yazarların ilk ticari girişimleri
başlık "emrebey003" tarafından 23.05.2021 17:58 tarihinde açılmıştır.
1.
10 yaşında falandım, dedemlere ziyarete gitmiştik. dedemlerin evinin bahçesinde ayvaları vardı ben ayvadan nefret ettiğim için elimi sürmezdim. dedem dayımın oğluyla bana büyükçe bir sepet ayva verdi gidin bunları satın parası sizin dedi.
bana sorsalar bunları kimse yemez derdim, ama yinede bi sepet sarı sarı ayvayı alıp çarşıya zar zor götürdük. tanesi 50 kuruştan satmaya başladık. ben kimse almaz diye düşünürken ayvalar satılmaya başladı. en son bi teyze geldi 3 tanesi bir liradan hepsini aldı reçel yapacakmış. o gün öyle bi heves geldi ki o iştahla ertesi gün bi daha gittik.
özetle tutturursan ticaret güzel şey.
bana sorsalar bunları kimse yemez derdim, ama yinede bi sepet sarı sarı ayvayı alıp çarşıya zar zor götürdük. tanesi 50 kuruştan satmaya başladık. ben kimse almaz diye düşünürken ayvalar satılmaya başladı. en son bi teyze geldi 3 tanesi bir liradan hepsini aldı reçel yapacakmış. o gün öyle bi heves geldi ki o iştahla ertesi gün bi daha gittik.
özetle tutturursan ticaret güzel şey.
devamını gör...
2.
ilkokul 3'teyken sınıftaki kızlarla takı yapıp birbirimize satıyorduk. erkeklerden biri gıcıklık yapıp şikayet etmişti. girişim düşmanı.
devamını gör...
3.
yazı yazmayı söker sökmez minik hikayelerden oluşan* el yazması bir dergi çıkartmıştım. tanesini 1 milyondan satmıştım. ama seri üretim mümkün olmadığı için sadece 2 milyon kazanabilmiştim.
devamını gör...
4.
köye üzümcü gelirdi sarı arabasıyla yumurta verip üzüm alırdık tam ticari faliyet sayılmasada guzel bi anı.
devamını gör...
5.
boncuklarla bileklik falan yapardım küçükken, onları satmaya çalışırdım. kıyamam o zamandan da belli ne olacağım, bedave verirdim sonunda.
bir de şarkı yarışması yapardık çocuklar arasında. evet efenim sesimle para kazandım ben* sooora da gittik bakkala iki çokomel iki dondurma aldık arkaaaşla.
bir de şarkı yarışması yapardık çocuklar arasında. evet efenim sesimle para kazandım ben* sooora da gittik bakkala iki çokomel iki dondurma aldık arkaaaşla.
devamını gör...
6.
devamını gör...
7.
7 yaşında futbolcu kartı alıyodum evin ordaki bakkaldan. elimde gören çocuklar istiyodu kartlardan. ben de en az 5 kart alıyodum 1/5 komisyona. sonra öğretmen enseledi ağzımıza s.çtı tabi geçen bi hesap yaptım o gün o öğretmen bize barikatı kurmasaydı bugün çok başka bi yerdeydim napalım hayırlısı böyleymiş..
devamını gör...
8.
90ların başı..
sporcu kartı revaçta. deli gibi oynanıyor. mahallede sanki hayat durmuş. etrafta koşturan top oynayan çocuklar birden mahallenin bir köşesine karınca yuvası gibi doluşmuş. herkes karşısındakini ütme peşinde. mahallenin sporcu kartı zenginleri yağma yapıyor evinin camından.. önce 5-10 tane.. havada yavaş yavaş süzülen kağıtları ilk gören çocuğun görevi vardır. "koşun yağmaaaa"... piknik yapan insanların sofrasına davetsiz misafir karınca ailesi misali tüm çocuklar toplanmış aşağıda..
azim yaptım "yağma yapacağım, yukarıdaki ben olacağım" hayaller kuruyorum. bazen artıyor bazen azalıyor kartlar. her sabah daha fazla azimle uyanıyorum. o azim şimdi olsa çoktan dünya çapında tanınmış olurdum ya neyse. günler geçti, evdeki kartlar artık poşetlere girdi.. bir poşet iki poşet derken dört beş altı gidiyor. tamam dedim artık kral olma zamanı.
