 yıl önce çekilmesine rağmen görsel olarak daha iyiydi ancak hobbit de hiç fena değildi. cgi'ın verdiği rahatsızlık her filmde var. hobbit'i diğerlerinden daha kötü yapacak bir kusur değil bu.
peter jackson'ın çocuklar için yazılmış bir hikayeden nispeten adult bir macera çıkarabileceğini biliyorduk. yine peter jackson'ın hikayede olmayan karakter ve romantik hikayeler yazacağını da biliyorduk. aşk üçgenini beklemiyorduk ama olsun. gerçi tauriel ilk filmde yoktu ama o da olsun. seriye dair genel bir yorum olarak kalsın.
cüceler harika, radagast harika, elfler harika. 10 yıl önce çıkmış ve izlemeyenin dövüldüğü bir film için yazılabilecek başka şey yok. azog'u biraz abartılı bulmuştum. elrond'u savaşırken görmek de harikaydı. umarım spoiler yoktur.
bilbo baggins'in gençliği ve cennetmekan shire ile başlıyoruz filme. gandalf'ın köye gelişi, cücelerin karikatürize atlayışı, gözlerimizi kurutan cüce ağıtları ve beklenmedik bir yolculukla ilk filmimize başlıyoruz.
bilbo'nun naif ve güvenli hobbit hayatının, bir hobbiti geçtim bir elf için bile imkansız görünen maceralara evrilmesinin motivasyonunu görüyoruz; yuva. bilbo cücelere bakıyor ve yurtsuz kalmanın, dağılmanın ama asla umudunu kaybetmemenin ne demek olduğunu görüyor. bu anlamda yüzük amaç değil araç oluyor. zira bilbo'nun hedefi asla altınlar, güç yüzükleri veya macera değildi. sadece bir grup cücenin başlatacağı savaşa yardım etmek için çıktı yola. bu anlamda bilbo tam teşekküllü bir hırsızdan ziyade fırsatları değerlendiren bir hobbitten fazlası değil. tabii bu tesadüf iki devam filmi ve bir de the lord of the rings üçlemesiyle akıl almaz boyutlara ulaşıyor. bu arada gandalf'ın hobbitlere neden düşkün olduğunu değil de düşkün olmasındaki haklılığını görüyoruz. bilbo baggins, kendisinden beklenmeyecek kadar hırslı ve fedakar birisi olabiliyor, yüzük hariç.
kartallar geyiğini bir kenara bırakırsak gayet akıcı ve dolu bir film. teknik açıdan da muazzam. tabii ki yüzüklerin efendisi kendisinden 10 yıl önce çekilmesine rağmen görsel olarak daha iyiydi ancak hobbit de hiç fena değildi. cgi'ın verdiği rahatsızlık her filmde var. hobbit'i diğerlerinden daha kötü yapacak bir kusur değil bu.
peter jackson'ın çocuklar için yazılmış bir hikayeden nispeten adult bir macera çıkarabileceğini biliyorduk. yine peter jackson'ın hikayede olmayan karakter ve romantik hikayeler yazacağını da biliyorduk. aşk üçgenini beklemiyorduk ama olsun. gerçi tauriel ilk filmde yoktu ama o da olsun. seriye dair genel bir yorum olarak kalsın.
cüceler harika, radagast harika, elfler harika. 10 yıl önce çıkmış ve izlemeyenin dövüldüğü bir film için yazılabilecek başka şey yok. azog'u biraz abartılı bulmuştum. elrond'u savaşırken görmek de harikaydı. umarım spoiler yoktur.
devamını gör...