the song of sparrows

özgün adı avaze gonjeshk-ha olan majid majidi filmi. iran sinemasi ile aram çok olmasa da sevdiğim filmlerinden birisidir. bambaşka bir havası var basit de bir konusu var aslında ama insana güzel gelen bir yana sahip, hoş.

böyle bir naiflik
nasıl olabilir sözlük...

babanın, karısı nergis'in komşusuna verdigi mavi kapıyı, komşusuna vermeye kıyamayıp eve taşıdığı sahne.
boş bir tarlada sırtında mavi bir kapı ile bir insan, yeryüzü ve gökyüzü arasında sıkışan insanoğlu.
kapımız, kurtuluşumuz, sırtımızda da göremiyoruz.
aciz insanoğlu...

şehirden getirdiği hurdaların, kapıların altında kalışı...

yanlış bir kapı çaldım dostlar, yanlış her kapı açıldı sonuna kadar...
hangi kapı, söyleyin hangi kapı...

semboller, semboller, semboller...
ve devekuşları...
gömelim kafamızı toprağın en dibine ki gökyüzü iyice uzaklaşsın bizden...

bütün bu yaşadıklarımız
çaldığımız kapıların bize açtıkları
yanlışıyla doğrusuyla bizim kapılarımız

ve o balıklar...
tertemiz çocukların doğru kapıları...
zorla açılan ama tertemiz...

bir filmden çok ötesi
iran sineması...

2008 yılında vizyona giren ve iran'da çekilen drama türündeki eser. filmin yönetmenlik koltuğunda majid majidi ve başrolünde bu tarz iran filmlerinin vazgeçilmez ismi mohammad amir naji yer almaktadır. türkçe çevirisi serçelerin şarkısı olan filmde dar gelirli aile babası karim eşi ve çocukları için hayat mücadelesi verirken yaşadıkları olaylar ele alınmakta ve kırsal kesim ile şehir hayatı arasındaki derin uçurumlar sergilenmektedir. önceleri deve kuşu çiftliğinde kıt kanaat geçinebilecek kadar para kazanabilen karim şehirde çeşitli işlerde çalışmaya başlayınca çok daha fazla kazanç elde etmeye başlar. bu da onu eskiye nazaran daha hırslı bir hale getirir ve karakterinde de başkalaşmalara sebep olur. ailenin yaşam standartları bir nevi iyileşmeye başlasa da eski hayatlarıyla yeni hayatlarının arasındaki farklar kendilerinde daha sonra yadırgayacakları değişimlere sebep olmaktadır. artık geçim derdinden ziyade her geçen gün bir öncekine göre daha iyi şartlarda yaşamaya çalışan karim eski değer yargılarını yitirmeye başlar. farklı dallarda yedi ödül alan filmde özellikle kültürel çatışmalar, fakirlik, çocukların masumiyeti, bulunan coğrafyadaki aile yapısı gibi konular ön plana çıkarılmıştır.

bir majid majidi filmidir.

filmin senaryosunu da yönetmen majid majidi ve mehran kashani birlikte yazmıştır. filmin başrollerinde bu filmdeki rolüyle berlin uluslararası film festivalinde en iyi erkek oyuncu dalında gümüş ayı kazanan mohammad amir naji, maryam akhari, kamran dehghan, hamid aghazi, schabnam akhlaghi ve neshat nazari oynamıştır.

türkiyede serçelerin şarkısı adıyla yayınlanan, orijinal adı avaze ganjeshk-na olan film berlin uluslararası film festivalinde altın ayı adayı olmuştur.

bir devekuşu çiftliğinde çalışan fakir bir köylü olan karim kaçan bir devekuşu yüzünden dertlerden dertlere savrulur. büyük şehre gidip hem kızının bozulan işitme cihazını tamir ettirmek isteyen hem de para kazanmaya çalışan karim bir yandan etraftan topladığı ıvır zıvırı evinin bahçesine yığar. oğlu ise arkadaşları ile birlikte bir japon balığı havuzu kurma hevesindedir.

gönlümde yeri her zaman ayrı olan bir filmdir bu film. balıkların insanı derinden yaralayan o sahnesini ne zaman izlesem gözlerim dolar. ama o kamyonet arkasında karim'in şarkı söylediği sahneyi belki yüz kez izlemişimdir.

insanın savaşına dair muhteşem bir filmdir.

iran filmlerine bayılıyorum. bu filme de aşığım.
balıklarına üzüldüğüm çocuklar..
eskiden televizyonda çok olurdu, aile boyu izlerdik. babam da sever bu filmi, televizyonda her gördüğünde; ‘bizim film başlamış koş’ diye beni çağırırdı.
şu sahneyi de seviyorum.