#televizyon dizileri
#final yapan diziler
louisiana cinayet masası'nda bir seri cinayetin izini süren iki dedektifi anlatmaktadır.
dizi 3 sezon sürmüştür.
dizi 3 sezon sürmüştür.
oyuncular:
sezon 1:
matthew mcconaughey
woody harrelson
michelle monaghan
michael potts
tory kittles
sezon 2:
colin farrell
rachel mcadams
taylor kitsch
kelly reilly
vince vaughn
sezon 3:
mahershala ali
carmen ejogo
stephen dorff
scoot mcnairy
ray fisher
sezon 1:
matthew mcconaughey
woody harrelson
michelle monaghan
michael potts
tory kittles
sezon 2:
colin farrell
rachel mcadams
taylor kitsch
kelly reilly
vince vaughn
sezon 3:
mahershala ali
carmen ejogo
stephen dorff
scoot mcnairy
ray fisher
primetime emmy en iyi jenerik tasarımı ödülü
2014 · patrick clair, jennifer sofio, raoul marks
primetime emmy bir drama dizisinde en iyi yönetmenlik ödülü
2014 · cary fukunaga
amerikan senaryo yazarları birliği televizyon dalında en iyi yeni dizi senaryosu ödülü
2015 nic pizzolatto
bir drama dizisinde en iyi erkek oyuncu dalında eleştirmenlerin seçimi tv ödülü
2014 · matthew mcconaughey
amerikan senaryo yazarları birliği televizyon dalında en iyi drama dizisi senaryosu ödülü
2015 nic pizzolatto
tca drama dalında bireysel başarı ödülü
2014 · matthew mcconaughey
tca en iyi televizyon filmi, mini dizi veya özel program ödülü
2014
primetime emmy bir drama dizisinde en iyi oyuncu kadrosu seçimi ödülü
2014 · alexa l. fogel, meagan lewis, christine kromer
amerikan kostüm tasarımcıları birliği çağdaş dizi dalında en iyi kostüm tasarımı ödülü
2015 · jenny eagan
en iyi uluslararası program dalında bafta televizyon ödülü
2015 cary fukunaga , steve golin, nic pizzolatto, ...
primetime emmy tek kamera çekimli bir dizide en iyi görüntü yönetimi ödülü
2014 · adam arkapaw
primetime emmy tek kamera çekimli bir dizide prostetik olmayan en iyi makyaj ödülü
2014 · linda dowds, felicity bowring, ann pala
2014 · patrick clair, jennifer sofio, raoul marks
primetime emmy bir drama dizisinde en iyi yönetmenlik ödülü
2014 · cary fukunaga
amerikan senaryo yazarları birliği televizyon dalında en iyi yeni dizi senaryosu ödülü
2015 nic pizzolatto
bir drama dizisinde en iyi erkek oyuncu dalında eleştirmenlerin seçimi tv ödülü
2014 · matthew mcconaughey
amerikan senaryo yazarları birliği televizyon dalında en iyi drama dizisi senaryosu ödülü
2015 nic pizzolatto
tca drama dalında bireysel başarı ödülü
2014 · matthew mcconaughey
tca en iyi televizyon filmi, mini dizi veya özel program ödülü
2014
primetime emmy bir drama dizisinde en iyi oyuncu kadrosu seçimi ödülü
2014 · alexa l. fogel, meagan lewis, christine kromer
amerikan kostüm tasarımcıları birliği çağdaş dizi dalında en iyi kostüm tasarımı ödülü
2015 · jenny eagan
en iyi uluslararası program dalında bafta televizyon ödülü
2015 cary fukunaga , steve golin, nic pizzolatto, ...
primetime emmy tek kamera çekimli bir dizide en iyi görüntü yönetimi ödülü
2014 · adam arkapaw
primetime emmy tek kamera çekimli bir dizide prostetik olmayan en iyi makyaj ödülü
2014 · linda dowds, felicity bowring, ann pala
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "nymphe" tarafından 17.11.2020 21:40 tarihinde açılmıştır.
