1.
(tematik)
aryan dil edebiyatının tamamını içeren bilgiler.
devamını gör...
2.
vedalar, ayrılıklardan önceki son durak. isa'nın ellerine ayaklarına çakılan mıh gibi acıtır kalbi.
ben kimseye veda edemiyorum, şarkıda da geçtiği gibi, vedalar doğru değil bence de.
o kadar zor ki benim için veda etmek, içimdeki çocuk oturup ağlar hüngür hüngür.
vedalara gelemeyişim ezelden.
fındıklı yaylası'nda rahmetli mücella teyzemin ve rahmetli rafet dedemin yanında kalırdım. okul vaktine yakın, haftalık ziyaretlerini yapan annem-babam beni temelli almaya gelirdi.
işte o an, fındıklı yaylasının bilmem kaçıncı sokağında bir hüzün seli yaşanırdı. acıklı eski türk filmlerini aratmazdı enstantaneler.
ben orada onlarla çok mutlu olduğum için, hiç dönmek istemezdim adana'ya. zate okulda da gözüm yoktu.
çocukken de gözüm suluydu, çok güzel ağlarım boncuk boncuk, hıçkırığımı tutarım. ağlamaya başlar, gitmek istemiyorum derdim. konu komşu, o sokaktaki herkes kapıya çıkardı, benim veda edemeyişime tanık olurlardı, bazı kıymetli teyzelerim vardı, onlar da ağlardı.
"anam daha okula hayli zaman var biraz daha kalsın barime helak oldu çocuk" tarzı şeyler söylerlerdi anneme.
bana çocukluktan beri akşam olunca hüzün çöker, adana'ya zoraki zar zor döndüğümde, onları özlerdim, sanki onları terk etmişim gibi hissederdim, ağlardım, suratım 3-5 gün asık olurdu.
tabii sonları anlıyorum, neden bu kadar çok istiyordum orada kalmayı, adana'ya dönmemeyi. çocuklar gönlünün eğlendiği yerleri, ilgi ve sevgiyi gördükleri insanları severler. beni o kadar sevdiler ki, benim gönlümü çok eğlediler, baskıcı bir ailem yoktu ama orada daha bir özgürdüm, oyun oynayacak yerim çoktu, akşamları okey oynuyorduk, okey oyununa bayılırdım.
tabii biraz büyüdük, ben de her çocuğa kendim çocuğum gibi ilgi göstermeye başladım, biliyordum ki çocuk kalbi kazanmak çok güzeldi.
tabii aradan en az 20 sene geçmiş, şimdi gitsem o tepeliğe, kim bilir kim sağ kim selamet. çok üzülürüm.
tabii bende değişen hiçbir şey yok. vedalara halen gelemiyorum.
ben kimseye veda edemiyorum, şarkıda da geçtiği gibi, vedalar doğru değil bence de.
o kadar zor ki benim için veda etmek, içimdeki çocuk oturup ağlar hüngür hüngür.
vedalara gelemeyişim ezelden.
fındıklı yaylası'nda rahmetli mücella teyzemin ve rahmetli rafet dedemin yanında kalırdım. okul vaktine yakın, haftalık ziyaretlerini yapan annem-babam beni temelli almaya gelirdi.
işte o an, fındıklı yaylasının bilmem kaçıncı sokağında bir hüzün seli yaşanırdı. acıklı eski türk filmlerini aratmazdı enstantaneler.
ben orada onlarla çok mutlu olduğum için, hiç dönmek istemezdim adana'ya. zate okulda da gözüm yoktu.
çocukken de gözüm suluydu, çok güzel ağlarım boncuk boncuk, hıçkırığımı tutarım. ağlamaya başlar, gitmek istemiyorum derdim. konu komşu, o sokaktaki herkes kapıya çıkardı, benim veda edemeyişime tanık olurlardı, bazı kıymetli teyzelerim vardı, onlar da ağlardı.
"anam daha okula hayli zaman var biraz daha kalsın barime helak oldu çocuk" tarzı şeyler söylerlerdi anneme.
bana çocukluktan beri akşam olunca hüzün çöker, adana'ya zoraki zar zor döndüğümde, onları özlerdim, sanki onları terk etmişim gibi hissederdim, ağlardım, suratım 3-5 gün asık olurdu.
tabii sonları anlıyorum, neden bu kadar çok istiyordum orada kalmayı, adana'ya dönmemeyi. çocuklar gönlünün eğlendiği yerleri, ilgi ve sevgiyi gördükleri insanları severler. beni o kadar sevdiler ki, benim gönlümü çok eğlediler, baskıcı bir ailem yoktu ama orada daha bir özgürdüm, oyun oynayacak yerim çoktu, akşamları okey oynuyorduk, okey oyununa bayılırdım.
tabii biraz büyüdük, ben de her çocuğa kendim çocuğum gibi ilgi göstermeye başladım, biliyordum ki çocuk kalbi kazanmak çok güzeldi.
tabii aradan en az 20 sene geçmiş, şimdi gitsem o tepeliğe, kim bilir kim sağ kim selamet. çok üzülürüm.
tabii bende değişen hiçbir şey yok. vedalara halen gelemiyorum.
devamını gör...