tam eve gidiyorum hayallerimi gerçekleştirmek için.. "hakan şükür için ne istersin?" her şeyi başlatan soru geldi. çocukta fanatik galatasaray'lı. tam kadro takım kurup odasına yapıştıracak. dedim kimler eksik sende. 5-6 futbolcu eksik. tamam dedim bende hepsi var bakkaldan bana cips alırsan senindir hepsi. babası ekmek al dese almayan çocuk dakikasında karşıma dikildi. dedim iyi iş ben buradan yürürüm. mahallede dolanıyorum sporcu kartı satılır 20 lik 50 lik 100 lük ne kadar istersen. birden aşiret ağası gibi oldum. karşımda sıralanmış mahalle çocukları istediği kart kadar karşılığında bir şeyler istiyorum. yiyecek para evinden oyuncak ne varsa. 2 güne bitti yaklaşık on poşet sporcu kartı...
zenginim o yaştaki çocuğa karşılık. düzinelerce oyuncağım var. ama oyna oyna nereye kadar sıkılıyor o yaştaki çocuk. ticaret güzel gelmiş bana zevk almışım. topladım tüm oyuncakları. mahalle bakkalından aldım bir karton kutu. en işlek yere kurdum tezgahı. gelen giden fiyat soruyor ama alan yok. tam akşam ezanı okunmak üzere. topluyorum tezgahı. hop biri geldi oyuncak aldı gitti. 10 dakikada 4-5 oyuncak sattım. akşam eve gittim, ufak ufak kağıtlara oyuncağın ismini ve fiyatını yazdım. 2-3 güne oyuncaklar bitti. artık daha zenginim. ama yetmez. fazlası lazım, insanoğlu doğuştan aç demek ki...
mahalle bakkalının oğlu arkadaşımdı. dedim oyuncakları aldığınız yer neresi. aklımda oyuncak asker serisi var alıp ya toplu ya da tane işi satmak var. çocuk götürmedi beni ama istediğim oyuncakları temin etti. tabi arada payını almıştır ama olsun. merdivenleri çıkarken gerekiyor böyle şeyler.
evde oynamadığım ne kadar oyuncak varsa topladım. yeni aldığım oyuncakları topladım. standı boyadım süsledim. sabahtan açıyorum standı. planları yaptım. artık tok satıcıyım. son tezgah açışım olacak. emekliliğim geldi ne de olsa. sabah kahvaltıdan sonra mekana koştum. bir baktım 3-4 çocuk benim mekana göz dikmiş, kendi dükkanlarını açmış. ulan junior sakıp sabancı var burda siz hayırdır. güzel gölgelik bir yere açtım standı.. 4-5 güne bitirdim eldeki malı. ben bitirene kadar mahallenin çeşitli yerlerinde çocuklar stand kurmuşlar ama neye yarar. ben artık bırakmışım ticareti. taklitler beni yaşatır anca.
o gün arkadaşlarımla ne istediysek aldık yedik. sonra mı? sonra okul açıldı ve ben ticaretten uzaklaştım. okul olmasaydı belki ticaretin jeff bezos' u elon musk' ı olacaktım. ama okul, hayatımı bitirdi.
sporcu kartı revaçta. deli gibi oynanıyor. mahallede sanki hayat durmuş. etrafta koşturan top oynayan çocuklar birden mahallenin bir köşesine karınca yuvası gibi doluşmuş. herkes karşısındakini ütme peşinde. mahallenin sporcu kartı zenginleri yağma yapıyor evinin camından.. önce 5-10 tane.. havada yavaş yavaş süzülen kağıtları ilk gören çocuğun görevi vardır. "koşun yağmaaaa"... piknik yapan insanların sofrasına davetsiz misafir karınca ailesi misali tüm çocuklar toplanmış aşağıda..
azim yaptım "yağma yapacağım, yukarıdaki ben olacağım" hayaller kuruyorum. bazen artıyor bazen azalıyor kartlar. her sabah daha fazla azimle uyanıyorum. o azim şimdi olsa çoktan dünya çapında tanınmış olurdum ya neyse. günler geçti, evdeki kartlar artık poşetlere girdi.. bir poşet iki poşet derken dört beş altı gidiyor. tamam dedim artık kral olma zamanı.