1.
suç, dram ve gerilim tarzındaki amerikan televizyon dizisidir.
iki dedektifin maceralarını konu alır. bu zamana dek üç sezonu çekilmiştir, dördüncü sezonunun çekilip çekilmeyeceğiyle ilgili net bir bilgi yoktur.
her sezonu farklı bir konuyu işler ve sezonlarla birlikte oyuncu kadrosunu da değiştirmektedir. genelde en beğenilen sezonu birinci sezonudur.
iki dedektifin maceralarını konu alır. bu zamana dek üç sezonu çekilmiştir, dördüncü sezonunun çekilip çekilmeyeceğiyle ilgili net bir bilgi yoktur.
her sezonu farklı bir konuyu işler ve sezonlarla birlikte oyuncu kadrosunu da değiştirmektedir. genelde en beğenilen sezonu birinci sezonudur.
devamını gör...
2.
ilk sezonda rust cohle karakteriyle ekrana kitlemiş olan dizi.
felsefe ve polisiyeyi iliklerine kadar hissetmek isteyenler buradan gaza gelip başlayabilir 1.sezona.
şu anda bluetv’de izlenebilir durumda.
edit: diğer sezonları da 1.sezon kadar olmasa da kalitelidir. fikrimce sıralama 1>3>2
felsefe ve polisiyeyi iliklerine kadar hissetmek isteyenler buradan gaza gelip başlayabilir 1.sezona.
şu anda bluetv’de izlenebilir durumda.
edit: diğer sezonları da 1.sezon kadar olmasa da kalitelidir. fikrimce sıralama 1>3>2
devamını gör...
3.
t: hbo pilot bölüm izlenme rekoru kırmış olan, introsu atlanmadan dinlenen, her birinin ayrı güzel olduğu 3 sezondan oluşan, hiçbir müziğinin kötü olmadığı, 2014 yılında yayınlanan amerikan suç-dram-gizem dizisidir. aynı zamanda meşhur, "uçak uçuran zenci pilota ne denir?" nüktesinin yapıldığı dizidir kendileri.
dizinin en azından ilk sezonunu izleyenler için doğrulanmamış bir tahmin (alıntıdır): rust cohle'un sorgularda sürekli bira içmesinin sebebi alkollüyken verilen bilgilerin kanıt olarak kullanılamaması. ki bu düşünülerek yapılmışsa tam rust'lık bir hareket zaten...
dizinin en azından ilk sezonunu izleyenler için doğrulanmamış bir tahmin (alıntıdır): rust cohle'un sorgularda sürekli bira içmesinin sebebi alkollüyken verilen bilgilerin kanıt olarak kullanılamaması. ki bu düşünülerek yapılmışsa tam rust'lık bir hareket zaten...
devamını gör...
4.
tıpkı bastian schweinsteiger gibi ismini görür görmez ezbere alıp yardım almadan yazdığım matthew mcconaughey'in; kader yılı olan ve romantik komedi filmlerinin aranılan vasat aktörü sıfatından tam, resmi olarak kurtulmasını sağlayan 2014 yılının (true detective, the wolf of wall street-interstellar) bir diğer efsane işi. ilk sezonda oynayan conaughey, ortaya koyduğu rolle(rust cohle)oyunculukta destan yazmakla kalmayıp bir de diziyi, devamı merak edilen 2. sezonunda insanları ekrana kilitleyen fenomen haline getirmiştir.
" kendimi realist olarak görsem de, felsefede karşılığı pesimist "
"ortak güzellik masallarda yaşamak ise, bu kimse için iyi bir şey değil."(herkes için mutluluk, kimse için mutluluk demektir)
ilk sezonunda, birisi hayata düz bakan diğeri ise tam tersi varoluşsal sancılarla yaşayan, aforizma üzerine master yapmış iki dedektifin gizemli bir dava üzerine mücadele vermelerini içerir. zamanla çok iyi iki arkadaş olan bu iki dedektif, yıllar içinde birbirlerine karşı nefret, sevgi, korku beslemekle kalmayıp bir de kafaya koydukları davada şaşırtıcı sonuçlarla karşılaşırlar. eğer woody harrelson dizideki alık karakteri düzgün oynamamış olsa, cohle karakteri bu kadar parlamazdı.
zaten bu ikili arasındaki uyumun, kimyanın elbette ki bir sebebi var.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/05/17/itksb62xwdenzfrd-t.jpg)
ek olarak, ilk sezon şöyle bir single take yani plan sekans içerir. buradan
colin farrell içeren 2. sezonunu da ehh işte diyerek zorla bitirmiş olup, o sezon da 3 ayrı hayatın, 3 ayrı kişinin ortak bir durumda birleşmeleri ve devamında gelişen olaylar hakkındadır.
bir çırpıda; genel puanını düşük, ilk sezon puanını ise 9.3, 9.4 civarında gördüğüm dizi diyebilirim. diziyi seyretmeseniz dahi, ilk sezonu birkaç bölümden oluşan bir film gibi kabul edebilirsiniz. 2010'lu yılların yapılmış en iyi işlerinden birisidir.
