1.
köşe yazıları 1: futbol
türkiyede 10 sene önce 3 yabancı sınırı vardı. bir taraftan aziz yıldırım'ın daha fazla yabancı transfer edilse şampiyon olabileceği sangısı, öbür taraftan fatih terimin daha fazla yabancıyla oynasa avrupada daha başarılı olacağına dair inancıyla birleşince yabancı sınırı kaldırıldı. peki yabancılar gerçekten dahamı iyi bir lig getirdi? maalesef hayır.
evvelden 30 yaşına basan futbolcu emekli olurdu. şimdi 37-38 yaşındaki adamlar top oynuyor. bırakın süper ligi ikinci lig bile yabancı dolu. ve oynanan futbol eskiden daha bile kötü.
yabancı sınırının kaldırılması futbolcularımızın kaliteli; futbol yorumcumuz erman ile futbol yöneticilerimizin ne kadar kalitesiz vasıfsız insanlar olduğunu göz önüne serdi.
üstelik bu vasıfsız kalitesiz insanlar hala parayı yabancılara saçmaya devam etmeyi istiyor.
türkiye gibi döviz sıkıntısı çeken bir ülkenin kalitesiz yabancılara yüzlerce milyon dolar saçması doğrumudur?
türkiyede 10 sene önce 3 yabancı sınırı vardı. bir taraftan aziz yıldırım'ın daha fazla yabancı transfer edilse şampiyon olabileceği sangısı, öbür taraftan fatih terimin daha fazla yabancıyla oynasa avrupada daha başarılı olacağına dair inancıyla birleşince yabancı sınırı kaldırıldı. peki yabancılar gerçekten dahamı iyi bir lig getirdi? maalesef hayır.
evvelden 30 yaşına basan futbolcu emekli olurdu. şimdi 37-38 yaşındaki adamlar top oynuyor. bırakın süper ligi ikinci lig bile yabancı dolu. ve oynanan futbol eskiden daha bile kötü.
yabancı sınırının kaldırılması futbolcularımızın kaliteli; futbol yorumcumuz erman ile futbol yöneticilerimizin ne kadar kalitesiz vasıfsız insanlar olduğunu göz önüne serdi.
üstelik bu vasıfsız kalitesiz insanlar hala parayı yabancılara saçmaya devam etmeyi istiyor.
türkiye gibi döviz sıkıntısı çeken bir ülkenin kalitesiz yabancılara yüzlerce milyon dolar saçması doğrumudur?
devamını gör...
2.
köşe yazıları 2: büyük iran projesi
erbakanın ortaya attığı bence zırvalık olan büyük israil projesi bayağı tuttu ama büyük iran projesini kimse konuşup tartışmıyor.
iran hiç süphesiz ki nufusunun yüzde 60'ı şii olan ırak üstünde son derece etkili. bunun üstüne suriye'yi ve lübnan'ı koyduğumuz zaman. hint denizinden akdenize uzanan devasa bir şii konfederasyonu çıkıyor ve bu konfederasyon topraklarında kalmayıp kuzey yemenide ele geçirmiş durumda.
eskiden güney yemen vardı ve komünist bir ülkeydi, suudi yanlılarının olduğu kuzey yemen vardı. nüfusun yüzde 25'ini teşkil eden iran destekli husiler yemenin yarısını işgal etmiş durumda. resmi rakamlara göre suudi arabistanın sadece yüzde onu şiilerden oluşuyor ama reel rakamın bunun çok üstünde olduğu sanılıyor.
büyük israil'den korkarken büyük irana hazırmıyız?
israil türkiye'den bin kilometre uzakta ancak iran türkiye'nin sınırını bekliyor. çoğunluğu hristiyan ve sünnilerden oluşan lübnan'ı pusturmuş durumda ve ülkenin yarısı hizbullah kontrolü altında. israil hizbullahı vururken sünniler ve hristiyanların şampanya patlatıp lokum dağıtması boş yere değil.
peki ya iran güya israile diye çıktığı rotayı türkiye'ye çevirirse? natodan çıkmak için şangay paktına üye olmaya çalışan, israili sınırlarına ordu yığmakla tehdit eden ülkeyi nato korurmu?
yunanistan ve ermenistanın irana destek vereceğini tahmin etmek zor değil.
