türk kadınındaki kayınvalide düşmanlığının sebebi

kökleşmiş bir düşmanlık olduğunu düşünüyorum. iki taraf da ortada bir neden olmasa bile kavgaya hazırdır çünkü toplum bunu öğretmiştir. kadın büyürken kayınvalidesi hakkında yakınan diğer kadınları duymuş, kayınvalide ise gelin "zulmü" duymuştur. şarkılarda, hikayelerde, dizilerde her yerde bu çatışma gözlerine sokulmuştur. böylece iki taraf da ilişkilerine bunların beklentisi ile girer (bilinç dışı bir beklenti) çünkü normal olan budur.
karşılıklı ön yargılar olmasa ve karşılıklı saygı olsa bu tarz düşmanlıklar olmayacaktır. kavga elbette olacak. ayrıca ben bu düşmanlıkta erkeğin rolünün de büyük olduğunu düşünüyorum. onun da iki tarafa net sınırlar çizebiliyor olması lazım. sonuçta kimse kimsenin bir uzantısı değil. herkes kendi hayatını yaşayacak.

wall of text’e gerek yok.
valide hanımın “oğluşunu”,”paşasını” başka bir kadınla paylaşamaması, bunun sonucunda da her şeye burnunu sokması.
kadının da “artık adamın sahibi benim, geç yerine haddini bil” demesi.

(bkz: türk kayınvalidesindeki gelin düşmanlığının sebebi)
(bkz: yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan)
(bkz: ilk kim başlattı ulan?)

arkadaşlar eğitimli kaynana isteyenler bana ulaşabilirler dm üzerinden.
ama sizin de eğitimli olmanız lazım yoksa alamıyoruz maalesef ne kadar güzel olsanız da.
evet.

eşekle mi evlenelim ayol.

oğlunu bayıra koyun salar gibi salmış olduğu için olabilir. ne eğitimi ne karakteri başıboş bırakıp her işini yaptığı oğluşum diyerek vajinasından ayrı tutmadığı oğlu ana kuzusu olup anası gibi yar arıyor. her işi de kadın yapıyor. sevgi ve fedakarlık nedir bilmeyen eşşek herifler de orada burada kadınlar hakkında atıp tutuyor işte.
(bkz: pes doğrusu)

bende olmayan durum. kayınvalidemi çok severim. konuşkan, yardımsever, iyi niyetli bir kadındır. beraber yaşayacak olsak gık demem.

ama kız kardeşimin eski kayınvalidesi yok mu? herşeyolog, bencil, fitneci.

yani demem o ki düşmanlık aslında kaynananın tavrından geliyor. ama etrafımda kayınvalidesi melek olup, ona düşman olan kişiler de var. sadece suçu kayınvalideye yüklememek lazım; her şey karşınızdaki insanla ilgilidir.

bir yazımda ‘evlenince ailesiyle de evleniyorsunuz’ demiştim ve biri karşı çıkmıştı. sözümün arkasındayım. evlenmeden önce ailesine bakın, size sonradan bir şekilde sorun çıkaracak, üzecek kişilerse o kişi ile evlenmeyin.

(bkz: türk kayınvalidedeki gelin düşmanlığının sebebi)

bizimkiler gayet güzel anlaşıyorlar. genellemeye gidilmiş bir tespitle daha karşı karşıyayız.