" kendimi realist olarak görsem de, felsefede karşılığı pesimist "
"ortak güzellik masallarda yaşamak ise, bu kimse için iyi bir şey değil."(herkes için mutluluk, kimse için mutluluk demektir)
ilk sezonunda, birisi hayata düz bakan diğeri ise tam tersi varoluşsal sancılarla yaşayan, aforizma üzerine master yapmış iki dedektifin gizemli bir dava üzerine mücadele vermelerini içerir. zamanla çok iyi iki arkadaş olan bu iki dedektif, yıllar içinde birbirlerine karşı nefret, sevgi, korku beslemekle kalmayıp bir de kafaya koydukları davada şaşırtıcı sonuçlarla karşılaşırlar. eğer woody harrelson dizideki alık karakteri düzgün oynamamış olsa, cohle karakteri bu kadar parlamazdı.
zaten bu ikili arasındaki uyumun, kimyanın elbette ki bir sebebi var.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/05/17/itksb62xwdenzfrd-t.jpg)
ek olarak, ilk sezon şöyle bir single take yani plan sekans içerir. buradan
colin farrell içeren 2. sezonunu da ehh işte diyerek zorla bitirmiş olup, o sezon da 3 ayrı hayatın, 3 ayrı kişinin ortak bir durumda birleşmeleri ve devamında gelişen olaylar hakkındadır.
bir çırpıda; genel puanını düşük, ilk sezon puanını ise 9.3, 9.4 civarında gördüğüm dizi diyebilirim. diziyi seyretmeseniz dahi, ilk sezonu birkaç bölümden oluşan bir film gibi kabul edebilirsiniz. 2010'lu yılların yapılmış en iyi işlerinden birisidir.
devamını gör...
5.
mis gibi dizi ama akmıyor. ilk sezonu izlerken çok zevk almış çok yaşlanmıştım. ikinci sezondan iki bölüm izledim yine çok yaşlandım. bir türlü devam edemiyorum.
dizinin her sezonu farklı bir olay etrafında şekilleniyor. ilk sezonda bir seri katil var, iki dedektif bunu çözmeye çalışıyor.
ikinci sezonda kaybolan/kaçırılan iki çocuk var. ikinci bölümden öteye geçemediğim için sonra ne oluyor bilmiyorum. :d ama hatırladığım kadarıyla olay bu çocukların başına gelenler değil sadece. soruşturmayı yürüten dedektiflerle ilgili de bir durum vardı. kim bilir neydi?
iyice unutmuşum. izler tazelenirsem yenilerim belki ama yeterince yaşlandım zaten biraz daha bekleyebilir sanırım.
dizinin her sezonu farklı bir olay etrafında şekilleniyor. ilk sezonda bir seri katil var, iki dedektif bunu çözmeye çalışıyor.
ikinci sezonda kaybolan/kaçırılan iki çocuk var. ikinci bölümden öteye geçemediğim için sonra ne oluyor bilmiyorum. :d ama hatırladığım kadarıyla olay bu çocukların başına gelenler değil sadece. soruşturmayı yürüten dedektiflerle ilgili de bir durum vardı. kim bilir neydi?
iyice unutmuşum. izler tazelenirsem yenilerim belki ama yeterince yaşlandım zaten biraz daha bekleyebilir sanırım.
devamını gör...
6.
hala favorimin 1.sezon olduğu polisiye dizidir.
o sezonda da matthew mcconaughey'in canlandırdığı rust karakterini asıl parlatanın, yardımcı oyuncu woody harrelson'ın canlandırdığı martin karakteri olduğunu düşünüyorum çünkü izleyici, sürekli martin üzerinden rust'la ilgili bir bakış açısı kazanıyor.