büyük islam devleti hayali kuran, kendinin alevi olduğunu ilan eden akp yöneticilerinin suriye'yi nasıl aşacağını hesap etmeden israil'in sınırına ordu yığmayı hayal etmesi hükümetin aklını yitirdiğini gösteriyor. sayın cumhurbaşkanı mesele filistin olunca aklın mantığın ötesinde laflar etmekten çekinmiyor. mhp ise sessiz. ambargo koymadığı için akp eleştiri oklarının hedefinde olsada, mhpnin desteği olmadan akpnin hiçbirşey yapması mümkün değil.
iran nasıl suriyede rejimi desteklemek için asker yolladıysa yarın öbür gün türkiyeyi tehdit etmeyeceği ne malumdur? israil'in türkiyenin sınırına asker yığamacağını her akıl sahibi söyleyebilir ama hem ırak hem suriyeden komşumuz haline gelen iranın güney sınırımıza yığınak yapmayacağının garantisi nedir?
erbakanın ortaya attığı bence zırvalık olan büyük israil projesi bayağı tuttu ama büyük iran projesini kimse konuşup tartışmıyor.
iran hiç süphesiz ki nufusunun yüzde 60'ı şii olan ırak üstünde son derece etkili. bunun üstüne suriye'yi ve lübnan'ı koyduğumuz zaman. hint denizinden akdenize uzanan devasa bir şii konfederasyonu çıkıyor ve bu konfederasyon topraklarında kalmayıp kuzey yemenide ele geçirmiş durumda.
eskiden güney yemen vardı ve komünist bir ülkeydi, suudi yanlılarının olduğu kuzey yemen vardı. nüfusun yüzde 25'ini teşkil eden iran destekli husiler yemenin yarısını işgal etmiş durumda. resmi rakamlara göre suudi arabistanın sadece yüzde onu şiilerden oluşuyor ama reel rakamın bunun çok üstünde olduğu sanılıyor.
büyük israil'den korkarken büyük irana hazırmıyız?
israil türkiye'den bin kilometre uzakta ancak iran türkiye'nin sınırını bekliyor. çoğunluğu hristiyan ve sünnilerden oluşan lübnan'ı pusturmuş durumda ve ülkenin yarısı hizbullah kontrolü altında. israil hizbullahı vururken sünniler ve hristiyanların şampanya patlatıp lokum dağıtması boş yere değil.
peki ya iran güya israile diye çıktığı rotayı türkiye'ye çevirirse? natodan çıkmak için şangay paktına üye olmaya çalışan, israili sınırlarına ordu yığmakla tehdit eden ülkeyi nato korurmu?
yunanistan ve ermenistanın irana destek vereceğini tahmin etmek zor değil.
büyük islam devleti hayali kuran, kendinin alevi olduğunu ilan eden akp yöneticilerinin suriye'yi nasıl aşacağını hesap etmeden israil'in sınırına ordu yığmayı hayal etmesi hükümetin aklını yitirdiğini gösteriyor. sayın cumhurbaşkanı mesele filistin olunca aklın mantığın ötesinde laflar etmekten çekinmiyor. mhp ise sessiz. ambargo koymadığı için akp eleştiri oklarının hedefinde olsada, mhpnin desteği olmadan akpnin hiçbirşey yapması mümkün değil.
iran nasıl suriyede rejimi desteklemek için asker yolladıysa yarın öbür gün türkiyeyi tehdit etmeyeceği ne malumdur? israil'in türkiyenin sınırına asker yığamacağını her akıl sahibi söyleyebilir ama hem ırak hem suriyeden komşumuz haline gelen iranın güney sınırımıza yığınak yapmayacağının garantisi nedir?
devamını gör...
3.
köşe yazıları 3:
recep tayyip erdogan üniversitesi, abdullah gül üniversitesi, bulent ecevit üniversitesi, suleyman demirel, üniversitesi, necmettin erbakan üniversitesi,
inönü üniversitesi, atatürk üniversitesi.
vs vs
politikacıların isimlerinin okullara verilmesi doğrumudur. şu ismini yazdığım üniversitelerin öğrencilerinden kaç tanesi okulunun adından memnundur?
üniversitelerin böyle oyuncak gibi görülmesi, siyasetin aleti olması doğru değildir.
üniversiteler politik propagandaya alet 8?
