1.
özünde latin ülkeleri için tamamen "iyi niyetle" oluşturulduğu iddiası ile yola çıkılan fakat esas amacı abd'nin neoliberal politikalarını meşru zeminde dayatmasına imkan veren, ekonomist (bkz: john williamson)'ın 1990'da yazdığı bir makalede yazdığı "sözde" reçeteden başka bir şey değildir.
john williamson, çalışmasında latin amerika ülkelerine kalkınabilmeleri için önerdiği reçetede on adet öneride bulunmuştur. şöyle ki;
* mali disiplin.
* kamu harcamalarının yüksek getiri sağlayan ve gelir dağılımını düzeltici doğrultuda yapılması (sağlık, eğitim, altyapı).
* vergi reformu (düşük oranlı geniş vergi tabanı).
* faizlerin piyasada belirlenmesi.
* rekabetçi kur politikası.
* serbest ticaret rejimi.
* doğrudan yabancı sermayenin serbestleşmesi.
* özelleştirme.
* deregülasyon (giriş-çıkıştaki engellerin kaldırılması).
* mülkiyet haklarının güvence altına alınması.
bu sözde reçeteyi reddeden doğu asya ülkelerinin verilerine bakıldığında ise iktisadi kalkınmada aşama kaydettikleri gözlemlenmektedir. ta ki 97 yılındaki asya krizi'ne dek. dünya tekrar keynesyen politikalara göz kırpmaya başladı; azıcık da olsa, ucundan da olsa devlet müdahalesine tekrar gereksinim olduğunu söylemleri gün yüzüne çıktı.
konsensüsün getirdiği noktaya herkesin yakından bildiği ve tanıdığı iki ülkeyi örnek gösterebiliriz : arjantin ve türkiye.
türkiye, cumhuriyet'in ilk yıllarından beri ata'nın da işaret ettiği üzere "muasır medeniyetler seviyesini" hedeflemiştir ve iktisadi kalkınma, sosyal politikalar da buna dahildir. fakat gerek demografik etkiler, gerekse de peşinden gelen yanlış yönetimler neticesinde türkiye'de bir girdabın içerisine düşmüştür. türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri ise tam da yukarıda bahsettiğimiz sebeplerden ötürü, pusuya yatmış bekleyen birileri vardır: kim midir onlar ? elbette abd'dir ve neoliberal ve emperyalist politikalarını uzun vadede dayatabileceği ve bu politikalarını, dikta ettiği ülkenin iktidarında görmek isteyeceği profilin de halkına bunu "refah göstergesi" olarak pazarlayabileceği birisine ihtiyacı vardır.
amerika'nın arayışı çok uzun sürmez; aradığı kişiyi ummadığı şekilde kısa sürede bulur. ve türkiye, geri dönülemez ve toparlanması belki de on yıllar sürecek bir sürece girecektir. kim midir o kişi ?
turgut bey ve eşi semra hanım'dır.
john williamson, çalışmasında latin amerika ülkelerine kalkınabilmeleri için önerdiği reçetede on adet öneride bulunmuştur. şöyle ki;
* mali disiplin.
* kamu harcamalarının yüksek getiri sağlayan ve gelir dağılımını düzeltici doğrultuda yapılması (sağlık, eğitim, altyapı).
* vergi reformu (düşük oranlı geniş vergi tabanı).
* faizlerin piyasada belirlenmesi.
* rekabetçi kur politikası.
* serbest ticaret rejimi.
* doğrudan yabancı sermayenin serbestleşmesi.
* özelleştirme.
* deregülasyon (giriş-çıkıştaki engellerin kaldırılması).
* mülkiyet haklarının güvence altına alınması.
bu sözde reçeteyi reddeden doğu asya ülkelerinin verilerine bakıldığında ise iktisadi kalkınmada aşama kaydettikleri gözlemlenmektedir. ta ki 97 yılındaki asya krizi'ne dek. dünya tekrar keynesyen politikalara göz kırpmaya başladı; azıcık da olsa, ucundan da olsa devlet müdahalesine tekrar gereksinim olduğunu söylemleri gün yüzüne çıktı.
konsensüsün getirdiği noktaya herkesin yakından bildiği ve tanıdığı iki ülkeyi örnek gösterebiliriz : arjantin ve türkiye.
türkiye, cumhuriyet'in ilk yıllarından beri ata'nın da işaret ettiği üzere "muasır medeniyetler seviyesini" hedeflemiştir ve iktisadi kalkınma, sosyal politikalar da buna dahildir. fakat gerek demografik etkiler, gerekse de peşinden gelen yanlış yönetimler neticesinde türkiye'de bir girdabın içerisine düşmüştür. türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri ise tam da yukarıda bahsettiğimiz sebeplerden ötürü, pusuya yatmış bekleyen birileri vardır: kim midir onlar ? elbette abd'dir ve neoliberal ve emperyalist politikalarını uzun vadede dayatabileceği ve bu politikalarını, dikta ettiği ülkenin iktidarında görmek isteyeceği profilin de halkına bunu "refah göstergesi" olarak pazarlayabileceği birisine ihtiyacı vardır.
amerika'nın arayışı çok uzun sürmez; aradığı kişiyi ummadığı şekilde kısa sürede bulur. ve türkiye, geri dönülemez ve toparlanması belki de on yıllar sürecek bir sürece girecektir. kim midir o kişi ?
turgut bey ve eşi semra hanım'dır.
devamını gör...