öte yandan bu dizide de olduğu gibi bu polisiye dizilerde sürekli tekrarlanan bezgin ve sorunlu dedektif klişesine (bkz: behzat ç.) biraz alternatif niteliğindeydi martin.
o sezonda da matthew mcconaughey'in canlandırdığı rust karakterini asıl parlatanın, yardımcı oyuncu woody harrelson'ın canlandırdığı martin karakteri olduğunu düşünüyorum çünkü izleyici, sürekli martin üzerinden rust'la ilgili bir bakış açısı kazanıyor.
öte yandan bu dizide de olduğu gibi bu polisiye dizilerde sürekli tekrarlanan bezgin ve sorunlu dedektif klişesine (bkz: behzat ç.) biraz alternatif niteliğindeydi martin.
devamını gör...
7.
ilk çıktığında çok izlenen polisiye dizidir.
çok övüldü, methiyeler dizildi, lakin beni sarmadı. ki polisiye delisiydim o zamanlar. kasvetli oluşundan mıdır nedir ben üçüncü bölümde kaldım.
çok övüldü, methiyeler dizildi, lakin beni sarmadı. ki polisiye delisiydim o zamanlar. kasvetli oluşundan mıdır nedir ben üçüncü bölümde kaldım.
devamını gör...
8.
dördüncü sezonuyla geri dönmüş ve 6 haftalık bir macera sonrası tekrar sessizliğe bürünmüş cağnım dizi.
2014 yılında yayınlanan ilk sezonu, muhtemelen dünya dizi tarihinde eşine az rastlanır cinsten bir gizeme, çekiciliğe ve kusursuzluğa sahipti. introsunda duyduğumuz 'far from any road' bile bölüme başlamadan bambaşka dünyalara ışınlıyordu insanı.
ardından dizinin kitleler tarafından en sevilmeyen sezonu olan 'ikinci' sezon geldi, pek de fena olmayan bir üçüncü sezon ile devam edildi.
ikinci sezonu aradan çıkarırsak, son sezon olan 'night country' de dahil olmak üzere, dizi bir takım semboller, olaylar ve suçlar arasında gidip geliyor. ilk sezonda harika yazılmış 'rustin chole' karakteri, üçüncü sezonun sonunda gördüğümüz ve olayların bir noktasıyla ilk sezondaki olaylarla bağlantılı olması, son sezondaki 'carcosa' ve 'yellow king' göndermeli spiraller...
işte sevgili sözlük, 'tüm bu anlattıklarım nasıl bok edilir?' sorusunun cevabı, dizinin dördüncü sezonu olan 'night country' ile cevaba kavuştu.
oysa dördüncü sezon yayınlanmadan önce medyaya düşen senaryonun ilk 5-10 sayfasına da göz atmıştım.
'....soluk bir güneş, uçsuz bucaksız buz tabakasının üzerinden gücünü kaybeder ve son zerresi de hızla küçülerek yok olur. dünyanın bu kesiminin bir ay içinde göreceği son güneş budur.....' kısmını okuduğumda sevinçten havalara uçmustum. rustin chole karakterinin alaska'da büyüdüğünü, bir süre sonra tekrar alaskaya döndüğünü ve orada uzunca süre yaşadığını biliyorduk. mutlaka bir şeyler olmalı, olay kendisine bağlanmalıydı... belki kendisini de bir dakika bile olsa görmeliydik.
bunun yerine spiraller, ilk sezondan hatırladığımız bir isim ve rust'in babasını gördük. sorun şu, bağlantı bunun neresinde? bağlantı yok. haliyle anlamı da yok. bu ve bunlar gibi onlarca olasılık varken, insanların istediği ne varsa diziye koyalım, demişler. olmamış.
birinci sezon muhtemelen tüm zamanların en iyi sezonlarından birisiydi, öyle kalmaya da devam edecek. buna benzer bir polisiye ya da true detective sezonu da gelir mi, emin değilim.
kalbimizdesin rust.