ülkede o kadar üniversite var, en iplenmeyen kıyıda köşede okulların adının atatürk ve inönü olması doğrumu?
madem öyle yapın odtüyü atatürk üniversitesi.
bilkentte olsun inönü üniversitesi.
kendi çocuğunun okuyacağı okulun adını ortadoğu, bilkent falan yapıyosun.
dağ başında köylünün çocuğunun okuyacağı okulu recep tayyip erdoğan, inönü, atatürk vs..
bence bu yanlıştır. madem üniversite isimleri politikacılarla anilacak. o zaman ankaradaki üniversiteler politikacı isimleriyle adlandırılsın
en yüksek rakımda olan bilkent atatürk üniversitesi, hacettepe inönü üniversitesi, odtü recep tayyip erdoğan üniversitesi, ankara universiteside abdullah gül üniversitesi olarak ismi değistirilsin.
rizedeki okul rize üniversitesi olsun.
bence siyasiler burda yazdığım şeyleri not etmeli ve üniversite isimlerinden politikacı isimlerini çıkarmayı seçmene vaadetmeliler.
recep tayyip erdogan üniversitesi, abdullah gül üniversitesi, bulent ecevit üniversitesi, suleyman demirel, üniversitesi, necmettin erbakan üniversitesi,
inönü üniversitesi, atatürk üniversitesi.
vs vs
politikacıların isimlerinin okullara verilmesi doğrumudur. şu ismini yazdığım üniversitelerin öğrencilerinden kaç tanesi okulunun adından memnundur?
üniversitelerin böyle oyuncak gibi görülmesi, siyasetin aleti olması doğru değildir.
üniversiteler politik propagandaya alet 8?
ülkede o kadar üniversite var, en iplenmeyen kıyıda köşede okulların adının atatürk ve inönü olması doğrumu?
madem öyle yapın odtüyü atatürk üniversitesi.
bilkentte olsun inönü üniversitesi.
kendi çocuğunun okuyacağı okulun adını ortadoğu, bilkent falan yapıyosun.
dağ başında köylünün çocuğunun okuyacağı okulu recep tayyip erdoğan, inönü, atatürk vs..
bence bu yanlıştır. madem üniversite isimleri politikacılarla anilacak. o zaman ankaradaki üniversiteler politikacı isimleriyle adlandırılsın
en yüksek rakımda olan bilkent atatürk üniversitesi, hacettepe inönü üniversitesi, odtü recep tayyip erdoğan üniversitesi, ankara universiteside abdullah gül üniversitesi olarak ismi değistirilsin.
rizedeki okul rize üniversitesi olsun.
bence siyasiler burda yazdığım şeyleri not etmeli ve üniversite isimlerinden politikacı isimlerini çıkarmayı seçmene vaadetmeliler.
devamını gör...
4.
köşe yazıları 4 / ekim 28 2024
bir başka ülkede seçim çekişmesine dair hikaye
abd'de bizim kentin demokrat partili belediye başkanı konser falan düzenliyodu.
kente hareketlilik getirmişti. her renk insan birlikte eğleniyordu. adeta korku filmleri manzarasına benzeyen kent merkezi, çok eğlenceli bir bölge haline gelmişti.
eski rüşvetçi belediye başkanı yahudi imiş.
7 milyon dolar rüşvet almaktan yakalanıp içeri atılmış. 10 senede hapis yatmış.
bu yahudi arkadaş meğer tüm rüşveti cebine atmıyomuş, kilise kilise dolaşıp bir kısmını kiliselere dağıtıyomuş. rüşvetçi hapse atılınca kiliseler meteliğe kurşun atmaya başlamış.
soyguncu yahudi hapisten çıkınca papazlar psikopozlar, imamlar çiçeklerle çelenklerle karşıladı.
sonra adamın kendisi çekindiği halde din adamları zorla önseçime sokuyor. 20 değişik aday yüzde 2 ila 15 oy alarak elenirken, rüşvetçi yolsuz yahudi yüzde 30 ile pat önseçimi kazanıp, demokratların adayı haline geldi. bunun üzerine demokrat parti ayağa kalktı. tüm sol gruplar demokratları terkedip cumhuriyetçileri destekledi, hatta demokrat parti merkez komitesi bile bizim adaya atmayın noolur gidin cumhuriyetçilere oy atın şeklinde bildiriler yayınladı. hatta buda yetmedi adam seçilmesin, demokrat partinin oyları bölünsün diye, demokrat parti merkez komitesi tanınan birini bağımsız aday falan çıkardı ama nafile. bizim belediye demokrat partinin her seçim yüzde 70 ile kazandığı bir yer.
herkes gözü kapalı demokratlara oy atar.
bi nevi ankaranın çankaya ilçesi gibi.
