yazarların en şanslı olduğu konu

90'lı yılları dolu dolu yaşamak .unutulmaz film ve müzikleri , karşılık beklemeden yanınızda olan arkadaşlıkları ve masum ilişkileri yaşamış olmanız.

ablalarım.

abilerim.
evim (aile-_-): alanı ve bahçesi. hayvanlarımız varken onlar.
çoğu şeyin organik olması. duyularım genelde hassas. ve tad almada organik yedikten sonra hazırın tadı çok bariz belli olurken kötü geliyor. yiyemiyorum. (yemekte yoğurt/nar ekşisi(bu resmen şerbet gibi geliyor. nar ekşisi bizde hiç bu kadar cıvık, açık renk ve o kadar tatlı olmuyor. bir yemek kaşığı o şişeye bedel.) onun dışında tüm sebze ve meyvelerde. ben o gdo'lu tadı alayım ya da almadan kokusunda ya da şeklinde bir tuhaflık göreyim tamam almadım. başka şehirde yaşamanın bu tarz zorluğu vardı sadece. o zamanda ailem genelde kutu yollardı ta baharata, pekmeze kadar vs.)
hayatımda sevdiğim hâlde bana hiç zararı dokunmamış tek bir insanın oluşu. ama onu erken kaybettim. yinede imkansızı imkanlı kıldı. 3 yıl oldu ama çoğu zaman aklımda ve yattığı yerin ziyaretçisiyim. ölene dekte olacağım. çünkü ben bana yapılan hiçbir şeyi unutmam. ve bağ olunca ölüm de koparamaz...

zekâm.
bu seviyede olmasa şimdiye kadar yok olurdum kesinlikle.

doğabilmiş olmak.

poker sanırım.. 2000'lerin başlangıcında sadece teorik olarak bildiğim bir poker masasına oturup geceyi büyük bir kazanç ile kapamıştım. uzun süre şansım böyle gitse de bir yerde poker face insanlar ile tanışınca anladım ki istediğin kadar şanslı ol o masaya ait değilsen kazanamazsın.

(bkz: kendiyle başbaşa kalabilmek)

masum olmam. sısıs