1.
velayet nedir
evlilik müessesenin bitmesi halinde ergin olamayan çocukların ana veya babanın sorumluluğuna bırakılması halinde doğan bu sistem maalesef bazen acı tablolarla karşımıza geliyor.
çiftler nefret ve düşmanlık ile ayrıldıkları için çocuklarını birbirlerinden öç almak için kullanıyorlar.
bir inada dönüşüyor. çocuğun boşanma ile gelen ruhsal durumunu düşünmek bir yana daha da çocuğu yaralayan, oyun topu haline getiren bir duruma düşürüyorlar.
birbirlerine besledikleri kin ve nefretten hem kendilerini zarar görüyor hem de masum bir çocuk. ama en çok da çocuk.
ana babanın nefretini yüklenmek zorunda kalıyorlar.
bir şahsiyetleri yok. duygularının, düşüncelerinin, hislerinin bir ehemmiyeti yok. onun varlığı sadece bir ödül olması.
anne kazanırsa davayı babaya karşı bir zafer, baba kazanırsa anneye karşı bir zafer olacak.
insanlar boşanırken elbette son derece olumlu ve mutlu olmaları gerekmez. birbirlerinden nefret de edebilirler bu normal bir şey. normal olmayan ve haksız olan şey ise bunu çocuğa ödetmeleri.
çocuklar bir eşya, ödül oyunu veya zafer malzemesi değildir. onlar bir bireydir.
henüz ana babanın ilgisine, alakasına, muhtaç olan bireylerdir. bu özelliklerinden dolayı da mal yerine konulmaması gerekir.
diğer kötü bir durum ise velayeti kazanan tarafın diğer tarafa çocuğu göstermemesi veya çocuğu ondan kaçırmasıdır.
bu gelinebilecek en ahlaksızca durumdur.
karşı taraf çocuk için tehlike oluşturmuyorsa ne demek annesiyle/babasıyla görüştürmemek?
senin canın ciğerinse onun da canı ciğeri.
senin o çocuk üstünde ne kadar hakkın varsa onun da var.
her şeyi geçtim çocuğun diğer ebeveyni ile kuracağı bağı kimse engelleyemez.
yine bunu herkes biliyor ama uygulamıyor köşemizin sonuna geldik.
umarım uygulanan güzel, ferah günlere uyanırız.
evlilik müessesenin bitmesi halinde ergin olamayan çocukların ana veya babanın sorumluluğuna bırakılması halinde doğan bu sistem maalesef bazen acı tablolarla karşımıza geliyor.
çiftler nefret ve düşmanlık ile ayrıldıkları için çocuklarını birbirlerinden öç almak için kullanıyorlar.
bir inada dönüşüyor. çocuğun boşanma ile gelen ruhsal durumunu düşünmek bir yana daha da çocuğu yaralayan, oyun topu haline getiren bir duruma düşürüyorlar.
birbirlerine besledikleri kin ve nefretten hem kendilerini zarar görüyor hem de masum bir çocuk. ama en çok da çocuk.
ana babanın nefretini yüklenmek zorunda kalıyorlar.
bir şahsiyetleri yok. duygularının, düşüncelerinin, hislerinin bir ehemmiyeti yok. onun varlığı sadece bir ödül olması.
anne kazanırsa davayı babaya karşı bir zafer, baba kazanırsa anneye karşı bir zafer olacak.
insanlar boşanırken elbette son derece olumlu ve mutlu olmaları gerekmez. birbirlerinden nefret de edebilirler bu normal bir şey. normal olmayan ve haksız olan şey ise bunu çocuğa ödetmeleri.
çocuklar bir eşya, ödül oyunu veya zafer malzemesi değildir. onlar bir bireydir.
henüz ana babanın ilgisine, alakasına, muhtaç olan bireylerdir. bu özelliklerinden dolayı da mal yerine konulmaması gerekir.
diğer kötü bir durum ise velayeti kazanan tarafın diğer tarafa çocuğu göstermemesi veya çocuğu ondan kaçırmasıdır.
bu gelinebilecek en ahlaksızca durumdur.
karşı taraf çocuk için tehlike oluşturmuyorsa ne demek annesiyle/babasıyla görüştürmemek?
senin canın ciğerinse onun da canı ciğeri.
senin o çocuk üstünde ne kadar hakkın varsa onun da var.
her şeyi geçtim çocuğun diğer ebeveyni ile kuracağı bağı kimse engelleyemez.
yine bunu herkes biliyor ama uygulamıyor köşemizin sonuna geldik.
umarım uygulanan güzel, ferah günlere uyanırız.
devamını gör...