özetle sosyalistlerin çabaları ve myk sadece demokrat partiden yüzde 15 oy kırpılmasına yetti. kiliseleri bağlayan rüşvetçi yahudi. yüzde 55 ile seçimleri kazandı. konserler iptal oldu. ve kiliselerin karnı doymaya başladı.
siyaset bu, her zaman sizin doğru olarak gördüğünüz kişi kazanmıyor.
ama şimdi hatırladım allah var rüşvetçinin radyo konuşmasını dinlemiştim. bridgeportte doğduğunu büyüdüğünü hayatı boyunca bridgeporta gelmemiş bir adama oy atılmaması gerektiğini, genel merkezin keyfi atamalarına karşı yanında durması ve bridgeporta bridgeportlu birinin başkan olması gerektiğini anlatan güzel bir konuşma yapmıştı. doğrusu hırsız ve yolsuzda olsa, hemşerimiz yahudiyi haklı bulmuştum o zaman.
bir başka ülkede seçim çekişmesine dair hikaye
abd'de bizim kentin demokrat partili belediye başkanı konser falan düzenliyodu.
kente hareketlilik getirmişti. her renk insan birlikte eğleniyordu. adeta korku filmleri manzarasına benzeyen kent merkezi, çok eğlenceli bir bölge haline gelmişti.
eski rüşvetçi belediye başkanı yahudi imiş.
7 milyon dolar rüşvet almaktan yakalanıp içeri atılmış. 10 senede hapis yatmış.
bu yahudi arkadaş meğer tüm rüşveti cebine atmıyomuş, kilise kilise dolaşıp bir kısmını kiliselere dağıtıyomuş. rüşvetçi hapse atılınca kiliseler meteliğe kurşun atmaya başlamış.
soyguncu yahudi hapisten çıkınca papazlar psikopozlar, imamlar çiçeklerle çelenklerle karşıladı.
sonra adamın kendisi çekindiği halde din adamları zorla önseçime sokuyor. 20 değişik aday yüzde 2 ila 15 oy alarak elenirken, rüşvetçi yolsuz yahudi yüzde 30 ile pat önseçimi kazanıp, demokratların adayı haline geldi. bunun üzerine demokrat parti ayağa kalktı. tüm sol gruplar demokratları terkedip cumhuriyetçileri destekledi, hatta demokrat parti merkez komitesi bile bizim adaya atmayın noolur gidin cumhuriyetçilere oy atın şeklinde bildiriler yayınladı. hatta buda yetmedi adam seçilmesin, demokrat partinin oyları bölünsün diye, demokrat parti merkez komitesi tanınan birini bağımsız aday falan çıkardı ama nafile. bizim belediye demokrat partinin her seçim yüzde 70 ile kazandığı bir yer.
herkes gözü kapalı demokratlara oy atar.
bi nevi ankaranın çankaya ilçesi gibi.
özetle sosyalistlerin çabaları ve myk sadece demokrat partiden yüzde 15 oy kırpılmasına yetti. kiliseleri bağlayan rüşvetçi yahudi. yüzde 55 ile seçimleri kazandı. konserler iptal oldu. ve kiliselerin karnı doymaya başladı.
siyaset bu, her zaman sizin doğru olarak gördüğünüz kişi kazanmıyor.
ama şimdi hatırladım allah var rüşvetçinin radyo konuşmasını dinlemiştim. bridgeportte doğduğunu büyüdüğünü hayatı boyunca bridgeporta gelmemiş bir adama oy atılmaması gerektiğini, genel merkezin keyfi atamalarına karşı yanında durması ve bridgeporta bridgeportlu birinin başkan olması gerektiğini anlatan güzel bir konuşma yapmıştı. doğrusu hırsız ve yolsuzda olsa, hemşerimiz yahudiyi haklı bulmuştum o zaman.
devamını gör...