bağımlı çocuk yetiştirmektir mesele. vay evladım oyuncağın yere mi düştü sen aman eğilme ben alırım, ay oğluşum sen susadın mı kurban olurum sana suyunu ben getireyim, oğluşum kavga mı etmiş okulda hemen yarın gelir o çocuğa haddini bildiririm ben temalı cümleler ve çocuğun gtünden bir an olsun ayrılmayışınızla bağımlı erkekler yetiştirip kadınların başına bela ediyosunuz. evlilik 2 kişiliktir ama bu tarz anneler evlendikten sonra oğullarının yakasından düşmez. oğlunun evindeki sehpanın yerinden tutun da kaç çocuk yapacağına kadar her şeye annesi karar verir (istediği olmayınca da oğluna vicdan kastırır). halbuki bunlar karı kocanın vereceği kararlardır. hali hazırda bağımlı yetişen oğlan da annesi ve karısı arasındaki dengeyi sağlayamaz. haliyle eşler de bu noktada çatışırlar. oğlanın eşi evliliğinin içindeki 3. başa yani kayınvalideye düşman kesilir ki bence haklıdır. zaten gelin-kaynana tartışmalarının yüzde doksanı da bu gibi sorunlardan ortaya çıkar. gelinler her zaman haklıdır demiyorum ancak gözlemlediğim kadarıyla bizim ülkemizdeki çoğu erkek bağımlı. anne bağımlısı.

türk erkek annelerinin erkek evlatlarına karşı patolojik bağlanma sorunu yaşaması.(bu çok yaygın ve bilinen bir hastalık.)

toy ve güçsüz erkekler sorunlu kadınlara çekilir. sonra da ağlarlar. akıllı olanlar büyüdükçe daha düzgün ilişkiler kurma ihtiyacı duyar. ama orada takılıp kalanlar için yapılabilecek pek bi şey yok. o kadın size saygı duysa annenize de saygı duyardı beyler. sizi yetiştirmiş kadının hatrı olurdu. yoksa uzak durun. ya da durmayın. hasta bir kadını ailenizin içine sokun ve bütün hayatınız onu iyileştirme çabasıyla geçsin.

ablamın kayınvalidesi gibi kayınvalidem olsa, kayınvalide katili olabilirim. kaynağı cehalettir. genelde kayınvalidelerden kaynaklı oluyor bu düşmanlık.

"erkek annesi" olmakla önünen bu zat-ı muhteremlerin errrrkek evlatları üzerindeki nüfuzlarından güç alarak "el kızı" olarak gördükleri gelinlerin ağzına sıçtıkları oluşabilen, böyle acayip enteresan bir durum.

düşman değiliz. büyük oldukları ve bir anne oldukları için hep saygı duyduk, alttan aldık, laf sokmalarına sustuk, haksız insan kayırmalarını görmezden geldik, kızlarını daima bizden üstün tutmalarına 'eyvallah' dedik. ona tamam buna tamam dedik. ama onlar da bizim bir anne olduğumuzu, kendi kızları gibi bizim de bir anne evladı olduğumuzu unuttular. oğullarının; evine aldığı hizmetçi gibi görüp yapmadıklarını bırakmadılar. biz de bir yerden sonra çileden çıktık tabi.

öyle bir derdim yok çok şükür kurtuldum bosanarak.

kayınvalidelerin oğullarına gereksiz düşkünlüklerinden kaynaklanır.. sevgi demiyorum, düşkünlük...
bir evladın annesini sevmesi, annenin de evladını sevmesi kadar doğal bir şey yoktur. doğal olmayan şey,
annenin sürekli rol çalma çabasıdır. sürekli oğlu ile ilgili işlere karışma, bu böyle olsun, şu şöyle olsun diye ortalıkta bitmesidir.
anneye bu özgürlüğü ve hakkı tanıyan erkekte de çok suç vardır. bizim işimize karışma anne biz iyi veya kötü hallederiz, ha danışmak istediğimiz bir şey olursa o ayrı... ama fikrini sormadan ne kız tarafının anası ne oğlan tarafının anası müdahil olmamalıdır çiftlerin hayatlarına.
kendi işlerine bakmalıdırlar. evlatlarını sevgili gelinlerine ve damatlarına emanet edip ılımlı bir kayınvalide olarak yaşamlarına devam etmelidirler.
öyle kayınvalidelere düşmanlık olmaz. sevgi bile duyulur.. nokta.

