türk insanının çok gürültücü olması sorunsalı

kentli ve köylü ayrımında tartının artık köylüden yana ağır basmasıyla ilgili bir meseledir bu. kentli kültürünün tam olarak oturmamış olmasından çok, köyün kesintisiz biçimde kentlere doğru süren akınıyla ve dengenin artık tamamen kaymasıyla alakalı hissedilen bir rahatsızlıktır bu mesele.

önümüzdeki bu vahim tablo, kent sakinleri için kentli ve köylü olarak bir ayrım yapmaya mecbur bırakıyor bizi. kentlerde köylünün lehine gerçekleşen nüfus artışı kentlerin yaşanılabilirliğini olumsuz yönde etkilerken bugüne kadar karşılaşmadığımız çatışmayı da beraberinde getiriyor. bi bakıma dağdan gelip bağdakini huzursuz etme olayıdır bu.

her dönem bir önceki döneme göre kendimizi daha fazla rahatsız edilmiş, sıkışmış ve mutsuz hissediyor olmamızın temel sebebi köylülerin kent kültürünü sabote etmesi ile yakından ilişkilidir. atıyorum 20 yıl önce istanbul bugünkü istanbul'a nazaran elbette daha medeniydi.
çünkü köylülüğün rahatsız etmeyen yansımaları ile bugünkü köylü zorbalığını bir araya getirebilmek pek mümkün değildir. ayrıca şehirlerdeki yükselen köylü nüfus ile birlikte kentlerdeki hakim kültürün artık köylülüğün lehine ağır basması nedeniyle kültürel anlamda şehir yaşantısına adaptasyona karşı bir direnç de gelişmiş oluyor.

işte şehirli diyebileceğimiz kültüre sahip insanın en büyük dert ve sıkıntısına da bu tablo sebep oluyor.

doğru . herhangi bir şehre bakın trafik gürültü kaos. oturduğun kafede bile bakın arka masadaki ınstagram videosu açmış bangır bangır izliyor.
otobüsü metrosu iş yeri lokantası her yeri gürültü içinde. kişisel alan sınır hiçbir şey yok .
bağıra bağıra konuşan insanlar dolu etraf.

biraz hispaniklerle takılmanızı tavsiye ederim