zaman tüneli

henüz öyle bir durum yok. olmamasını da ümit ediyorum.

bir çok konuda deneyimledim. hissizlik güzel şey.
kalp neydi ki.

istanbul / taksim meydanı yapım aşamasında / 1928

567 tanım sonra sahip olacağımı düşündüğüm sözlük özelliği. belki tanım sayısı dolmadan önce hesabı kapatabilirim de belli olmaz.

sol şeridinin tıpa tıp aynı olduğu bir başka sitede eleştirilen site.

evet bugünkü menümüz hazır.
karışık kızartma* ve kelle paça.
afiyet olsun.

yüzde 54 ile sözleşmeyi bugün yeniledik. yüzde 25 falan hikaye. kimse kimseyi kandırmasın.

çok garip lan.
dünya devleri ınstagram, twitter, facebook gibi birçok sosyal medyadan yıllar yıllar önce var olmuş, 1999'da kurulan bir siteden bahsediyoruz.
1999 lan, internetin en ama en karanlık döneminden bahsediyoruz.
nasıl olabiliyor bu anlamıyorum, üstelik türkiye'de halen internet altyapısı sorunları varken, nasıl oluyor da o yıllarda yoktan bir site var edip örgütlenebiliyorsun?
bana çok ürkütücü geliyor bu durum.

tanım: sözlüklerin babası, atası.

hayatinda hic evlenmeyen kisiler listesi:
schopenhauer
nietzsche
beethoven
tesla
descartes
ibni sina
newton
sartre
jane austen
l. da vinci
voltaire
vivaldi
kafka
galilei
handel
kant
kierkegaard
liebniz
john locke
platon
pascal
spinoza
van gogh
listenin sonuna ben demeyi isterdim..

yakın zaman içerisinde büyük ve kapsamlı bir operasyon ile her ne kadar kitle olarak büyük olsa da tarihin tozlu raflarına kaldırılacaktır ve aldıkları hiçbir önlem işe yaramayacaktır.

karadeniz halkı arasında (bkz: pazı) anlamında kullanılan kelimedir.

zilli köyden mi, zilloş köyden mi,
yoksa yelloz köyden mi
kız sen istanbul'un neresindensin?

bir zamanlar anadolu’da filminde savcı kişisinin doktora dönüp:

“-ya doktor,bir insan bi başkasını cezalandırmak için hakikaten kendini öldürebilir mi doktor? olabilir mi böyle bir şey ya, he?”

diye sormuş ve şöyle bir cevap almıştı:

“+zaten intiharların çoğu başka birini cezalandırmak için yapılmıyor mu, savcı bey?“

bence intihar bir başkalarını cezalandırma biçimi.

adedi 10 liraya yapiolar icini götürürseniz.daha dün bir arkadasim 43 tane yaptirdi 1 kilo kiymayla.buzdolabi posetlerine koydu sebzelige yerlestirdi.ms gibi yior.normalde burada lahmacun 60 lira.findik lahmacun 40, takviyeli (?@*#^₺^₺^₺) 80 lira.fark çok.

ıntihar hatadır.hayat herşeye rağmen yaşamaya değer.

seçme kararının olmadığı bir takım özelliklerinden dolayı yargılanmak.

kuzey avrupanın soğuk kışlarında evlerin ısıtılması zordu, yaşadığın hücreyi küçültmek ısınmayı bu soğuk iklimde kolaylaştırıyordu. evlerin içinde sandık yatak odaları ortaya çıktı. avrupa genelinde farklı şekillerde ortaya çıktı: ingiltere, iskoçya, avusturya, hollanda ve iskandinavya'dan örnekler var. bazı yerlerde 20. yüzyıla kadar kullanılmış, soğuk avrupa kışları ve sıcaklığın sadece odun ateşinden geldiği evler düşünülünce mantıklı geliyor. elektrikten önce insanlar evlerini bu kadar ısıtmıyorlardı, bu yüzden dışarısı soğuk, içerisi de soğuk demekti. bu sandık odalarla bu soğuk iklimde soğuktan korundular.

ne korkaklık ne cesaret,  intihar kararı kesinleşmiş kişi herhangi bir duygu hissetmez artık. bu düşünce öyle bir anda olup biten bir şey değil, kişi buna yıllarca hazırlık yapmış olabilir. kesinleşmiş günün yaklaştığı zamanlarda insanların aşırı mutlu ve neşeli olduğuna da şahit olabilirsiniz, bu yakınlarına veda ödülüdür. onun dışında ölümle sonuçlanmayan hayli çok intihar vakası vardır. bu bir yardım çığlığıdır, küçümsenemeyecek derecede önemlidir. ruhsal acıya fiziksel acıyla müdahale etmek diyebiliriz, kazaya da kurban gidebiliyor insanlar. bir amaç edinmeli, kaybedecek bir şeylerimiz olmalı ki hayata veda etmek kolay olmasın. özgürlüğü yaşamdan yana seçmek ,her şeye rağmen yokluk bilincinden uzaklaşıp, benliğinin ve varlığının kimseden daha değersiz olmadığını kaniksamaktan yana kullanmak gerekiyor, bizim tabiatımız bu.
yaşamak bir mücadeledir, hele günümüz şartlarında savaşa da dönmüştür. o sebeple hayatınıza giren, çıkan insanların üzerinde bıraktığınız tahribatın ne denli önemli olduğunu bilerek hareket etmek gerekiyor.

“şimdi ne yapar kim bilir
hangi yerlerde dolaşır”

(bkz: fuat saka)