1.
ahmet mücahit aydoğan tarafından çekilmiş yaklaşık 9 dakikalık kısa film;
2021 yılında yayınlanmıştır.

iç savaşta babasını kaybetmiş fatma adlı küçük bir kızın ve annesinin yaşama tutunma çabasını konu ediniyor.
savaşı olmasa da kısa filmi bir görselle özetleyebilirim sanırım; bir tarafta yıkık dökük bir duvar ve yanında ekmek alıp eve giden küçük bir çocuk, bir tarafta hayat bitmiş iken bir tarafta insan ne olursa olsun yaşamaya devam ediyor, devam etmek istiyor.
fatma oldukça zeki, ibadet eden, annesi ve kardeşinden başka kimsesi kalmamış küçük bir kız, ayakkabısı yok ve okula terlikle gidip geliyor, bir dükkanın önünden geçerken hayalini kurduğu ayakkabının fiyatını soruyor ve onu alamayacak durumda olduklarını hatırlıyor.
annesi dikiş dikerek çocuklarına bakmaya çalışan hüzünlü bir kadın, kocasını yitirmiş ve savaş süreci yas tutmasına bile hak tanımayacak kadar çetrefilli, acımasız ve keskin.
küçük kızın bir de arkadaşı var, onlara yemek getiriyor, arkadaşının ayakkabı hayalini öğrenip ona kendi ayakkabısının tekini veriyor, çünkü kız ona yürürken ayağım acısın istemiyorum o yüzden yeni bir ayakkabı istiyorum benzeri şeyler söylüyor.
iki küçük dostun bize fedâkârlığı ve gerçek dostluğu yeniden hatırlattığı, savaşın toplum ve insanlar üzerindeki inanılmaz yıkıcı etkisinin gözler önüne serildiği, oldukça duygusal bir kısa film olduğu görülmektedir.
küçük kızın komşularının onların evinde belki yemek yapacak durumları kalmamıştır düşüncesiyle yemek gönderdiği sahne oldukça duygusaldı.
küçük kızın ayakkabılara boynu bükük şekilde bakması da aynı şekilde öyle.
sahip olduklarımızın değerini bilmemiz gerektiğini, savaşın veya hayatın her an onları bizden alabileceğini hatırlatan, duygusal bir kısa film olmuş.
yaşamak her şeye rağmen güzeldir...
2021 yılında yayınlanmıştır.

iç savaşta babasını kaybetmiş fatma adlı küçük bir kızın ve annesinin yaşama tutunma çabasını konu ediniyor.
savaşı olmasa da kısa filmi bir görselle özetleyebilirim sanırım; bir tarafta yıkık dökük bir duvar ve yanında ekmek alıp eve giden küçük bir çocuk, bir tarafta hayat bitmiş iken bir tarafta insan ne olursa olsun yaşamaya devam ediyor, devam etmek istiyor.
fatma oldukça zeki, ibadet eden, annesi ve kardeşinden başka kimsesi kalmamış küçük bir kız, ayakkabısı yok ve okula terlikle gidip geliyor, bir dükkanın önünden geçerken hayalini kurduğu ayakkabının fiyatını soruyor ve onu alamayacak durumda olduklarını hatırlıyor.
annesi dikiş dikerek çocuklarına bakmaya çalışan hüzünlü bir kadın, kocasını yitirmiş ve savaş süreci yas tutmasına bile hak tanımayacak kadar çetrefilli, acımasız ve keskin.
küçük kızın bir de arkadaşı var, onlara yemek getiriyor, arkadaşının ayakkabı hayalini öğrenip ona kendi ayakkabısının tekini veriyor, çünkü kız ona yürürken ayağım acısın istemiyorum o yüzden yeni bir ayakkabı istiyorum benzeri şeyler söylüyor.
iki küçük dostun bize fedâkârlığı ve gerçek dostluğu yeniden hatırlattığı, savaşın toplum ve insanlar üzerindeki inanılmaz yıkıcı etkisinin gözler önüne serildiği, oldukça duygusal bir kısa film olduğu görülmektedir.
küçük kızın komşularının onların evinde belki yemek yapacak durumları kalmamıştır düşüncesiyle yemek gönderdiği sahne oldukça duygusaldı.
küçük kızın ayakkabılara boynu bükük şekilde bakması da aynı şekilde öyle.
sahip olduklarımızın değerini bilmemiz gerektiğini, savaşın veya hayatın her an onları bizden alabileceğini hatırlatan, duygusal bir kısa film olmuş.
yaşamak her şeye rağmen güzeldir...
devamını gör...