tam eve gidiyorum hayallerimi gerçekleştirmek için.. "hakan şükür için ne istersin?" her şeyi başlatan soru geldi. çocukta fanatik galatasaray'lı. tam kadro takım kurup odasına yapıştıracak. dedim kimler eksik sende. 5-6 futbolcu eksik. tamam dedim bende hepsi var bakkaldan bana cips alırsan senindir hepsi. babası ekmek al dese almayan çocuk dakikasında karşıma dikildi. dedim iyi iş ben buradan yürürüm. mahallede dolanıyorum sporcu kartı satılır 20 lik 50 lik 100 lük ne kadar istersen. birden aşiret ağası gibi oldum. karşımda sıralanmış mahalle çocukları istediği kart kadar karşılığında bir şeyler istiyorum. yiyecek para evinden oyuncak ne varsa. 2 güne bitti yaklaşık on poşet sporcu kartı...
zenginim o yaştaki çocuğa karşılık. düzinelerce oyuncağım var. ama oyna oyna nereye kadar sıkılıyor o yaştaki çocuk. ticaret güzel gelmiş bana zevk almışım. topladım tüm oyuncakları. mahalle bakkalından aldım bir karton kutu. en işlek yere kurdum tezgahı. gelen giden fiyat soruyor ama alan yok. tam akşam ezanı okunmak üzere. topluyorum tezgahı. hop biri geldi oyuncak aldı gitti. 10 dakikada 4-5 oyuncak sattım. akşam eve gittim, ufak ufak kağıtlara oyuncağın ismini ve fiyatını yazdım. 2-3 güne oyuncaklar bitti. artık daha zenginim. ama yetmez. fazlası lazım, insanoğlu doğuştan aç demek ki...
mahalle bakkalının oğlu arkadaşımdı. dedim oyuncakları aldığınız yer neresi. aklımda oyuncak asker serisi var alıp ya toplu ya da tane işi satmak var. çocuk götürmedi beni ama istediğim oyuncakları temin etti. tabi arada payını almıştır ama olsun. merdivenleri çıkarken gerekiyor böyle şeyler.
evde oynamadığım ne kadar oyuncak varsa topladım. yeni aldığım oyuncakları topladım. standı boyadım süsledim. sabahtan açıyorum standı. planları yaptım. artık tok satıcıyım. son tezgah açışım olacak. emekliliğim geldi ne de olsa. sabah kahvaltıdan sonra mekana koştum. bir baktım 3-4 çocuk benim mekana göz dikmiş, kendi dükkanlarını açmış. ulan junior sakıp sabancı var burda siz hayırdır. güzel gölgelik bir yere açtım standı.. 4-5 güne bitirdim eldeki malı. ben bitirene kadar mahallenin çeşitli yerlerinde çocuklar stand kurmuşlar ama neye yarar. ben artık bırakmışım ticareti. taklitler beni yaşatır anca.
o gün arkadaşlarımla ne istediysek aldık yedik. sonra mı? sonra okul açıldı ve ben ticaretten uzaklaştım. okul olmasaydı belki ticaretin jeff bezos' u elon musk' ı olacaktım. ama okul, hayatımı bitirdi.
devamını gör...
9.
ortaokulda performans ödevi yapıp satmak.
devamını gör...
10.
yaşım on iki istanbul'da başladım ticarete karaköy den yazlık şapka, taç yapılmış papatya ve denge bilekliği isimli bir bileklik temin eder bostancı-adalar motorlarında satardım. tüm öğrenciliğim bununla geçti. sonra kadıköy de iş bankasının arkasında ki pasajdan teşir dizüstü bilgisayarlar alıp sattım heyt bee ne günlerdi.
devamını gör...
11.
12yaşımda ödevlerimi satardım sağ ve sol elle yazı yazabildiğim gibi yazı şeklimi de değiştirebiliyorum.
okulda adım çıktığında müdür odasına çağırıp yapma etme evladım demişti aileme ispiyonladılar paraları aileme vermek zorunda kalmıştım.
babam çok sinirlenmişti adamın aylık maşşını 3x ile teslim etmiştim.
okulda adım çıktığında müdür odasına çağırıp yapma etme evladım demişti aileme ispiyonladılar paraları aileme vermek zorunda kalmıştım.
babam çok sinirlenmişti adamın aylık maşşını 3x ile teslim etmiştim.
devamını gör...
