türk kadınındaki kayınvalide düşmanlığının sebebi

temel sebep erkeğin, iki kadının onun için kavga etmesinden haz duyması ve bu sebeple tavrini ortaya koymamasıdır. anasının kuzusu olan bazı erkeklere kadınları suçlamak kolay gelir.

(bkz: türk kadınında kadın düşmanlığı) ayrıca böyle bir şeyde vardır tabii.

beyler ikisi arasında kaldıysanız kaçın. durmayın, mirkelam'ın zamanında koştuğu gibi koşun!

koş koş koş

her şeye karışan kayınvalidelere öznel olduğunu düşündüğüm sebep.

genelleme yapmak tabiki doğru olmaz.

fakat tanık olduğum kadarıyla; mutsuz evliliği olan ya da aşk evliliği yapmamış olan "annelerin" bu ilgi veya sevgi ihtiyaçlarını oğullarından karşılayıp; onu sevgi ve ilgi kaynağı olarak görüp; "paşalarını " paylaşmak istemediklerini geline hissettirmeleridir.

- "el kızı" kavramı çok irrite edici değil mi? bunu bana da birisi laf altından soksa ben de "kayınvalide" kişisinden pek hoşlanmazdım.

-e seninki de el oğlu. ama neden kız tarafı sarıp sarmalıyor damadı; hatta kendi oğulları yerine koyuyorlar?

bunu bi düşünmek lazım.

sal artık şu oğlunu bir sal....

kaynana-gelin çekişmesi tarihteki en eski çekişmelerdendir. türkiye ile sınırlı da değildir.

ilk tanımındaki "temel sebep erkeğin, iki kadının onun için kavga etmesinden haz duyması ve bu sebeple tavrını ortaya koymamasıdır." cümlesini gülünç bulduğum başlıktır. gelin ile kayınvalide didişmesinde arada kalan kişidir erkek. bu durumdan haz duyması gibi bir ifade tamamen saçmalıktır. tavrını ortaya koymamasının nedeni bir tarafın alınacak olmasından kaynaklanır. dolayısıyla iki tarafın da suyuna gitmeye çalışır, ki bu da büyük bir yüktür. suçu sürekli erkeklerde aramayı bıraksanız mı acaba?

türk kayınvalidesindeki gelin düşmanlığıdır. ps: (bkz:genelleme)

düşmanlık demeyelim de anlaşmak istememek diyelim isterseniz.
ben kayınvalidemle sıfır sorun yaşadım, yaşıyorum. ilişkimizi maslahatgüzarlığı seviyesinden öteye hiç taşımadık.
aynı şehirde olmamıza rağmen ayda birden fazla görüşmüyoruz yıllardır. ben evime geldiğinde ona misafire davranır gibi davranıyorum, onun evindeyse misafir gibiyim.
kendisine anne demiyorum, sizli bizli bir tarz benimsedim. hiç sesimi yükseltmedim, onun da sesini yükseltmesine fırsat vermedim. istemediğim şeyler için hayır demeyi öğrendim.
en önemli nokta ise, biricik oğlu ile olan ilişkisini hiç kıskanmadım. haftada iki akşam beraber vakit geçirmelerini ve iki haftada bir haftasonu beraber plan yapmalarını destekledim.
saygılı ve mesafeli bir ilişki kurmayı başarabilen kimsede düşmanlık olmaz. sadece pandemide değil tüm ilişkilerde mesafeli olmak hayat kurtarır.

özellikle kadına yönelik baskıların ağır olduğu erkek egemen toplumlarda bana stockholm sendromunun yansıması gibi gelir. hayatı boyunca ezilen, baskı gören, hayallerini yaşama şansı olmayan, hayatını baskı ve kurallar hapishanesinde geçiren kadın, oğlan çocuğu doğurup anne olduğunda övülür. oğlu üzerinden değer kazanır. yaşlandıkça söz hakkı artar. kocası dahil hiç kimse tarafından dinlenmeyen kadını, oğul ana hakkı der dinler.
oğlan evlendiğinde başlayan güç kavgasında hayallerini yaşayamayan ve biz kaynanamızın yanında oturamazdık bile diyen kadın kendi nemesisine döner. gelin-kaynana-oğul ilişkisi taraflardan biri bu kısır döngüyü kırana kadar devam eder.
kişiliği yeterince oturmamış ve anne-oğul, anne-sevgili ilişkilerin ayrı tutamayan erkeklerin bu kısır döngünün devamında rolü büyüktür.

çoğu kaynananın kan emici davranışlarda bulunması gibi çok basit bir sebeptir. etki tepki meselesi. arı kovanına çomak soktuğunda niye iğnelendim demeyeceksin.

hep kültür yüzünden olan.

eski zamanlardan kalma bir durumdur.

geçmişte kadın evini ve düzenini bırakıp tanımadığı bir düzenin içine konulur. huzursuzluğun sebebi iki ailenin iç içe yaşamasıdır. artık böyle durumlar azaldı elbette sadece adı kaldı.

türk kayınvalidelerin genellikle gelinlerini kişisel köle, harry potter'daki ev cinleri vasfıyla görmeleridir.

sınır koymayı bilmeyen kadınlar, kayınvalidesine düşman oluyor bence.. duruma göre 2-3 haftada bir görüşüyorum, mıç mıç bir ilişki kurmadım. seviyeli bir ilişkiniz olursa zarar görmezsiniz. kayınvalide ile samimi ilişki kurulmasını sınır ihlali olarak görüyorum açıkçası.. türkiye sınırları dahilinde bizler hayatı ya hep ya hiç kafa yapısıyla yaşadığımızdan en ufak bir samimiyet, sizden büyük tavizler vermenizin istenmesi ile sonuçlanabilir. hayatınıza karışmasını istemediğiniz kişilerle mesafeli ilişki kurmak iyidir buna kayınvalideler de dahil...

evliliğin iki kişi arasında olduğunu kabullenemeyen toplum.

kayınvalidenin genç kadını rakip görmesiyle başlayan bir evredir. düşmanlık gören genç kadın içinde sevgi besleyemez elbet. genelde üç beş sene sonra durumlar düzelir. yani umarım herkeste düzeliyordur.

kime göre neye göre? tam tersi de olabilir. “türk kadınındaki gelin düşmanlığının sebebi" gibi. tek taraflı değildir belki de bu düşmanlık, duygular karşılıklıdır. olamaz mı? *

şaka bir yana, kendi annenizle bile ayrı düştüğünüz konular varken, zamanla tanımaya başladığınız bir insanla fikir ayrılıkları olması gayet normal değil mi? bu düşmanlık niye ey gelin/kaynanalar!*

(bkz: kadının tek iktidar alanının erkek çocuğu olması sorunsalı)

nedenini anlamadığım bir şekilde şu anlayış var: kendisini zamanında cefa çektiyse zorluk yaşadıysa aynısını gelini de yaşasın anlayışı var. bir de oğlunu padişah gibi büyütmenin yanı sıra kimilerinin eş değil de hizmetçi gibi gördüğü de oluyor. bence asıl sebepler bunlardır.

"gücü" paylaşmaya yanaşmamak aslında bir sebebi. çünkü en çağdaşım diyenin bile zihninin kuyusunda; erkek eşittir güç.

geliniyle didişirken...damatlarını oğluymuş gibi sever aynı anne çünkü kızı güç sembolü değildir zihninde. onun sevgisini damatla paylaşmış olmaktan rahatsız olmaz.

kayınpeder yahut damatların yaşamadığı bir gerilim bu. kayınpeder ile doğrudan bir gerilim de yaşamaz memleketin kadını. çünkü bir kadın olarak güç kavgasını yine bir güç sembolü erkek olan kayınpederiyle yapamaz. erkek olmanın ötesinde yaşlının gücü diye bir şey de olduğundan; kocasını öyle bir gerilimin içine de çekemeyeceğini bilir en baştan. koca erkektir ama kayınpeder yaşlı bir erkektir nitekim. 1 lira farkla satılan büyük boy içecek gibi yani.

diyeceksin ki kayınvalide de kocadan yaşlı. ama unutma bu kafaya göre yaşlı bir kadın genç bir erkeğe göre yine yönetilen olmak durumunda. çünkü yaşlılıktan gelen güç öncelikle erkek olma koşuluna bağlıdır. aynı yaşlı kayınvalidenin kendisinden genç damatlarla olan ilişkisini ters yönde düzenleyen de onların erkek olması zaten.

kendisini hakem kabul eden eşi ve annesi arasında bir erkeğin kalması, o evlilikten yetişecek çocuklar hakkında da ipucu verir aslında. heytt diyerek hönküren külhanbeyi kılıklı siyasileri sever o çocuklar büyüdüklerinde. çünkü güçlüyü sevme şablonu vardır zihinlerinde.