2014 yılında yayınlanan ilk sezonu, muhtemelen dünya dizi tarihinde eşine az rastlanır cinsten bir gizeme, çekiciliğe ve kusursuzluğa sahipti. introsunda duyduğumuz 'far from any road' bile bölüme başlamadan bambaşka dünyalara ışınlıyordu insanı.
ardından dizinin kitleler tarafından en sevilmeyen sezonu olan 'ikinci' sezon geldi, pek de fena olmayan bir üçüncü sezon ile devam edildi.
ikinci sezonu aradan çıkarırsak, son sezon olan 'night country' de dahil olmak üzere, dizi bir takım semboller, olaylar ve suçlar arasında gidip geliyor. ilk sezonda harika yazılmış 'rustin chole' karakteri, üçüncü sezonun sonunda gördüğümüz ve olayların bir noktasıyla ilk sezondaki olaylarla bağlantılı olması, son sezondaki 'carcosa' ve 'yellow king' göndermeli spiraller...
işte sevgili sözlük, 'tüm bu anlattıklarım nasıl bok edilir?' sorusunun cevabı, dizinin dördüncü sezonu olan 'night country' ile cevaba kavuştu.
oysa dördüncü sezon yayınlanmadan önce medyaya düşen senaryonun ilk 5-10 sayfasına da göz atmıştım.
'....soluk bir güneş, uçsuz bucaksız buz tabakasının üzerinden gücünü kaybeder ve son zerresi de hızla küçülerek yok olur. dünyanın bu kesiminin bir ay içinde göreceği son güneş budur.....' kısmını okuduğumda sevinçten havalara uçmustum. rustin chole karakterinin alaska'da büyüdüğünü, bir süre sonra tekrar alaskaya döndüğünü ve orada uzunca süre yaşadığını biliyorduk. mutlaka bir şeyler olmalı, olay kendisine bağlanmalıydı... belki kendisini de bir dakika bile olsa görmeliydik.
bunun yerine spiraller, ilk sezondan hatırladığımız bir isim ve rust'in babasını gördük. sorun şu, bağlantı bunun neresinde? bağlantı yok. haliyle anlamı da yok. bu ve bunlar gibi onlarca olasılık varken, insanların istediği ne varsa diziye koyalım, demişler. olmamış.
birinci sezon muhtemelen tüm zamanların en iyi sezonlarından birisiydi, öyle kalmaya da devam edecek. buna benzer bir polisiye ya da true detective sezonu da gelir mi, emin değilim.
kalbimizdesin rust.
devamını gör...
9.
takip ettiğim bir youtube içerik üreticisi sayesinde efsane denilen 1. sezonu izlemeye başladım ve 3 bölüm bitirdim. tamam derin ve felsefi bir tarafı var. iki zıt kutbu temsil eden polis detektiflerinin karakterleri ve iç çatışmaları özelinde insanların harici dünya karşısındaki kırılganlıklarını, zaaflarını, varoluşa dair sorunlarını izliyoruz eyvallah ama diyaloglar fazlasıyla günlük hayattan kopuk. herkes, herkese karşı bir had bildirme, hayata dair üst perdeden felsefi çıkarımlar yapma, ahkam kesme çabasında. ne doktorlar, ne polisler ne öğretmenler bu şekilde konuşmazlar. en elit dediğiniz insan gruplarının bile günlük sohbeti er gazinosu muhabbetinden hallicedir. dolayısıyla bana fazla durağan, yapay geldi. yine de ilk sezonu bitireceğim.
devamını gör...
10.
sezon 4 güncellemesi.
kamusal alanda kadının engellenmesi, bireysel çıkarlar doğrultusunda doğruların saklanması, feminist hareket gibi sosyolojik olaylara; baba-oğul ilişkisi, kayıp ardından tutulan\tutulamayan yas gibi psikolojik olaylara; yerli halk-sömürgecilik ilişkisi gibi antropolojik olaylara göz kırpmış olmasına rağmen -evet bana göre sadece göz kırpıp geçmişler- sezon dört benim için felsefeye daha yakın duran şu iki sorudur.
1- bilimsel çalışmalar egemen güçlerden bağımsız yürütülebilir mi?
2- bilimsel gelişmeler söz konusu olduğunda bilim insanlarının etik sınırları var mıdır, olmalı mıdır?
kamusal alanda kadının engellenmesi, bireysel çıkarlar doğrultusunda doğruların saklanması, feminist hareket gibi sosyolojik olaylara; baba-oğul ilişkisi, kayıp ardından tutulan\tutulamayan yas gibi psikolojik olaylara; yerli halk-sömürgecilik ilişkisi gibi antropolojik olaylara göz kırpmış olmasına rağmen -evet bana göre sadece göz kırpıp geçmişler- sezon dört benim için felsefeye daha yakın duran şu iki sorudur.
