yanlış anlamayın amacım rahatsız etmek değil

avcının avını ürkütmeme metodu.

yer mi anadolu kadını?

edit : yuh ulan hepiniz mi yürüme faaliyetindesiniz? vay anasını yahu. yoldaş da sizlerden bilgilendirici, ufuk açıcı tanımlar beklesin.

kafa sözlük çok bozdu.

tam da bu cümleyi kurmuşken, bu başlığı görmek...

ya rabbim neyle sınanıyorum...

gerçekten rahatsız etmek istememiştim ama ben ya....

böyle başlayan sonrasında amacın rahatsız etmeye doğru ilerlediği mesajlar silsilesi

tam da böyle bir mesaj almışken bu başlığı görmek. aman tanrım didim.

yanlış anlamayın amacım rahatsız etmek değil şöyle bir etrafınızda döner misiniz

ben senin amacını gayet iyi biliyorum dedirten başlık.

amaç o mudur bilemem ama sonuç çoğunlukla rahatsız etmektedir.

gerçekten bunu amaç yapan var mı ki? cok yalnızım kaptan karşıda nefes alan bir östrojen hissediyorum dur mesaj atayım belki cevap gelir ama inceden yürüyeyim de ürkmesin.. ne bekliyor olabilir acaba burdan evin mobilyalarını seçecek hali mi var.. ya insan gibi yazamayacaksanız bırakın yapmayın arkamızı kollamaktan diyeceğimizi unutur olduk

(bkz: topuk topuk topuk)

-yanlış anlamayın amacım rahatsız etmek değildi : karşı tarafın vereceği cevaba göre sac ekmeği gibi dönme işlemidir.
-yanlış anlamayın amacım rahatsız etmek değildi.
+rahatsız etmeseydin o zaman. (iç ses)
yanlış anlamayın amacım rahatsız etmek değildi siz zaten başlı başına rahatsızsınız'da diyebilirdi.
rahatsız etmiyorum umarım ( sevgilin var mı diye sormanın kibarcasıdır, bir başka adıyla karşı tarafa sinyal yollayıp, yeşil yanınca saldıracak avcıdır.

bunu yazan insan ya çok ezik bir karakterdedir , yada kendini köylü kurnazı zannediyordur. dostum emin ol senin o yazdığın cümleleri, o giriş meteorlarını bırak haftayı belki günde kaç defa alıyordur kadınlar. düşük bir ihtimal de olsa gerçekten iyi niyetinden masumiyetinden yazıyorsan, bırak kendin ol kasma kendini. senin niyetin kötü değilse karşındaki insan anlar zaten bunu kaygılanma.

birinden duyduğunuz zaman sizi tedirgin etmesi gereken cümledir. bu cümleyi söyleyen kişiden uzaklaşmanız maddi ve manevi yararınıza olacaktır.

sanıyorum ki kullanmadığım için engel yediğim bir cümle kalıbı. örnek vermek gerekirse başıma gelen şu son hadiseden bahsedeyim: özellikle tarihle alakalı kitapları -aileme yük olmamayı da gözeterek- temin etmek için twitter’da ara ara denk geldiğim kitap çekilişlere* katılıyorum. bu işlere meraklı olduğu gerek takip ettiği hesaplardan gerek o hesaplarda alıntıladığı paylaşımlardan anlaşılan kardelen adlı bir kadın kullanıcı beni takip etti. malumunuz ki bazı çekilişlerin şartlarından birisi -hiç hoşuma gitmese de- x kadar kişiyi etiketlemek. benim de -haklı sebeplerden- takipçim olmadığı ve bu kişinin de bu ilgisinden dolayı kendisini etiketleyip etiketlemeyeceğimle alakalı şöyle bir mesaj atmıştım: ekran alıntısı birkaç gün görmeyince herhâlde ters bir şey yaptığımı düşünerek takibi kaldırdım. bir hafta kadar sonra tekrar takip edince bu sefer kendi paylaşımlarından birisine mesajımı görmemesiyle alakalı o zaman attığım bir paylaşımı yanıta yapıştırdım. sonuç mu? engel. bu engellere birden fazla denk gelince insan ister istemez kendisini soyutlamaya başlıyor. bunda engel yenilecek neyin olduğunu anlamış değilim.

bi kaç soru sorup gideceğim.

duyduğun yerde kaçman gereken cümle. kesin kafa açan ve kendini sana yaazılmayan biri gibi göstermeye çalışan tip.tir.

izdivaç için erkişinin erkadına gönderdiği mesaj.
mersolu fotoğrafı yoksa sapık damgası yemesi işten bile değildir.

kızlarsoruyor formu'ndaki kızlardan çok erkeklerin olmasını açıklayan durum.
karşı cinse (afedersiniz, istememiştim, mazur görün, yanlış anlamayın) tüm cümlelerin sinsi yaban hayvanın avına sinsice yaklaşım eğilimini gösterir.
yazık, bana çok yazık, bu tipler ile aynı atmosferde aynı havayı soluduğum için, bunu hakedecek ne yaptım dedirten isyan çığlığı.

bir durum bildirme cümlesi.

sanki karşıdaki kişi, işin rahatsızlık vermeye doğru evrilip evrilmeyeceğini anlamayacak kadar aptalmış gibi...

bu cümleyi kurduktan sonra, amacı gerçekten rahatsızlık vermek olmayan kişi zaten söyleyeceğini söyleyip konuyu kısa kesiyor. saçma gerekçelerle uzattıkça uzatıyorsa, amacının aslında, söylediğinin aksine, rahatsız etmek olduğu da çıkıyor ortaya birkaç dakika içinde.

bu arada kadınları da manyak ettiniz bu hareketlerinizle. cevap yazıyoruz, bu tipler yüz bulup konuyu olmadık yerlere çekmeye çalışıyor. böyle bir tecrübeyi yaşayıp bir dahakine cevap yazmıyoruz, ne kezbanlığımız kalıyor ne kendini beğenmişliğimiz...

en sevdiğim mesaj atma yöntemi doğrudan "şu entryde şöyle bir şey yazmışsınız. şunu sormak istedim" diye doğrudan konuya girilmesi. tabi özel hayatla ilgili konu ve sorulardan bahsetmiyorum.

"bir şey sorabilir miyim?"ciler var bir de. ne bileyim ne hakkında soracaksın... sor desen bir türlü sorma desen bir türlü... o yüzden doğrudan "şu mu?" diye sorsa çok daha makbule geçecektir.

sabah sabah iyi doldum yahu ne oluyor!? *

birinin kesin rahatsız edeceğini önden belirttiği cümle. daha bu cümleyi kurup ardından rahatsız olmadığım bir durum yaşamadım.

size birazdan asılacağım ama ürkütmek de istemiyorum konuya yavaş yavaş gidereceğim demenin başka bir şekli