yeşilçam sinemasının çok başarılı olduğu dünya çapında aldığı ödüllerle onanmış birkaç alan mevcuttur:
1: anadolu yaşamı, töreler ve kırsal hayatın gerçekleri temalı filmler. örneğin: susuz yaz, yılanların öcü.
2: anadolu gelenek, görenekleri üzerine yapılmış belgeseller.
3: ince sosyal eleştiriler yapan, reel hayatla uyumlu yarı duygusal komediler. örneğin: hababam sınıfı, gülen gözler, kibar feyzo, çöpçüler kralı.
devamını gör...
“aynı senaryoyu ve aynı karakterleri defalarca çekebilme ve sıkılmadan izletebilme” ödülü.
devamını gör...
acıyı anlatırken bile anlamsız bir mutluluk vermesi. izleyici ile empati kurmada başarılıydılar.
devamını gör...
kendi ülkemizin kitaplarını muhteşem biçimde uyarlıyor olmamız. muazzez tahsin berkand, kerime nadir, yaşar kemal, necati cumalı, aziz nesin kitaplarından muazzam filmler çıkıyor. bir de atıf yılmaz (yönetmen), ertem eğilmez (yönetmen) , safa önal (senarist) gibi değerlere sahip olduğumuz için inanılmaz şanslıydık.
oyuncularımızdan bahsetmeye başlasam duramam zaten. ancak türkan şoray'ın o dönemde ülkemizi ulusal olarak temsil etmesi, moskova film festivali kadın yönetmen olarak ödül alması vesaire. bunlar yeşilçam sineması için eşsiz değerler.
devamını gör...
hissettiriyorlar.

ceplerinde beş kuruş yok ama her sahneyi yaşıyorlar. şimdiki filmler ise tonla para kazanıyor ama his yok.
devamını gör...
türkiye'nin sosyolojik, siyasi ve ekonomik yapısını çok iyi anlatması.

özellikle enflasyonu çok manyak anlatır. ne yazık ki, şu zaman olmuş değişen hiçbir şey yok.
devamını gör...
fakir güzellemesi. milleti iyi uyuttular gerçeklikle bağdaşmayan "mutsuz zengin, fakir ama mutlu aile" goygoyu, işçi ustanın fabrika sahibine posta koyup utandırması falan.

suç oranı, aile içi şiddet, eğitimsizlik fakirlikle yan yana gider oysa.
devamını gör...
daldığımız rüyaları daha uzun gündemde tutmasıdır. oyalamaca, meşgale.
devamını gör...
yokluk içinde mucizeler yaratılması.
devamını gör...
aşk, ayrılık, intikam.
devamını gör...
60'lar 70'ler sineması olarak düşünürsek insanları uyutmak. birbirinin kopyası senaryolarla benzer filmleri çekmek. polisiye filmlerin hepsi erşan kuneri kötü mal filminden farksız. aşk filmleri de aynı şekilde erşan kuneri doyamadım filmiyle benzer. bu filmler de yeşilçam'a göndermedir bir şekilde. hatta bir sahnede yapılan filmlerin toplumdan ne kadar uzak olduğu ile ilgili bir diyalog var.

toplumun dertleri, ülkenin siyasi durumu gibi şeyler hiçe sayılarak sadece insanları uyutmak için benzer filmleri yaptılar. he imkansızlık var mı? evet. ciddi bir emek var mı? evet. ama sinema sanatına hiçbir katkısı yok! istisnai birkaç filmi çıkartabiliriz. ama geneli böyle ne yazık ki.

fakat 80 sonrası ciddi bir değişim var. artık siyaset ve toplumculuk devreye giriyor. kemal sunal filmlerinde bile göreceğimiz sistem eleştirileri devreye giriyor. siyaset artık film sektörüne de giriyor ve sektör de toplumu anlamaya ve derdini anlatmaya çalışıyor. yönetmen filmleri ve iyi senaryolar çıkmaya başlıyor.

o nedenle türk sinemasını 80 öncesi ve sonrası olarak ayırmak gerek.
devamını gör...
ağlatmak.
devamını gör...
(bkz: demagoji)
devamını gör...
ağlatmak diyen yazar olmuş. doğrudur. o kadar ki; film nasıldı diye sorana çok güzeldi çok ağladık şeklinde cevap verildiği bir dönem yaşanmıştır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yeşilçam filmlerinin en başarılı olduğu alan" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim