1.
minik serçe sezen'in toplumsal eleştiriye çok güzel örnek verdiği parçadır.
varmadan sekizine
ergin oldu ünzile
hem çocuk hem de kadın
12'sinde ana
bir gül gibi al ve narin
bir su gibi saydam ve sakin
susar kadın ünzile
yağmuru kim döküyor?
ünzile kaç koyun ediyor?
dayaktan uslanalı
hiçbir şey sormuyor.
buradan
edit:sözlükte bir türlü aşamadığım link problemi düzeltildi.
varmadan sekizine
ergin oldu ünzile
hem çocuk hem de kadın
12'sinde ana
bir gül gibi al ve narin
bir su gibi saydam ve sakin
susar kadın ünzile
yağmuru kim döküyor?
ünzile kaç koyun ediyor?
dayaktan uslanalı
hiçbir şey sormuyor.
buradan
edit:sözlükte bir türlü aşamadığım link problemi düzeltildi.
devamını gör...
2.
dinlerken hiç buna benzer bir hayatım olmamasına rağmen sanki tüm o insanları dinliyor, anlıyor gibi hissettiğim her seferinde gözlerimi dolduran efsane şarkı.
devamını gör...
3.
zamanında okuduğum bir karikatüre göre soruları yanıtlaması kolay olan şarkı.
devamını gör...
4.
devamını gör...
5.
şarkı bir roman adeta. aysel abla sen nasıl bir kadınmışsın, bu sözler nasıl yazıldı, nasıl bir kafaydı öyle. dinlerken içini ürperten bir şarkıdır, her seferinde.
yağmuru kim döküyor
ünzile kaç koyun ediyor
dayaktan uslanalı
hiçbir şey sormuyor.
yağmuru kim döküyor
ünzile kaç koyun ediyor
dayaktan uslanalı
hiçbir şey sormuyor.
devamını gör...
6.
dinlerken her seferinde kendimi çocuk gelin gibi hissettiğim, kendime gelince 30 yaşında evlendiğimi hatırlatan , sezen aksu tarafından muhteşem yorumlanan ve az önce öğrendiğim üzere aysel gürel tarafından sözleri yazılmış olan harikulade toplumsal mesaj veren bir eser...
devamını gör...
7.
her dinlediğimde tüylerimi diken diken eden şarkı. malesef ünzile'lerin varlığını* bildiğimiz için çok dokunuyor bana. umuyorum hiçbir kız çocuğu yaşamaz bunları.
ayrıca şarkının sorduğu bir soru belki de duyduğum en zor sorudur.
"ünzile kaç koyun ediyor?"
ayrıca şarkının sorduğu bir soru belki de duyduğum en zor sorudur.
"ünzile kaç koyun ediyor?"
devamını gör...
8.
devamını gör...
9.
sözü aysel gürel'e bestesi onno tunç'a aittir. sezen aksu sadece söylemiştir. şebnem ferah varken sezen aksu kenara çekilsin.
devamını gör...
10.
"ünzile," sezen aksu'nun kalbinden ve aysel gürel'in derinlikli kaleminden çıkan bir ağıt gibi... ünzile, köyde bir kız çocuğu olarak dünyaya gelen, büyürken hayallerini bir kenara bırakmaya zorlanmış, kaderin ağır yükünü sırtında taşıyan bir kadın. şarkının her bir dizesi, ünzile'nin içindeki sessiz çığlıkların, o küçücük omuzlarına yüklenen devasa sorumlulukların yankısı adeta..
aysel gürel, ünzile'nin hikayesini öyle bir dile getiriyor ki, dinlerken adeta ünzile'nin yaşadığı her anı hissediyorsunuz.
"on kardeş beşi ölü" derken, o toprak evlerde yaşanan kayıpların soğuk yüzüyle karşılaşıyorsunuz.
"kiminin kısmeti yok, kiminin kısmeti çok" cümlesi ise, hayatın adaletsizliği üzerine düşünmeye zorlar sizi; kısmetin aslında ne kadar da keyfi dağıtıldığını sorgulatır.
sezen aksu’nun müziği ise bu hikayeyi bir kez daha derinleştirir. onun o içe işleyen sesiyle, şarkının her notası adeta bir hüzün tınısına dönüşür. yavaş yavaş ilerleyen melodisi, ünzile’nin iç dünyasının ne kadar derin ve karmaşık olduğunu gözler önüne serer. o ezgilerde ünzile'nin suskunluğu, isyanı, kabullenişi gizlidir.
bu şarkıyı dinlediğinizde, sadece bir ünzile’nin değil, binlerce ünzile’nin sesini duyarsınız. toplumsal bir yaraya parmak basan bu eser, dinleyenin kalbinde derin izler bırakır. ünzile, unutulmaya yüz tutmuş, kendi içinde kaybolmuş bir hikaye olmaktan çıkar, dinleyen herkesin yüreğinde yeniden canlanır. "ünzile"yi dinlemek, bir anlamda o sessiz çığlığa kulak vermek demektir.
aysel gürel, ünzile'nin hikayesini öyle bir dile getiriyor ki, dinlerken adeta ünzile'nin yaşadığı her anı hissediyorsunuz.
"on kardeş beşi ölü" derken, o toprak evlerde yaşanan kayıpların soğuk yüzüyle karşılaşıyorsunuz.
"kiminin kısmeti yok, kiminin kısmeti çok" cümlesi ise, hayatın adaletsizliği üzerine düşünmeye zorlar sizi; kısmetin aslında ne kadar da keyfi dağıtıldığını sorgulatır.
sezen aksu’nun müziği ise bu hikayeyi bir kez daha derinleştirir. onun o içe işleyen sesiyle, şarkının her notası adeta bir hüzün tınısına dönüşür. yavaş yavaş ilerleyen melodisi, ünzile’nin iç dünyasının ne kadar derin ve karmaşık olduğunu gözler önüne serer. o ezgilerde ünzile'nin suskunluğu, isyanı, kabullenişi gizlidir.
bu şarkıyı dinlediğinizde, sadece bir ünzile’nin değil, binlerce ünzile’nin sesini duyarsınız. toplumsal bir yaraya parmak basan bu eser, dinleyenin kalbinde derin izler bırakır. ünzile, unutulmaya yüz tutmuş, kendi içinde kaybolmuş bir hikaye olmaktan çıkar, dinleyen herkesin yüreğinde yeniden canlanır. "ünzile"yi dinlemek, bir anlamda o sessiz çığlığa kulak vermek demektir.
devamını gör...