yaşanan felaketlerin çoğunun mühendislik kaynaklı olması

inşaat yapamayan mühendislere mi , maden çıkaramayan mühendislere mi,çevre ve şehircilik planlaması yapamayan mühendislere mi kime veryansın edelim? gıda konusu zaten tam bir handikap. eğitim ve etik anlayışları tekrar gözden geçirilmeli. bu haliyle devam edemeyeceği aşikar.

mühendislik, uygarligin temeli olmasi sebebiyle zaten hayatimizdaki en önemli olgulardan ama asıl önemli olan isciler çünkü asıl ince işciligi işçiler kalfalar ve ustalar yaparlar.bunlarin herhangi birinin yapacağı hata , harika bir mühendisliği kısa sürede rezil edebilir.basima geldigi icin biliyorum.ufacik bir derz dolgu eksikligi evin tavaninin su almasina sebep oldu.hala ugrasioruz.

sebebi açık, bir değil birden çok sebep var:
çok sayıda mühendislik fakültesi var. bu üniversitelerde yeterli sayıda öğretim görevlisi yok. öğretim görevlilerinin tam yetkin olduğunu kabul ediyorum.
kamuya yapılan işleri denetleyen kamu mühendislerin seçim ölçüsü liyakat değil iktidara yakınlık. denetçi konuyu bilmezse her şeyi geçirirsiniz devlete. hele biraz da duygusal davranırsanız. masanın her iki yanında da durdum, en son özel sektörde bizden aldıkları cihazların kabul testine gelen mühendisi kovdum şirketten.
özel sektörde amir, patron her kimse, bir boktan anlamayan bir sapı siliktir. "ne zaman bitecek bu iş"ten başka bir şey bilmezler. türkiye'de mühendisler sabunlama üstadıdır. sabunlar geçirir. patronu öyle istemiştir. doğrusunu bilse bile "viran olası hanede evladu ayal var" deyip yanlış yapar. benim gibi dikine traş edenleri sevmez patronlar.
ayrıca gelecek kuşaklara bilgi aktarma geleneği yoktur bizde. biz terledik öğrendik sen de terle öğren diyerek deneyimler yeni kuşaklara anlatılmaz.
ve bunlar başlangıçtır. boşuna mı bıraktım mesleği.

yaşanan felaketlerin tek sebebi var
dincilik ve ağır yobazlık.

iş cinayetlerinin sebebi kapitalist sömürü düzenidir.