yolda (yaşar kemal)

bir (bkz: yaşar kemal) kitabıdır. romanları ile tanınan ve her ülkesinin eksiğini, yanlışını anlatan yazar gibi yurt dışında sevilip sayılıp pamuklara sarılıp kutsanan yazar gibi adını tarihe yazdıran yaşar kemal'in sarı sıcak öykü kitabından bir seçkidir.

"allah'ım bir tık kıssan." diye saçma salak ve insanı şirke sokacak cümlelerin geçtiği çookk sıcak yaz günlerinde okuduğum kitap. hani şu türkiye'deki en yüksek sıcaklığın izmir çileme beldesinde 46 olarak ölçüldüğü ve bize çok yakın olduğu halde çok daha fazlasını hissettiğim sıcak yaz günüydü sarı sıcak öyküsünü okuduğum gün. belki bu yüzden çok garipsemedim yazılan öykülerin neredeyse tamamının hep aynı şeyden yani çukurova'nın sıcağından ve tozundan bahsediyor olmasını. hani desen ki serin bir sonbahar akşamında okusan bu kadar normal karşılar mıydın? hiç sanmam!!!

kitaba başladıktan kısa bir müddet sonra bozkırın ortasına, erciyes'in eteklerine doğru yol almamış olmasaydım, sarı buğdayları, mısır koçanlarını, güne bakan ordularının salındığı tarlaları, cadırdaki mevsimlik işçilerin çıplak çocuklarını görmeseydim yolda öyküsündeki naçar kadının haline bu kadar üzülür müydüm ? hiç sanmam.

yazdığı dil, kullandığı kelimelerin seçimi, karakterlerin seçimi beni babamın çıplak ayak davar sürüsü güttüğünu anlattığı anılarına, toprağı avuçlayıp "vay, vay benim emeklerim" diyen köylü kadinin üzüntüsü, gözleri gördüğü zamanlarda işlediği nakislara bakan annemin gençliğini hatırlayıp aynı şekilde iç cekislerini hatırlatmasa bu kadar benimser mıydım? hiç sanmam.

beyaz pantolon diktirmek için 3 gün tuğla ocağında ise karaya bulaşan küçük mustafa'nin hevesini babam bugün ödev vermedi ama ben yine de özdenetim sahibi olmak için kendiliğinden test çözdüm diyen oğluma benzetmeseydim sever miydim? sanmam.

trt izle uygulamasından ben daha 3 yasindayken çekilmiş(1985) il il türkiye belgeselini izlemeseydim öykülerin kavruklugunu bu kadar anlar mıydım ? hiç sanmam.

velhasıl biraz eski kafa bir kitap bu. bugünün insanlarının hoşuna gidecek kitaplardan değil. zaman makinesine binip de atta'lara gitmeyi sevenlerin okuyacağı türden.
kitap kısa öykülerden oluşuyor. uzun upuzun romanlarını okurken bi darlanma geliyorsa ve fakat yasar kemal'in betimlemelerini, edebi dilini seviyorsanız tam da aradığınız kitap bu olabilir.

sarı sıcak isimli öykü kitabından bir seçki aslında. arada istanbul'a da selam çakmış yazar. ege'ye de, akdeniz'e de. yine de orakla sabanla kürekle tarım yapıldığı yılları anlatıyor genellikle.
bugün sosyal medyada gittiği tatilin, içtiği suyun, giydiği donun reklamını yapan yazarların kullandığı dilden çok öte, kendi ritmini yakalamış tren gibi uzun ve anlamlı bir yolculuğa çıkarıyor. senin anlayacağın;
evladiyelik öykü kitabı.