1.
bir yalın alpay kitabı. günümüz siyasetini ve o siyasette algılarımızla nasıl oynandığını anlaşılır bir dille açıklayan ve seçmen psikolojisini irdeleyen muazzam bir farkındalık kitabı. post-truth yani hakikatın önemsizleştirilmesi ve sahte hakikatler yaratılıp bunun sosyal medya ve iletişim kanalları aracılığıyla nasıl topluma enjekte edildiğini anlatıyor. medyanın tercihlerimizi ve algılarımızı nasıl etkilediğini anlatırken de gerçek aydınların da bu medya aracılığıyla nasıl önemsizleştirilip düşmanlaştırıldığını gözler önüne seriyor. hakiki meseleleri hep bir dış faktörler ve muhalefet kaynaklı sorun olarak gören iktidarların bu yöntemleri nasıl kullandığı da kitapta çarpıcı bir şekilde ele alınıyor. kitap ile alakalı olarak (bkz: black mirror) dizisine ait (bkz: men against fire) adlı bölüm de benzer mefhumlara değindiği için izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.
devamını gör...
2.
yalın alpay'ı flutv aracılığıyla tanıdım çok donanımlı birisi olduğunu anladım ve ardından kendisini gerek avangart'dan gerekse politikyol pazar yazılarından takip etmeye başladım. yalanın siyaseti'ne de bu şekilde ulaştım. kitabın üslubunu kendi diyaloglarından ve haftalık yazılarından çok daha duru buldum. gayet ortalamanın anlayabileceği, akıcı ve hiç sıkmayan bir dil tercih etmiş. kelime bilgisini de sanırsam bu yüzden ortaya çok fazla saçmamış. entelektüel kesimin zaten üzerinde oyalandığı bu tür hususların gençler ve toplumun geri kalanlarınca da anlaşılmasını istemiş ve bu yüzden sadelik tercih etmiş olabilir. fakat bu kitaptan hiç bir şey götürmemiş, her şeyiyle on numaraydı.
yukarıda içeriğe ilişkin bir çok önemli noktaya değinilmiş, gerçekten ben de okuduğumda günümüz hakikatinin ne için ve nasıl önemsizleştiğini modernizmin ardından gelinen noktayı en ince ayrıntılarıyla en anlaşılır şekilde anlama fırsatı buldum. ilk başlarda post-truth kavramına değiniliyor, ince ince bu kavramın niçin vuku bulup bugün ne noktada olduğunu anlatıyor. yazar kitabın ilerleyen kısımlarında mantık yürütme pratiklerimize ilişkin bir çok önemli noktalara gündelik hayat örnekleriyle birlikte değiniyor. safsataların ve düşünme biçimlerinin ne olduğunu, esasen görünmeyen yan anlamlarını irdeliyor. siyasi liderlerin safsataları ne türlü tehlikeli birer ideolojik silaha dönüştürdüklerini ve bu manipüle hamlesinin cephanesinin niçin mantık değil de duygular olduğunu kavratıyor.
özetle tekrar tekrar okunması, dönülüp bakılması ve kitaplığımızda yer kaplaması gereken bir kitap. ben storytell'den dinledim fakat uygun bir zamanımda gidip bir tane satın almak istiyorum. şahsım adına çok verimli bir aktivite oldu, sizlere de tavsiye ederim.
not: sponsorluk almadım.
yukarıda içeriğe ilişkin bir çok önemli noktaya değinilmiş, gerçekten ben de okuduğumda günümüz hakikatinin ne için ve nasıl önemsizleştiğini modernizmin ardından gelinen noktayı en ince ayrıntılarıyla en anlaşılır şekilde anlama fırsatı buldum. ilk başlarda post-truth kavramına değiniliyor, ince ince bu kavramın niçin vuku bulup bugün ne noktada olduğunu anlatıyor. yazar kitabın ilerleyen kısımlarında mantık yürütme pratiklerimize ilişkin bir çok önemli noktalara gündelik hayat örnekleriyle birlikte değiniyor. safsataların ve düşünme biçimlerinin ne olduğunu, esasen görünmeyen yan anlamlarını irdeliyor. siyasi liderlerin safsataları ne türlü tehlikeli birer ideolojik silaha dönüştürdüklerini ve bu manipüle hamlesinin cephanesinin niçin mantık değil de duygular olduğunu kavratıyor.
özetle tekrar tekrar okunması, dönülüp bakılması ve kitaplığımızda yer kaplaması gereken bir kitap. ben storytell'den dinledim fakat uygun bir zamanımda gidip bir tane satın almak istiyorum. şahsım adına çok verimli bir aktivite oldu, sizlere de tavsiye ederim.
not: sponsorluk almadım.
devamını gör...