yazarların en sevdiği yeşilçam repliği

‘bu da mı gol değil?’

necmi'yi matem sarar. meyhanede şarkı çalınmaz, oradan bir müşteri, plak çalınmasını ister, çalın da kulağımızın pası silinsin der. hemen istekte bulunan müşterinin yanına gidip kulağına fısıldar neden şarkı açmadıklarını mekancı.

ve sonra necmi'nin yanına gider.

-bir emrin var mı ağabeyciğim?
+milletin neşesine karışmaya hakkımız yok. bizim acımız bizedir.

siz doktor değilsiniz şırıngada hava boşluğu var

kadın: bana bunu da mı yapacaktın!
adam: sarhoştum sen zannettim.
kadın: inanıyorum sana.

(bkz: bakınız en iyi cilet budur)
(bkz: taçsız kral pele)
(bkz: kaleci mayer)
(bkz: fenerbahçeli cemil)

-yazarım sana.
+yazma. o zaman bekliyor insan. buraya çok az insan geliyor, çok insan gidiyor. yani hani mesela zannediyorsun ki bir yoldan birisi gelecek. boş, uzun bir yol. devamlı ona bakıyorsun. sonra kimse gelmiyor.
yazma.

vizontele tuuba

“-o zamanlar kaymakamın bir kızı vardı ya. leman. saçları ta buralarında. rüzgarda yürüdü mü sanki pelerin sahibi bir balerin gibi oluyordu. o gün de maça gelmiş. ben devamlı terliyorum. daha maç başlamadan. neyse, maç başladı. hemen bir korner oldu. korneri bizim rıfat atmıştı. bir yükseldim topa ikinci dakikada köşeye taktım topu. alkış, kıyamet! bir döndüm. bizim leman ayağa kalkmış alkışlıyor.
- kaç sene kalmıştı o kız burada?
- iki sene. giderken bana bir mektup bırakmıştı izmir'e gelirsen ara diye. ben de 5 sene sonra gittim.
- bulabildin mi?
- buldum. hatta bir de çay içtik. ben, o, bir de kocası. o ara golü yemişiz haberimiz yok anlayacağın. burası için en güzel lafı sadık hoca söylemişti kardeşim.
- hangi sadık hoca?
- lisede edebiyat öğretmeni yok muydu yahu afyonlu?
- evet, evet tamam. ne demişti…
- hayal kırıklığının başkenti demişti..”

(bkz: vizontele)

naptın o senin baban.