sebebi damadın iki tarafın ilişkisini yürütememesi. gelini anlarım çok başka bir dünyaya giriyor. başka insanlar var ve o süreye kadar ki yaşadığı hayattan farklı bir hayat. bu süreçte de damadın annesi ile yaşadığı her şeyi geline kötü bir şekilde anlatması doğal olarak gelini kaynanasına düşmanlaştırıyor. yani asıl olay ortak payda olan damatta. damat iki tarafı da gayet güzel bir şekilde idare edebilecekken, idare etmemeyi seçiyor.

erkeklerin dengeyi kuramamasından kaynaklandığını düşündüğüm durum.*

sık sık da türk kayınvalidelerindeki kadın düşmanlığı nedeniyle ortaya çıkabilen olayın nedenleri.

böyle karşılıklı bir düşmalık oluşuyor çünkü erkek annelerinin çoğu bir tuhaf. daha kız eve gelmeden başlıyorlar kızı kötülemeye. oğullarına hep başka birini layık görüyorlar. kafalarında komşunun kızı, rüstem beylerin yeğeni, hatçelerin torunu falan oluyor, oğullarıyla evlendirmek için. adam kendisi birini beğenip getirince bunu galiba kendilerine bir meydan okuma ve saldırı gibi algılıyorlar ve başlıyorlar karşı saldırıya.

insan koynuna kimi alacağını kendisi seçmeli. eğer aileye gelin ya da damat olarak girecek kişi sapık, katil, bağımlı, zekâ özürlü falan değilse insanların seçimlerine karışmayın. bırakın doğru ya da yanlış yaşasınlar hayatlarını. sizin karışmanız o hayatı dört dörtlük yapmayacak. sizin seçtiğiniz kişiyle yapılan evliliklerin de sonsuza dek sürme garantisi olmayacak. eğer evlendikten sonra, evlilik öncesi görmediğiniz çok büyük bir karakter sorunu ortaya çıkarsa o zaman sahip çıkın çocuklarınıza. aksi gibi bu tipler tam tersini yapıyor genelde. "bizi dinlemedin gittin evlendin. şimdi ne hâlin varsa gör" diyerek arkasından çekiliyorlar çocuklarının. ondan sonra da sonunda ağlayacakları olaylar yaşanıyor.

son olarak bir örnek yazayım şuraya. gerçek kesit vardı bir zamanlar. gerçek hayatta yaşanmış olan, üçüncü sayfa haberi denen haberleri ekrana taşırdı bu program. bir bölümünde bu konu işleniyordu. kaynana gelini, daha evlenmeden istememeye başladı. kızcağız da gayet sakin, alttan alan bir tipti. kaynananın aklında bir başkası vardı oğlu için. adam kendi istediği kişiyle evlendi. 2 çocukları oldu ama kaynana hâlâ gelini kabul etmiyor ve ilk fırsatta boşanmalarını sağlayıp oğlunu diğer kızla evlendireceğini söyleyip duruyordu. sonuç şu oldu: sonunda gelin de karşılık vermeye başladı kaynananın dırdırlarına. bir gün bir kavga sırasında cinnet geçirerek, kavganın seslerinden korkarak ağlamaya başlayan 2 çocuğunu boğarak öldürdü. görüldüğü gibi bu tür işlere karışmak ve sürekli yorum yapmak, tahmin bile edilemeyecek facialar yaşanmasına neden olabilir.

***

bir de fıkra ekleyeyim:

genç adam heyecanla annesine gelir ve âşık olduğunu söyler. evlenmek istediğini ve evlenmek istediği kadını onunla tanıştırmak için eve getireceğini söyler. bu arada da sadece eğlence olsun diye eve 3 kız getireceğini ve annesinin evleneceği kızı tahmin etmesini ister.

ertesi gün 3 güzel kızla eve gelir. tanışmalar, sohbetler falan derken kızlar gider ve adam heyecanla sorar annesine:

- anneciğim, tahmin edebildin mi hangisiyle evleneceğimi?

anne 1 saniye bile düşünmeden cevaplar:

- kızıl saçlı olan.

adam şaşırır:

- inanılmaz! nerede bildin?

anne cevap verir:

- bir tek ondan hoşlanmadım...

kayınvalidelerdeki gelin düşmanlığı