türk kahvesinin tadının abartılması

bu kadar abartılan başka ne var bilmiyorum. iki yudum al ağzın telve. hup bitti. böyle içecek mi olur lan.

saçma sapan abartılı bi hareketler, anlam yüklemeler.

kahve tiryakisiyim. yani günde 4-5 bardak içiyorum. bu kadar süslemiyoruz. şunu hergün max bir kere içiyorsunuz 23 saat anlatıyorsunuz.

ev hanımı itemi. yıldık.

şöyle koktely tarifi veren eğlenceli bir hatun neden gelmez şuraya bee.

çok sevsem de cidden abartıldığı bir gerçek. o kadar da muazzam bir tadı yok şimdi eğri oturup doğru konuşalım.

tadı bence güzel.

abartmayan arkadaşlar daha da abartın. adı üstünde türk kahvesi bu. aranızda tuzlu yapmak isteyen varsa kendimi denek olarak size sunabilirim

cacık bundan daha lezzetli. arada sırada içilir de her gün olmazsa olmaz gibi içenin kendine saygısı yoktur.

yarısı telveden oluşan, genelde robusta alt kalite kahve çekirdeğinden yapılan, acılığına katlanılabilsin diye ancak cücük kadar fincanlarda servis edilip içilebilen bir kahve çeşidinden bahsediyoruz.

şekerlisi zaten hepten iğrenç, acayip midemi bulandırıyor. sadesini de içerim içmesine ama bayılmam, bir yerde ikram edilmediği sürece gidip de kendim aramam.

“sen git starbucks’ta white chocolate mocha” iç diyen iftiracı beyin yoksunları birazdan başlığın altına gelecektir ama ben baştan uyarımı yapayım: ben mochayı çoğu zaman evde ve likörlü içerim beybisi. white chocolate denen mereti ise sadece iki üç defa içtim.

ben filtre ve americano içer ve canını yerim. diğerleri olmasa da olur. sütlülerde de haydi bilemedin cortado belki. budur.

yoo bence güzel tek sorun çabuk bitmesi.
fincan yetmiyor bardağa koyunca bu seferde tadı güzel olmuyor.

abartılmasını abartmanız daha da gereksiz. içme, övme. hayret bir şey.

kahve, avrupa’ya iki şekilde yayılmıştır. birisi hollanda ve ingilizler aracılığıyla hindistan’dan getirilen kahvelerle diğeri de 1683 yılında merzifonlu kara mustafa paşa’nın sebep olduğu ii. viyana kuşatması sırasında bırakılan çuvallar dolusu kahve çekirdeği ile yayılmıştır. bu kahve çekirdekleri ilk önce hayvan yemi sanılsa da daha sonra bir süre osmanlı’da bulunmuş olan ve doğuya seyahatler gerçekleştiren georg franz kolschitzky tarafından bu çekirdeklerin ne için kullanıldığı anlatılır. doğuya ait olduğu için çok istenilmeyen kahve çekirdeklerini kolschitzky alır ve hof zur blauen flasche “mavi şişenin altındaki ev” adıyla bir kahve dükkanı açar. tabii o zamanlarda viyana’da yaşayan insanlar da kahveyi biraz acı bulur. kahve dükkanı sahibi abimiz de bu acı tadı kırmak için süt, bal, şeker gibi ürünler kullanır. daha sonra bu kahve çeşitleri günümüzdeki kahvelerin oluşumuna sebep olur. hatta günümüzde sıkça tercih edilen “cafe”lerin ismi de yine buradan gelir.* tabii biz de bu bilgilerin pek çoğunu o dönemde bunları kaleme alan yabancı yazarlar tarafından öğreniyoruz.

mavi şişenin altındaki ev kahvehanesi

kaynak bağlantılar;
kahvegibikahve.com/blog/viy...
www.bbc.com/turkce/haberler...
görsel kaynağı

konumuza dönecek olursak ne alakası olduğunu düşünebilirsiniz ki mesele şu;
tabii ki herkes türk kahvesini sevmek zorunda değil ama bu sonuçta zevk meselesi olduğu için abartılması saçma değil abartılmasının abartılması saçma. ayrıca bu beğendiğiniz, işte ben evde kendim yapıyorum dediğiniz kahve bile türk kahvesinin evlatları. bir nevi türk kahvesi içiyorsunuz yani.* madem zevklerin abartısından bahsediyoruz. hatta acılığından şikayet ediyoruz filtre, kahve americano gibi acı kahvelerden çok daha iyidir kendisi. hatta anlaşılmamış olabilir ama telve biraz tadı değiştiriyor olsa da türk kahvesine en yakın tada sahip kahveler onlardır.* şekerli yiyecek, içecekleri çok seven biri olarak söylüyorum ki öbürlerini canım bile çekmiyor.
son olarak türk kahvesinin sadece tadı değil, sohbeti de abartılır ki o yüzden atalarımız şunu söylemiştir;
“bir kahvenin 40 yıl hatrı vardır.”

kahvemizi hep hatırşinaslarla içme umuduyla...*

düzenleme: resim daha sonra eklenmiştir.

abartırım, sevdiğim her şeyi abarttığım gibi sade türk kahvesini de abartırım, zevklere saygı duyun oğlum artık

abartıyı hak eden bir içecek. ben hatta koca kupaya demleyip içiyorum.

bardak bardak kimyasal tozlu kahve içip "yav çok abarttınız ha!" demek de ayrı bir kafa.