1- bilimsel çalışmalar egemen güçlerden bağımsız yürütülebilir mi?
2- bilimsel gelişmeler söz konusu olduğunda bilim insanlarının etik sınırları var mıdır, olmalı mıdır?
devamını gör...
11.
(4.sezon icindirrr)
bence tek kusuru izleyiciyi gereğinden fazla manipüle etme çabası idi. her şey bi yere bağlanmayınca kuduranları bayağı rahatsız etmiş bu çaba.. ben bayağı beğendim genel olarak?? ciddi eleştiriye de denk gelmedim, ya sjw woke, ya çok oyalıyor, ya sıkıcı ya da cinayetlerden bunlar mı sorumluydu yani?? tarzında basit bakış açıları ve değerlendirmeler vardı.
şöyle bir deveran eden gerilim hattı vardı: gizem-paranormallikler-gerçeklik-tekrar paranormallikler-tekrar gerçekliğe kayış. hatta clark'ı yakaladıklarında kendi kendine sayıklarken "zaman düz akmıyor" tarzında bir cümle kurmuştu. yani lineer bir akış elbet var ama çoğu olay açıklanmasına rağmen paranormalliklerin devam etmesi ve hatta geçmişte de bunların olması (navarro'nun annesi) bu döngüselliğin göstergeleriydi. tabii bu döngüselliği ifade etmenin en rahat yolu nesillerden beri süregelen folklorik korku ögelerini kullanmak, nitekim ennis kasabası hakkında anlatılanlar ve yaşananlar üzerinden yapılmış bu doğal olarak.
göze soka soka politik ve sosyal mesaj verme işinden hiç haz etmiyorum, ama şahsım haz etmiyor diye bu onu kötü yapmıyor.. bürokrasi ve kolluğun halktan ziyade kendi çıkarlarına hizmet eden bir ikili oluşu, amerika tipi maden sömürgesi, doğa katliamı vs bunlar defaatle değinilmesi gereken konular.
öz: 10/8
-1 müziklerin çoğunu beğenmedim
-1 2-3 gereksiz karakter var idi, başta navarro'nun kardeşi olmak üzere
bence tek kusuru izleyiciyi gereğinden fazla manipüle etme çabası idi. her şey bi yere bağlanmayınca kuduranları bayağı rahatsız etmiş bu çaba.. ben bayağı beğendim genel olarak?? ciddi eleştiriye de denk gelmedim, ya sjw woke, ya çok oyalıyor, ya sıkıcı ya da cinayetlerden bunlar mı sorumluydu yani?? tarzında basit bakış açıları ve değerlendirmeler vardı.
şöyle bir deveran eden gerilim hattı vardı: gizem-paranormallikler-gerçeklik-tekrar paranormallikler-tekrar gerçekliğe kayış. hatta clark'ı yakaladıklarında kendi kendine sayıklarken "zaman düz akmıyor" tarzında bir cümle kurmuştu. yani lineer bir akış elbet var ama çoğu olay açıklanmasına rağmen paranormalliklerin devam etmesi ve hatta geçmişte de bunların olması (navarro'nun annesi) bu döngüselliğin göstergeleriydi. tabii bu döngüselliği ifade etmenin en rahat yolu nesillerden beri süregelen folklorik korku ögelerini kullanmak, nitekim ennis kasabası hakkında anlatılanlar ve yaşananlar üzerinden yapılmış bu doğal olarak.
göze soka soka politik ve sosyal mesaj verme işinden hiç haz etmiyorum, ama şahsım haz etmiyor diye bu onu kötü yapmıyor.. bürokrasi ve kolluğun halktan ziyade kendi çıkarlarına hizmet eden bir ikili oluşu, amerika tipi maden sömürgesi, doğa katliamı vs bunlar defaatle değinilmesi gereken konular.
öz: 10/8
-1 müziklerin çoğunu beğenmedim
-1 2-3 gereksiz karakter var idi, başta navarro'nun kardeşi olmak üzere
devamını gör...