12.
kadınlar toplaşınca gün diyorlardı.gün olduğu zaman zili çalıp simit satardım onlara.zili çalınca zoraki oluyordu biraz ama bağırmaya utanıyordum.simitçilerin simit aldığı bir fırın vardı yakınlarda.oradan ucuza alırdım.onlara normal fiyatına satardım. 7 8 yaşlarındaydım
devamını gör...
13.
bira şişelerini toplayıp depozito fiyatından satardık. harçlık çıkıyordu be...
devamını gör...
14.
50 kuruş 1 lira gibi fiyatlarla telefon oyunu sattım. o zamanlar lg gb110 cep telefonum vardı. hafıza kartındaki oyunları açmazdı ama samsun e250 veya nokia telefonlara bluetooth ile yollayabiliyordum. 100 kadar telefon oyunu vardı hafıza kartımda. google play yokken morga play vardı naber.
devamını gör...
15.
ticaret mi dolandırıcılık mı bilmem ama futbolcu kartları vardı eskiden onlarla hile yoluyla arkadaşlarımdan kazanıp tekrar tekrar satardım
devamını gör...
16.
lise zamanları, sınıfta bir liraya bir dal sigara satmıştım*
devamını gör...
17.
ege'nin bir köyünde kuzenim ve kardeşimle su satmayı denemiştik. herkesin birkaç adımda su kaynağına ulaşabileceği gerçeğini ele almanın vakti geldikten sonra işimiz satış değil ikrama dönüşmüştü. ancak kadir kıymet bilmeyen yerel halk ikramlarımızı da geri çevirdi ve ilk girişimimiz böylece son buldu. fikrimizin saçmalığının o kadar farkındaydık ki üzülemedik bile, gülerek eve geri getirdik mühim ekipmanlarımızı. olgun çocuklar olarak bir viski açmak biz de isterdik ancak o an için viskinin ne olduğunu da bilmiyorduk. ikame olarak fantalarımızı aynı bardaklara doldurup kral pop' ta o yazın hit parçalarına ilişkin klipleri izledik ve günü olabildiğince verimli şekilde nihayete erdirdik.
deneyim mühim azizim, deneyim mühim.
deneyim mühim azizim, deneyim mühim.
devamını gör...
18.
simit ve sakız satıyorduk sokaklarda. naylon poşet ve soğuk su satıyorduk pazarlarda. patlamış mısır satıyorduk okulda .(ilkokul çağı işte.biz böyle büyüdük.)
devamını gör...
19.
evin bodrum katında mantar yetiştiriciliği yaptım.
çok zevkliydi, çok güzeldi ya. gören konu komşu pazardan almayalım sizden alalım deyince iş ticarete gitti. mantarlar çıkmadan kimin alacağı belliydi. getiri kısmını kıyas edemiyorum şu an, çok şey değişti malum algılayamıyorum.
düşünüyorum da hiç fena fikir değilmiş.
çok zevkliydi, çok güzeldi ya. gören konu komşu pazardan almayalım sizden alalım deyince iş ticarete gitti. mantarlar çıkmadan kimin alacağı belliydi. getiri kısmını kıyas edemiyorum şu an, çok şey değişti malum algılayamıyorum.
düşünüyorum da hiç fena fikir değilmiş.
devamını gör...
20.
10 yaşlarındaydım.
evimize komşu olan anneannemin bahçesindeki büyük balkon duvarlarına tebeşirle dekor resimleri çizmiştim.
kızkardeşim ve komşunun kızıyla beraber ; mahallenin çocuklarına paralı gösteriler yapardık.
kimi gün tiyatro.
kimi gün şarkı, türkü.
iyi de harçlık çıkartıyorduk.
cebimiz para görmüştü.
evimize komşu olan anneannemin bahçesindeki büyük balkon duvarlarına tebeşirle dekor resimleri çizmiştim.
kızkardeşim ve komşunun kızıyla beraber ; mahallenin çocuklarına paralı gösteriler yapardık.
kimi gün tiyatro.
kimi gün şarkı, türkü.
iyi de harçlık çıkartıyorduk.
cebimiz para görmüştü.
devamını gör...