zühre

zühre hanımefendinin hikayesini anlatacağım. açıkçası bu hikayelerinin asıl kahramanı harut ile marut gibi gözükse de asıl mesele çok farklı. harut ile marut birer maşa. büyük resme odaklanın ve sıkı tutunun.

konuya kur’an’dan başlayacak olursak. bakara suresi’nin 30. ayetinde şöyle yazmaktadır:

“hatırla ki, rabbin meleklere, ‘ben yeryüzünde bir halife yaratacağım’ dedi. onlar: ‘biz hamdınla seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılacaksın?’ dediler. allah da onlara ‘sizin bilmediğinizi herhalde ben bilirim’ dedi”

şimdi burada melekler özellikle “sizin bilmediğinizi herhalde ben bilirim” sözünden sonra eyvallah deyip konuyu kapatsalardı, ya da şeytan gibi “yok aga, çamurdan yaratılmış adama biat etmem.” deyip atar gider yapıp gitselerdi harut ile marut, tüm bu üzücü hadiseleri yaşamayacaktı. ama melekler öyle yapmadı. insanoğlunun üstünlüğünü yarım ağızla kabul etti ama her fırsatta alttan alta sinsi sinsi ortalığı karıştırmak için vesvese verdiler.
böyle günlerden bir gün ademoğlu yeryüzüne indirildikten sonra melekler yine rahat durmuyor, allah’a ‘ey tanrı oraya bozgunculuk yapacak, kan dökecek bir varlığı neden koyuyorsun? biz seni överek anıyor, kutsallaştırıp yüceltiyoruz, başka bir varlığa ne gerek var? biz ademoğullarından daha çok boyun eğeriz sana’ diyorlar. tabi artık burasına kadar geliyor allah’ın. birileri sürekli kolundan dürtüp “ben ondan daha iyiyim ben oynayayım” deyip duruyor. tamam diyor allah sonunda. aranızdan iki melek seçin de yeryüzüne indirelim. bakalım nasıl davranacaklar. melekler büyük genel kurulu toplanıyor. bahtsız bedevi bu iki meleği seçiyorlar. yeryüzüne gönderilen bu iki melek, köydeki pamuğu satıp da ankara’ya pavyona gelen dayılar gibi şaşıp kalıyorlar. allah da bu iki meleği sınamak için karşılarına zühre isimli çok güzel bir kadını çıkarıyor. bu hanımefendiyi aklınızın bir köşesine yazın. ayrıca söylemeden geçemeyeceğim sevgili allah’ın ortalığı karıştırmak için hiç riske girmeden haşırt diye en sağlam kozunu yani kadını sahaya sürmesi de güzel bir alt metin. *
zühre hanımefendiyi gören harut ile marut, ayşen gruda’yı gören kemal sunal misali peşinden gidiyorlar, hemen kadınla cinsel münasebete girmek istiyorlar. kadın, başka tanrıların varlığını kabul ederlerse onlarla yatabileceğini söylüyor. melekler kabul etmiyor. kadın tekrar bir çocukla geliyor ve çocuğu öldürürlerse onlarla yatacağını söylüyor. melekler yine yapamayız diyorlar. tabi bu cevap üstüne semada bir “ooooooo” nidası ile sevinçler ve kutlamalar yapılıyor. kadın üçüncü kez şarapla geliyor ve şarabı içirtip istediklerinin hepsini yaptırıyor.
böylece allah, meleklerin de yeryüzünde insanlar gibi olacağını onlara kanıtlıyor. sonra harut ile marut’a dönüp cezanızı ahirette mi dünyada mı çekermek istersiniz yağuşuklular diyor. onlar da dünyayı seçiyorlar. bunun üzerine babil’de bir çukura baş aşağı asılırlar. o durumda insanlara büyü ve sihir öğretirler.

diğer bir rivayete göre, gökteki melekler peygamber gönderilmesine rağmen insanların yola gelmediklerini alay konusu yaparlar. allah ise onlara kendilerinin de insanların yerinde olsalar aynı şekilde davranacaklarını söyler. melekler buna inanmaz ve bahtsız bedeviler bunun üzerine yeryüzüne gönderilirler. zina etme, içki içme, öldürme, puta tapınma vb. konularda uyarılırlar. zühre bu defa kocası ile anlaşamayan duygusal boşlukta bir kadın rolünde karşılarına çıkar. ve yukarıdaki hadiseler gerçekleşir.

meydan larousse göre de yine aynı sebeple yeryüzünde bulunan bahtsız bedeviler bu defa sabah yeryüzünde, geceleri de dua okuyarak göğe çıkarlar. bir gün zühre isimli çok güzel bir kadın-evet yine bir kadın. yine bir zühre. - kocasından boşanmak üzere bu iki meleğe başvurur. melekler bu kadına aşık olur. onunla cinsel münasebette bulunmak isterler. kadın da göğe yükselmek için ettikleri duayı söylemeleri halinde onlarla yatacağını söyler. tabi aklı *ikinde olan bu iki arkadaş hemen duayı kadına söyler. bunun üzerine kadın duayı okur ve göğe yükselir. hatalarını anlayan bu iki melek de affedilmek için idris peygamberi aracı yapar. sonunda da yukarıdaki cezalarını çekerler.

gelelim zühre’ye.
tüm bu rivayet ve hikayelerde melekleri baştan çıkaracak ve onları günaha sürükleyecek kadar güzel ve fettan olan zühre sonunda göğe çıkıyor ve allah onu yıldız yapıyor. zühre yıldızı. işi daha da eğlenceli hale getiren ise zühre’nin venüs yıldızının arapça adı olması. venüs’ün karşılığı da antik yunan’da afrodit, daha geriye gidersek de sümerliler de karşılığı aşk tanrıçası inanna.
peki tüm bu venüs inanna vs. konuyla ne alakası var diyorsanız şimdi büyük resmi göstereceğim size.

vakti zamanında bu sümer aşk tanrıçası inanna’ya da çoban tanrısı-evet çoban tanrısı beğenemedin mi- dumuzi ve çiftçi tanrısı enkidu aşık olur ve tıpatıp aynısı olmasa da genel çerçeve olarak harut-marut-zühre olayına benzer olay yaşanır. yani eski sümerdeki hikayeler, efsaneler inanışlar şekil değiştire değiştire önce tevrat’a sonra kur’an’a dahil olur. yani bizim inanna olur sana zühre. dumuzi ve enkimdu da olur sana harut ile marut.
önemli olan kısmı ise sümerler’in semavi dinlerin piyasaya çıkmasından çok önce yaşamış olması.
selam ve dua ile.
imam hatipler kapatılsın.
siyasal islamcıları da harut ile marut öpsün.