anılar

iyisi de, kötüsü de insana hüzün verir.

11.12.2013

bu maça dair öyle inanılmaz bir hikayem var ki.oynanması gereken tarihte tüplü televizyonun karşısına oturmuş karlı havada oynanan sayılı maç gördüğüm için keyifle takip ediyordum.ta ki kar zemini tamamiyle kaplayana kadar,o zaman şampiyonlar liginin yayın haklarını uzun süredir elinde tutan star tv'nin başına oturmuş akibetin ne olacağını hayretle takip eduyordum.sonunda karar verilmişti maç yarın öğle saatlerinde oynanacaktı.öğle saatlerinde okulum olduğunu biliyordum okula gitmemek için direndim ama nafile gitmiştim.okulda arkadaşlarla yapılan sohbetler maç hakkındaki düşünceler ve ilkokulda olduğumuz için maç hakkında bilgi edinemiyorduk.sonra okuldan beni almak için gelen ailemi soru yağmuruna tuttuğumu hatırlıyorum;maç ne oldu? kazandık mı diye? onlarında bu maç pek umurlarında olmadığından sorularımı geçiştirip duruyorlardı,sonunda eve varmıştım bir çırpıda üstümü değiştirdim ve önüme ilk çıkan spor kanalında skorun gösterilmesini bekledim.sonunda skor karşımdaydı,kazanmıştık.maçı sonradan takip ettiğimde inanılmaz bir tarihi kaçırmış olmama üzülsemde o zorlu gruptan çıkmıştık işte o avrupa hikayesinin sonu iyi bitmemişti ama özellikle o maç bir hatıra olarak kaldı.

1995 yılında çıkardığı kasetinde bulunan, coşkun sabah şarkısı. zamanında epey hit olmuştur.

farah pehlevi'nin okunması gereken kitabı.

bu akşam içimde hüzün var...

eskiden çalıştığım yerde bir çocuk vardı. başka bir tanımda bahsetmiştim.
bu çocuk insanların iş için ona getirdiği evrakların içine, kendisi için bastırdığı telefonunun olduğu kartvizitleri koyardı.
kartta da "eros" yazardı. bir gün fark edildi. ama sadece savunma yazdı.
ya sen kim eros kim.
*
tabi tahmin edildiği gibi sadece güzel kadınlara bunu yapardı. ekmeğini yedi mi bilmiyorum ama ben o çocuğu hiç sevmedim. bir de en iyi arkadaşımla yemeğe çıktı.kadınlar garip ya.

şimdi gözümde canlandılar.