yazlığı olan eşi dostu kıskanmak

bizim millette çok yaygın olan kıskançlık ve üzüntü sebeplerindendir.

kendinde olmayanı yakında yörede bulunan bir insanda görmek büyük huzursuz ediyor insanları..
avrupalıların gözünü seveyim. hiç böyle dertleri yok adamların.

daha dün bu konudan bahsetmiştim eşroya.

resmen çocukken hayalini kurduğum hayatı yaşıyorlar, yetmezmiş gibi yazlık dostlukları bile var.
asıl kıskandığım kısım yazlıkçı çocukların aralarında kurduğu dostluk olurdu zaten.
o üç kişilik kız arkadaş grubuna hiçbir zaman giremedim, anlıyor musunuz.
denize giderken beni çağırmadıkları için anneciğim zorla beni onların yanına götürürdü, sonra yine benden uzaklaşırlardı.
oyuncak mikrofonda karaoke yaparlarken ben sadece o performanslarını izleyip alkışlayan seyirci olurdum.
balkona annelerimiz dört tane sandalye koyardı dördümüz oturalım diye, bir tanesini bilerek bodrum kata indirirlerdi.

nedir yani, yazlığımız yok diye mi ulan tüm bu dışlanmalar..

neyse işte, çocukken çok içerlenirdim bu duruma.
anladınız mı bilmiyorum ama hâlâ içerleniyorum.

şu an kıskanmaktan çok imreniyorum o tür yazlık dostluklarına.

ileri seviye rahatsızlık.

kimsenin malında mülkünde gözüm yok, hiç olmadı da çok şükür.

bizzat benimdir.
bi gün yangın çıkaracam ama hadi hayırlısı…
burada deniz, kahve, şezlong, bira fotosu atanları da kıskanıyorum aynı zamanda.
allah evinize ateşler salsın sfsgsgdjfj

benim aile evi zaten antalya'da olduğu için bir nevi yazlık sayılır bu yüzden yaşamadığım bir kıskançlık. ama türkiye'de en sevdiğim yer fethiye ve orada müstakil yazlığı olanlara gerçekten imrenmiştim. ama artık çok kalabalık orası da maalesef, normalde böyle olmuyordu ama geçen sene gittiğimizde yüzde sekseni erkek olan bir turist güruhuna ev sahipliği yapıyordu. anlaşarak bir anda topluca mı geldiler bilmiyorum ama sokakta yürümek bile pek mümkün değildi kalabalıktan, galiba yeni bir rota bulmak lazım.

kıskanmanin ucu bucağı yok kardeşim ya. boş beleş işler ama. belki bir yaştan sonra anlıyorsun anlamasına da zaman tükenmiş oluyor.

annem hep lafı sokar yeri geldiğinde" hayatımda yaptığım tek yanlış yatırım senin zorunla yazlık almak oldu " diye...
eğer tüm sezon boyu yaşayabilecek durumdaysanız, yani emekli falansanız, neyse..
ama çalışıyorsanız, senede 2-4 hafta izniniz varsa, hiç akıl karı iş değil.çünkü gitsenizde , gitmesenizde havuzuydu , korumasıydı, çevre düzenlemesi vs. boşa masraf.
senede 2-3 hafta dinleniyorsan gideceksin 5 yıldızlı otellere dünyanın dört bir yanına, adam gibi dinleneceksin.

hayatım boyunca kıskanmadım kıskanmam da ama iyi bir yatırım aracı olduğu kesin. olur da bir şekilde deprem vs olursa ya da kiradan çıkarılırsan gidecek yerin olması güzel. tek sıkıntıysa şu ben yazlığı alacağım güney sınırı ankara olur. onun aşağısına kışın belki inilir o kadar. neyse ben kışlık alayım daha iyi. yazlık için karadeniz en iyi nokta.

yazlığın en büyük avantajı kirasız olması ve yemek için evden halledebiliyorsun ama bunu dünya turu yaparken airbnb ile de yapabilirsin kira olsa da. bana pek mantıklı gelmese de yine de bir gün kısmet olursa alacağım kesin.

yapılması gereken eylemin belli olduğu durumdur.
(bkz: yazlığa çökmek)