ortaokulda çok yakın bir arkadaşımla matematik dersinden bir iki puanla kalmıştık. hocaya yalvarmistik geçirmesi için. o da bize bir şart sunmuştu. bülent ersoy'un makber parçasını ezberleyip okuyacaksınız demişti. hocam yapmayın etmeyin desek de dinlememisti. biz de dinleyip dinleyip söylemeye çalıştık günlerce.
hazır olduğumuzda hoca bize sonradan tamam gerek yok şaka yaptim diyerek bizi geçirmişti. neden bizle böyle eğlendi hiç bilmiyorum.
devamını gör...
12 yıl önce babam yolun ortasındaki bir kurbağayı kaldırıp kenara bırakmıştı çarpılmasın diye, o kurbağa şimdi napıyor acaba? bu yazıyı okursan seni çok seviyorum vırakvırak.
devamını gör...
ortaokuldayken sınıftaki çöp kutusuna düşmüştüm. evet çöp kutusu.
devamını gör...
lisedeyim. beden eğitimi dersi bitmiş, soyunma odasına gidiyorum. ergenliğin ve fazla enerji harcamış olmanın verdiği adrenalinle aklıma kapıyı ayağımla açma düşüncesi geldi yerleşti. kapı kilitliymiş. anı bitti.
devamını gör...
yanılmıyorsam 4. sınıftaydım. böyle sms ile birbirine komik mesaj atma furyası sevdalıları ilk keşfini yaşamış, 'bu mesaji da al gönder bin kişiye yoksa kulağın düşer ve sevdiklerine de kavuşamazsın' gibi kehanetler de yeni yeni yayılmaya başlamıştı. ananemin nokia markalı ve renksiz ekranlı bir telefonu vardi. çok bilinen bir model ama 3310 değil ama işte bildiniz, o küçük ekranlı ve tuşlu telefonlardan. şimdi o mesaj okuma işini yapamıyor ve çoğu anane gibi biriken mesajlarını torunlarına okutuyordu. dedi ki bak bakalım neler gelmiş neler olmuş. aldım telefonu ve bir mesaj gördüm. mesaj 'sürün!' diye başlıyordu. devamı da işte tanıdığın herkes sürünsün, çocukların da sürünsün diye diye devam ediyor. şimdi ekran küçük ya, ben bütün olarak anlayamadim mesaji. bir de benim mesajla falan işim yok, milenyum çocuğu da değilim, dedim 'anane sana birisi çok pis kurulmuş. sen bir şey mi yaptın bu insana, neden sana böyle şeyler yazmış?'
o da tabi şaşırdı, epey de morali bozuldu. biz böyle bir süre düşündük neden böyle yazmış olabilir diye. ben de tekrar tekrar okuyorum ama aşırı öfkeliyim çünkü ananem öyle mesaj alacak bir şey asla yapmaz yani biliyorum. böyle beynime kan yürüdü, çok sinirlendim. bir de sevdiği herkes sürünecek, e bana da geldi bu şimdi diye diye diye
neyse efendim. mesajın sonu 'arko nem krem' diye bitiyormuş. onu anlamamla birlikte koştum anlattım ananeme. aynı mesaja da bu sefer çok gülmüştük.
herkese şaka yapılır da işte şakayı yaparken yaş işlerini düşünmek ona göre bir uyarlama yapmak lazım. durduk yere süründük bir süre.
devamını gör...
yıldız makinada okuduğum dönem ilk senem maslak'taki yıldız tekniğin kendi yurdunda geçti. erasmusla gelen öğrenciler de orada kalırdı. hiç unutmuyorum eduardo diye portekizli bir kamille yakın olmuştuk yurttaki kankaleytalarla. bu eduardo türk kültürüne falan çok meraklı birisiydi bana bir gün yine böyle türlü türlü sorular sorarken en sonunda sıtkım sıyrıldı "şunu biraz kekliyim" artık dedim.

dedim "bak eduardo türkler cümlelerinin sonunu 'a****a ko****m' diye bitirirler" dedim " noktalama işareti gibi düşün " diye de ekledim.

bilen bilir yurdun hemen az aşağısında da doğuş power center adında bir avm vardı. biz de alış verişlerimizi oradaki zamanın tansaşından yapardık.

bu kamil benden bu bilgiyi aldıktan sonra tansaştan alışverişini yapmış kasiyer kıza da en sonunda "how much a****a ko****m" demiş. tabii ortalık bir anda karışmış güvenlik şu bu falan tam paketlerken bizim kamili yurttan yakın arkadaşımın o an orada şansa bulunması dolayısıyla hemen girmiş araya " abi bu eleman portekizli bizim çocuklar şaka yapmışlar bu salak da ciddiye almış " falan diye hem kasiyer kızı hem de güvenlikleri bir şekilde ikna etmiş. sonra tabii bu hafiften yükseldi bana ama tatlıya bağladık. diplomatik kriz çıkaracaktım az kalsın.
devamını gör...
üniversitede gece okulun önüne atm den para çekmeye giderken delinin birinin “buradan süveyş kanalı geçiyor, buralar çok değerlenecek” deyip beni durdurması. okuldaki güvenliklerin durumdan rahatsız olduğumu anlayıp yanıma gelip adamı uzaklaştırıp jandarma çağırmaları ve jandarmalar tarafından sorguya çekilmem. bunların hepsi dakikalar içinde gerçekleşmişti. neye uğradığımı şaşırmıştım.
devamını gör...
onu son kez gordugumde sok oldum istemeden adini bagirdim asya diye... bir selam bile vermedi bana.
devamını gör...
karısına büyü yapılıp, cin musallat olmuş birinin sen bu işlerden anlarsın diyerek ısrarla beni dahil etmesiyle gelişen olaylar, deli bir havasçı ve büyücü bir papazla muhatap oluşum, işin gitgide ciddiye binmesi, tutan öngörüler, gidilen yerlerin, yapılan şeylerin doğru tarif ediliyor olması, bunları nasıl biliyorlar denk mi geliyor diye şaşırmalarım, inceden tısmaya başlayıp olaydan bir türlü sıyrılamamam, yarım ve düzenbaz bir hocanın bunlara sebep olmuş olması, yakılan tütsüler, kandan mürekkepten yazılmış dualar, evde gizlenmiş bir muska ve cinnet geçiren kadınlar.

ve benim sonunda tarif üzerine cesaret edip muska çözüp sirkede bekleterek büyüyü bozmamamla içimdeki medyum memiş potansiyelinin ortaya çıkışı. daha saçma bir anım olamaz. bu olaydan şunu öğrendim, asla billur geçmeyin bu işlerle ve hafife almayın, ben ne anlarım lan sen anlarsın diyor bir de.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"unutulmayan saçma anılar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim