#televizyon dizileri
#popüler diziler
kaymakamlık görevinden istifa ederek bütün ailesiyle birlikte istanbul'daki konaklarına taşınan ali rıza bey ve ailesinin başından geçen zor olayları anlatan 2006 yapımı televizyon dizisi.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "seker hastası arı" tarafından 07.01.2021 20:49 tarihinde açılmıştır.
21.
aşkoo daha az önce denk geldim hayriye hanım türlü yapmış içine kereviz de koymuş ayşecik ben yemem içinde kereviz var dedi
ayyy yavrucak demez olaydı başladı yine dram queen a.rıza bey yok kerevizi bulamayanlar varmış yol bilmem öfff bla bla bla ya beyamca kerevizi hür iradesiyle yiyen kaç kişi var zaten küçücük çocuğa yaptığına bak
drama queen a.rıza ayşeden bile daha çocuk
defolll
hshshsjs
ayyy yavrucak demez olaydı başladı yine dram queen a.rıza bey yok kerevizi bulamayanlar varmış yol bilmem öfff bla bla bla ya beyamca kerevizi hür iradesiyle yiyen kaç kişi var zaten küçücük çocuğa yaptığına bak
drama queen a.rıza ayşeden bile daha çocuk
defolll
hshshsjs
devamını gör...
22.
işsizlik dönemimde "bir bakayım hele" diye başlayıp bağımlısı olduğum dizi.
youtube'da sürekli bir telif sebebiyle ses gitme problemi var ama olsun. bir dizide bir tane mi sevebileceğin karakter olmaz? yok valla. grilik de yok bence hepsi bok gibi siyah karakterler. ayrıca ansambl oyuncu kadrosu dediğin şey tam bu dizide mevcut.
en çok kulüpteyim yaman bey ve konsolos sermet'e pozitifim ama sermet de hala ali rıza'ya olan borcunu ödemedi. versene adamın parasını *
o ayşe yavruceyizi heder ettiler. çocuğu bari bir sosyal'e * verseydiniz... eminim daha mutlu olurdu.
hayriye ve cevriye karakterleri resmen diziyi taşıyor. çok iyi oyuncular ya.
kahveci ahmet'i gerçek hayatta stalklayayım dedim adam dolandırıcıymış. son afla çıkmış mıdır acaba? gerçi bana ne...
yusuf güney, kemal kılışdaroğlu, reza zarrab, ebru gündeş ve ömer çelakıl'ın yer aldığı bir fanfictionum var. sanırım içerisine ferhunde karakterini de dahil edeceğim veya evreni yaprak dökümüne mi taşısam?
neys.
çok güldüğüm için 8/10 gidiyor şimdilik.
youtube'da sürekli bir telif sebebiyle ses gitme problemi var ama olsun. bir dizide bir tane mi sevebileceğin karakter olmaz? yok valla. grilik de yok bence hepsi bok gibi siyah karakterler. ayrıca ansambl oyuncu kadrosu dediğin şey tam bu dizide mevcut.
en çok kulüpteyim yaman bey ve konsolos sermet'e pozitifim ama sermet de hala ali rıza'ya olan borcunu ödemedi. versene adamın parasını *
o ayşe yavruceyizi heder ettiler. çocuğu bari bir sosyal'e * verseydiniz... eminim daha mutlu olurdu.
hayriye ve cevriye karakterleri resmen diziyi taşıyor. çok iyi oyuncular ya.
kahveci ahmet'i gerçek hayatta stalklayayım dedim adam dolandırıcıymış. son afla çıkmış mıdır acaba? gerçi bana ne...
yusuf güney, kemal kılışdaroğlu, reza zarrab, ebru gündeş ve ömer çelakıl'ın yer aldığı bir fanfictionum var. sanırım içerisine ferhunde karakterini de dahil edeceğim veya evreni yaprak dökümüne mi taşısam?
neys.
çok güldüğüm için 8/10 gidiyor şimdilik.
devamını gör...
23.
2006–2010 yılları arasında yayınlanan, reşat nuri güntekin’in aynı adlı romanından uyarlanan dram dizisi.
bir ailenin, özellikle de tekin ailesinin çöküşünü ve değerlerin zamanla nasıl eridiğini anlatıyor.
entrikalar, ihanete uğramalar ve karakterlerin zayıflıkları üzerine kurulu. bazen fazla melodramatik bulunsa da izleyiciye güçlü duygular yaşatıyor.
aile bağları, ihanet, aşk ve ihaneti karışık bir şekilde sunarak türk televizyon dramalarının klasiklerinden biri hâline gelmiş.
bir ailenin, özellikle de tekin ailesinin çöküşünü ve değerlerin zamanla nasıl eridiğini anlatıyor.
entrikalar, ihanete uğramalar ve karakterlerin zayıflıkları üzerine kurulu. bazen fazla melodramatik bulunsa da izleyiciye güçlü duygular yaşatıyor.
aile bağları, ihanet, aşk ve ihaneti karışık bir şekilde sunarak türk televizyon dramalarının klasiklerinden biri hâline gelmiş.
devamını gör...
24.
yaklaşık beş sezon, her biri ortalama bir buçuk saatten oluşan bölümlerle türk halkını dramlarca bir cendereye sokan, reşat nuri güntekin'in aynı adlı romanı uyarlanarak ve genişletilerek ay yapım yapımcılığında, mesude erarslan yönetmenliğinde çekilen tv dizisi. senaryosunu ece yörenç ve melek gençoğlu yazmış, müzikleri de dizi müziği perisi toygar ışıklı tarafından yapılmıştır. 1987 yılında romana sadık kalınarak çekilen sekiz bölümlük bir de trt dizisi vardır, trt arşiv'den ulaşılabilir.
karakterleri tek tek deşifre edip, örseleyip, burcunu tahmin etme işini radyo yayınımda yapıp, kendi gazımı aldığım için burada tek tek değinmek istemiyorum buna. daha çok, bu dizinin neden bu kadar izlendiği, zamanında tartışma konusu olduğu ve hala izlenmeye devam edilmesindeki etkenler dikkatimi çekiyor.
öncelikle, türkiye standartlarında teknik ve cast anlamında çok başarılı bulduğum bir yapım. her oyuncunun kendi rolünün hakkını vere vere kendinden nefret ettirdiği, elektrik tesisatı her an yangına sebep verecekmiş gibi insanı tedirgin ederken bir yandan da hayriye hanım'ın yaptığı yemeklerin kokusunu burnumuzda hissedebilecek kadar sıcak bir temada bize sunulan beylerbeyi'ndeki eski köşkün yorgunluğu, eril topluma özgü çifte standartların, ahlak iki yüzlülüğünün altı çizilmeden ama olay örgüsüne doğal olarak yedirilerek işlenmesi, her karakterin kendi psikolojik derinliğinin gelişmesi* vb gibi etkenler, zannederim, tekin ailesini bizim herhangi olası bir komşumuz kadar yakın bulmamıza sebep oluyor.
zamanında yayınlandığı sıralarda tepki çekmesini de ben, toplumun aynaya bakması olarak değerlendiriyorum. ilk defa belirgin bir şekilde maddi ve manevi yönden toplumu göz önüne koyan, ince ince eleştiren, ahlak iki yüzlülüğünü bu kadar net, bir o kadar da ustaca örgüleyen bir yapım olarak değerlendiriyorum. toplumun ahlakını bozuyor tepkilerini anımsıyorum ilk yayınlandığı zamanlardan. bu diziyi izleyince kaç kişi eniştesi olan eski sevgilisi ile kaçtı, kaçı terapistinin kocasıyla duygusal yakınlık kurdu, kaç kişi çalıştığı iş yerini hortumlamaya kalktı bilinmez ama, toplumun da en az dizideki karakterler kadar iki yüzlü olduğunu göz önünde bulundurursak, bu daha çok, ne denli çürümüş yanlarımız olduğunu yüzümüze çarptığı için rahatsız edici gelmiş olabilir çoğunluğa. zira gündüz kuşağı kepazeliklerinin tarihi bu dizilerden çok daha eski. romanın yazıldığı tarihi de göz önüne alırsak, aslında bir sürpriz de barındırmıyor, yeni bir durum da değil. ama dizi olarak daha geniş bir kitleye yayıldığı için, ilk defa şokunu yaşamış olanlar çoğunluktadır.
bir insanın algısı gelişmemişse, gerçek ile kurgu ayırımını yapamıyorsa, zihniyeti bozulmaya müsaitse ve kendinden geçmeye hazırsa, en başarılı ve edepli eserde bile kendine örnek alabilecek kötü bir davranış bulabilir. toplum erezyoonunu dizilere bağlamak da, gerçek problemlerden uzaklaşmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
karakterleri tek tek deşifre edip, örseleyip, burcunu tahmin etme işini radyo yayınımda yapıp, kendi gazımı aldığım için burada tek tek değinmek istemiyorum buna. daha çok, bu dizinin neden bu kadar izlendiği, zamanında tartışma konusu olduğu ve hala izlenmeye devam edilmesindeki etkenler dikkatimi çekiyor.
öncelikle, türkiye standartlarında teknik ve cast anlamında çok başarılı bulduğum bir yapım. her oyuncunun kendi rolünün hakkını vere vere kendinden nefret ettirdiği, elektrik tesisatı her an yangına sebep verecekmiş gibi insanı tedirgin ederken bir yandan da hayriye hanım'ın yaptığı yemeklerin kokusunu burnumuzda hissedebilecek kadar sıcak bir temada bize sunulan beylerbeyi'ndeki eski köşkün yorgunluğu, eril topluma özgü çifte standartların, ahlak iki yüzlülüğünün altı çizilmeden ama olay örgüsüne doğal olarak yedirilerek işlenmesi, her karakterin kendi psikolojik derinliğinin gelişmesi* vb gibi etkenler, zannederim, tekin ailesini bizim herhangi olası bir komşumuz kadar yakın bulmamıza sebep oluyor.
zamanında yayınlandığı sıralarda tepki çekmesini de ben, toplumun aynaya bakması olarak değerlendiriyorum. ilk defa belirgin bir şekilde maddi ve manevi yönden toplumu göz önüne koyan, ince ince eleştiren, ahlak iki yüzlülüğünü bu kadar net, bir o kadar da ustaca örgüleyen bir yapım olarak değerlendiriyorum. toplumun ahlakını bozuyor tepkilerini anımsıyorum ilk yayınlandığı zamanlardan. bu diziyi izleyince kaç kişi eniştesi olan eski sevgilisi ile kaçtı, kaçı terapistinin kocasıyla duygusal yakınlık kurdu, kaç kişi çalıştığı iş yerini hortumlamaya kalktı bilinmez ama, toplumun da en az dizideki karakterler kadar iki yüzlü olduğunu göz önünde bulundurursak, bu daha çok, ne denli çürümüş yanlarımız olduğunu yüzümüze çarptığı için rahatsız edici gelmiş olabilir çoğunluğa. zira gündüz kuşağı kepazeliklerinin tarihi bu dizilerden çok daha eski. romanın yazıldığı tarihi de göz önüne alırsak, aslında bir sürpriz de barındırmıyor, yeni bir durum da değil. ama dizi olarak daha geniş bir kitleye yayıldığı için, ilk defa şokunu yaşamış olanlar çoğunluktadır.
bir insanın algısı gelişmemişse, gerçek ile kurgu ayırımını yapamıyorsa, zihniyeti bozulmaya müsaitse ve kendinden geçmeye hazırsa, en başarılı ve edepli eserde bile kendine örnek alabilecek kötü bir davranış bulabilir. toplum erezyoonunu dizilere bağlamak da, gerçek problemlerden uzaklaşmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
devamını gör...