türkiye yüzyılı

ak parti hükümetinin türkiye'nin 100. yıl dönemine atıfta bulunarak, parti bazında düşünceleri ve hedeflerinde gerçekleştirmek istedikleri bir çok konuyu el alan ve yine kendi hükümet dönemleri içerisinde türkiye cumhuriyeti'ni geliştirme projesi.

adalet ve kalkınma partisi'nin türkiye cumhuriyeti'nin 100. yılı'na ithafen ortaya attığı bir kavramdır. türkiye yüzyılı'ymış, gören de şu an türkiye'nin halini iyi zanneder. sakın akp'lilerin türkiye yüzyılı dediği şey aslında israil yüzyılı olmasın? herkesin bildiği üzere malum kişi, bop eşbaşkanı olduğu için. islamofaşist akp'nin 22 yıllık iktidarında ortada ne gerçek bir türkiye yüzyılı kaldı ne huzur ne adalet ne de diğer pozitif şeyler. çöpten ekmek toplamak ve ne idüğü belirsiz 13 milyon sığınmacı mı türkiye yüzyılı oluyormuş? laf söyledi balkabağı. recep tayyip erdoğan, bu ülkenin başına gelmiş en büyük felakettir. türkiye yüzyılı'na bak hele; geçenlerde somali cumhurbaşkanı'nın oğlu, aracıyla istanbul'da bir türk kuryesine çarpıyor ve bunun karşılığında hiçbir bedel ödemiyor. türkiye yüzyılı safsatası, yeni türkiye kapsamında abd'nin büyük orta doğu projesi'nin tıkır tıkır işlemesidir.
akp'lilerin "türkiye yüzyılı" safsatasının logosu

dinciliğin derin bir kincilik olduğunu acı bir reçete ile öğrendiğimiz yüzyıl. mütedeyyin ve muttaki hırsızlar çağı. gençler bilmez, bu hikaye ‘selam ve dua ile’ başladı, ‘allah utandırmasın’ diye yol aldı. öyle böyle değil ama epey bir yol aldı. utanan olmadı.

ne ise;
selam ve dua ile.

(abdurrahman abdurrahman! yatacak yerin yok abdurrahman)

turkiye cumhuriyeti devleti'nin 100.yılı diyeceksiniz dogrusunu ögrenin .

şu yukarıdaki görüntüler önümüzdeki yıllarda istanbul, ankara, bursa, izmir, eskişehir, antalya gibi kentlerin en nezih yerlerinde de görülecek. türkiye yüzyılı tam olarak bu değil, ama bir parçası. keşke sadece bu olsaydı.

11 eylül 2001 saldırıları ve sonrasındaki birkaç yılda şöyle manzaraları televizyon haberlerinde çokça izlerdik. bazen ırak, bazen pakistan, biraz suriye, biraz kuzey afrika ülkeleri... türkiye'nin ab adaylığının resmiyet kazandığı, futbol takımının dünya üçüncüsü olduğu, gağassaray'ın uefa ve süper kupayı kazandığı, türkiye'nin örovizyonda birinci olup ardından yarışmaya ev sahipliği yaptığı, istanbul'un avrupa kültür başkenti olarak parlatıldığı, o zamanki z kuşağı olan biz gençlerin* avrupa ülkelerinde fink attığı ve avrupalı arkadaşlarımıza türkiye'yi karış karış gezdirdiğimiz yıllardı. tv'de izlediğimiz görüntüler sanki başka bir gezegenden geliyordu. gazetelerin arka ya da iç sayfalarında çeşitli islam ülkelerindeki kafadan kontak din adamlarının hard şeriatçı sözleri de bize oldukça yabancıydı. türkiye ülkesinin oralarla alakası yoktu sonuçta.

yirmi yıl kadar önce bize komik, saçma ve gülünç gelenler artık türkiye'nin normali oldu. eski normal ise yavaş yavaş yok ediliyor. türkiye yüzyılı böyle bir şey olacak sanırım.

"aslan tut, kaplan yırt" felsefesine tanık olduğumuz 100 yıl.

yüzyılın türkiye'si değil de türkiye'nin yüzyılı anlamına gelen ifade. yani bize kadar, bize yetecek şekilde, ya da olduğu kadar veya bizde yüzyıl böyle gibi.

öne çıkan bazı belirgin özellikleri olacak. mesela biri şudur ve şudur.

para kazanarak geçimini sağlayan insanların bunu nasıl yaptıklarına karışmak olacak ama bağğzı ülkelerde, özellikle güney asya, güney amerika ve afrika ülkelerinde, insanlar çok yoksul olduğu için kentlerde çok düşük maliyetle, içeriğine dair pek fikrinizin olmadığı, ucuza tüketebileceğiniz yiyecek ve içecek satıcıları olur. hijyenik olmayan koşullarda hazır hale getirilmeleri haricinde kullanılan malzeme de pek güvenilir değildir. bunlar o ülkelerdeki insanların ten rengiyle, etnik kökeniyle, dini inancıyla, şununla bununla değil yoksullukla alakalıdır. yoksulluğun dini imanı, tanrısı kitabı yoktur. müzik gibi, futbol gibi, matematik gibi dili evrenseldir.

bir başka özellik barınma sorunu olacak. milyonlarca insanın bundan çeyrek yüzyıl sonra sokaklarda yaşama ihtimali var bu ülkede. bu mesele, mülkiyetçi sağ ideolojilerle hele dinle falan hiç çözülemez. barınacak yeri bile olmayan insanların neler yapabileceği, onlara neler yapabileceği olasılıkları insanın gözünü fena halde korkutuyor. dünyanın en büyük organ mafyaları buradan çıkabilir mesela.

başka birisi de ulaşım. tok kapılı araçları insanlar çoktan unutmuştur herhalde. bundan sonra da hatırlamasınlar bir zahmet. artık devir iki ya da üç tekerlikli araçların devri. tıpkı güney asya ülkelerine benzeyecek yollar. zaten yıllardır motorculardan bahsediliyor ülkede, alışmıştır herhalde millet.

dikkat buyurun, türk yüzyılı değil türkiye yüzyılı.

gri listeden çıkmanın başarı sayıldığı, 10 küsür milyon gibi devasa sözde sığınmacı özde istilacının bulunduğu, muhalefetinden iktidarına popülist söylemlerle gün geçirilen, artık hastane kuyruklarının olmadığı çünkü randevu alınamadığı, yapılan zamların vergilerin artık yüzde 1-2'lerden yüzde 30-40'lara çıktığı bir garip yüzyıl.

iyi şeyler dr var elbette olmaz olur mu? artık tüketim kültürü yerine insanlar eski aldıkları şeylere namusu gibi sarılıyor. tıpkı 90'lar gibi. kötü tarafı ise bunun hala kültür olarak oturmamış olması. bugün ekonomi düzelse anında insanlar yine çok tüketmeyi, kullan at yaşam tarzını över.

her alanda nitelik kaybının yaşanacağı bir süreç olacak. bu süreç yüz yılı bulmayacaktır. ilköğretim ve orta öğretimin yani liselerin islamileştirilmesi zirveye ulaştı. akademi zaten sizlere ömür.

ülkeler ve toplumlar kötü zamanlar yaşayabilir, insanlarını kaybedebilir. ama işleyen bir sistemleri varsa yeni kuşakları değerlendirerek kayıplarını telafi edebilirler. türkiye ise bir yandan nitelik kaybı yaşıyor diğer taraftan da yerine yenilerini koyabileceği sistemi yok ediyor.






kaynak



videolu kaynak

kaybolan çocuklar, kadınlar, öldürülen çocuklar, kadınlar, katili bulunamayan çocuklar, kadınlar. trafikte her gün kavgalar, sokak aralarında ölümler, insanlık dışı vakalar, sokakta yüz binlerce sabıkalı psikopat suçlular, ay ortasını dahi zor getiren milyonlar, on milyonlar. yeni vergiler, yeni zamlar.

verin mehteri.
ilk hedef kolombiya'yı geçmek.
türkiye yüzyılı.

20.-21. yuzyillardir.

google'a sorulsa "akp yüzyılı mı demek istemiştiniz" diyebilir..

2022 yılında yayınlanan "russia 1985-1999: trauma zone" adlı mini belgesel serisinin fragmanı, aynı zamanda türkiye'nin son yıllarda yaşadığı ve gelecekte yaşayacaklarının da fragmanı olarak görülebilir.



tüm bölümler:





fred harrison - travmatize toplum: hile yapmayı nasıl yasaklar ve uygarlığımızı kurtarırız

rusya'da olmayıp türkiye'de olan ekstradan bir islam gerçeği var. alman thilo sarrazin'in ve onun gibi düşünenlerin islam, müslümanlar ve ekonomi hakkındaki fikir ve iddiaları yakın gelecekte tekrar ilgi görecektir. "türkiye yüzyılı"nda yaşanacaklar, avrupa'daki müslümanları da ilgilendiriyor aslında. farkındalar mı bilmiyorum.

buradan
türkiye yüzyılı evet!
medyasıyla , diyanetiyle , eğitim kurumlarıyla , meclisiyle , sanayicileriyle , sivil inisiyatifiyle tamda bu muhabirin kafasında olanların kıçından uydurduğu , değil bu yüzyıl , önümüzdeki 5 yüzyıl dahil , bir arpa yol gidemeyeceği bir projedir.
hepsinin canı cehenneme!
nefret ediyorum bu iğrenç kafalardan

14. yuzyildi evet.

tuncer şengöz

*** *** *** *** ***

türkiye'de emeklilerin gelir açısından dünya sonuncusu olması: #2890969

artık erkeklerin evlenmek istememesi: #2952666

"türkiye'yi, önümüzdeki yıllarda, kırklı ve ellili yaşlardaki erkeklerin patır patır intihar ettiği bir ülke haline getirecektir. evlenmemiş ya da evlenip boşanmış ve yalnız yaşayan erkekler, çocukları olsun ya da olmasın, bu yaşlarda intihara eğilimli olurlar."

#3349292

geldi bebek katili.