en sevdiğim ressamın van gogh olmasının nedeni, tedirgin sarıları müthiş şekillerde kullanabilmesi değil tabii. sadece bu değil.
hayatında hep acı olmuş. van gogh denilince mutlu şeyler belirmiyor aklımda. hep sevgisizlik, yalnızlık, takdir edilmemişlik...
ölümü bile üzüntülü. sanki hayatının ızdıraplar, sıkıntılar içinde geçmesi, ama sonrasında hiç bilemeyeceği şekilde ölümsüzleşmesi, onun hem en büyük hediyesi, hem de en büyük cezası gibi. yaşarken satamadığı, beğenilmeyen tablolarının şimdi paha biçilmez başyapıtlar olması...
kafkaesk tanımını, kafka’dan bile çok van gogh hak ediyor sanki.
keşke bir yerlerde karşılaşıp, tanışmış olsalar diye ümit ediyor insan.
iki bar taburesi, kafka için bir kadeh viski; van gogh için bir irlanda birası eşliğinde... müthiş bir yalnızlığın sonu portresi.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yalnızlığın sonu portresi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim