1.
hamamizade ismail dede efendi'nin batı müziğinden etkilenerek yarattığı rast şarkı. semai usulündedir, düm-tek-tek şeklinde vurmalı çalgılarda ritmi icra edilir. ilk türk valsi de diyebiliriz.
devamını gör...
2.
cihat aşkın çok güzel yorumlamıştır.(heralde bu olaya yorumlamak deniyor)
sanat güneşimiz de çok güzel seslendirmiştir;
sanat güneşimiz de çok güzel seslendirmiştir;
devamını gör...
3.
ilk defa armullahın ciddi cevap verdiği bir başlıktır. armullah türk sanat müziği dinlediğine göre her şey olabilir artık.
devamını gör...
4.
vals eserdir.
sultan abdülmecit, batı kültürünü seven bir insandı. batı müziğinden hoşlanır ve iyi fransızca konuşurdu. sadece devlet idaresinde değil, musıkide de yenilikçi anlayıştan yana olduğu için, hamamizade ismail dede efendi'den batılı tarzda eserler sunmasını talep etmiştir.
bir gün, kültür ve müzik alışverişi için, fransa'dan bir grup gelir. etkinliğin ilk günü, fransız müzisyenler konser verir, davetliler pek latif zaman geçirir, dans ederler. ertesi gün ise dede efendi'nin konseri vardır, abdülmecit karamsarlığa kapılır, nedeni ise dede efendi'nin ağır bir musıki tarzı olmasındandır.
+yapılan eğlenceyi gördün, yarın için ne düşünüyorsun?
-merak etmeyin hünkârım...
dede efendi'ye rahatsızlığından dolayı saray tabibi halil bey eşlik etmekteydi. tabip ile beyhan sultan'ın yardımcısı gülnihal ile aralarında yakınlık oluşmuştu. dede efendi ilhamını bu karşılıklı hoşlantıdan almıştır. bir gecede şarkıyı ortaya koymuştur.
konserine bu şarkıyla başlar ve davetlilerin hepsi dans ederler.
yine bir gül-nihâl aldı bu gönlümü
sîm-ten gonca-fem bî-bedel ol güzel
âteşîn ruhleri yaktı bu gönlümü
pür-edâ pür-cefâ pek küçük pek güzel
görmedim kimsede böyle bir dil-rübâ
böyle kaş böyle göz böyle el böyle yüz
âşıkın bağrını üzmeye gör süzer
el'aman pek yaman her zaman ol güzel
* * *
yine bir gül fidanı beni kendine aşık etti,
o güzel gümüş tenli, gonca dudaklı ve bedelsizdir.
ateş gibi yanakları bu gönlümü yaktı,
o güzel eda dolu, cefa dolu, pek küçük ve pek güzeldir.
kimsede böyle bir gönül alıcılık,
böyle kaş, göz, el ve yüz görmedim.
âşıkının kalbini üzmek için süzdüğü gözlerden illâllah!
o güzel her zaman güzeldir.
sultan abdülmecit, batı kültürünü seven bir insandı. batı müziğinden hoşlanır ve iyi fransızca konuşurdu. sadece devlet idaresinde değil, musıkide de yenilikçi anlayıştan yana olduğu için, hamamizade ismail dede efendi'den batılı tarzda eserler sunmasını talep etmiştir.
bir gün, kültür ve müzik alışverişi için, fransa'dan bir grup gelir. etkinliğin ilk günü, fransız müzisyenler konser verir, davetliler pek latif zaman geçirir, dans ederler. ertesi gün ise dede efendi'nin konseri vardır, abdülmecit karamsarlığa kapılır, nedeni ise dede efendi'nin ağır bir musıki tarzı olmasındandır.
+yapılan eğlenceyi gördün, yarın için ne düşünüyorsun?
-merak etmeyin hünkârım...
dede efendi'ye rahatsızlığından dolayı saray tabibi halil bey eşlik etmekteydi. tabip ile beyhan sultan'ın yardımcısı gülnihal ile aralarında yakınlık oluşmuştu. dede efendi ilhamını bu karşılıklı hoşlantıdan almıştır. bir gecede şarkıyı ortaya koymuştur.
konserine bu şarkıyla başlar ve davetlilerin hepsi dans ederler.
yine bir gül-nihâl aldı bu gönlümü
sîm-ten gonca-fem bî-bedel ol güzel
âteşîn ruhleri yaktı bu gönlümü
pür-edâ pür-cefâ pek küçük pek güzel
görmedim kimsede böyle bir dil-rübâ
böyle kaş böyle göz böyle el böyle yüz
âşıkın bağrını üzmeye gör süzer
el'aman pek yaman her zaman ol güzel
* * *
yine bir gül fidanı beni kendine aşık etti,
o güzel gümüş tenli, gonca dudaklı ve bedelsizdir.
ateş gibi yanakları bu gönlümü yaktı,
o güzel eda dolu, cefa dolu, pek küçük ve pek güzeldir.
kimsede böyle bir gönül alıcılık,
böyle kaş, göz, el ve yüz görmedim.
âşıkının kalbini üzmek için süzdüğü gözlerden illâllah!
o güzel her zaman güzeldir.
devamını gör...
5.
geceye harika bir cihat aşkın yorumunu bırakmak istediğim muhteşem eserdir,
devamını gör...