zaman tüneli

songül karlı'nın memesi kadardır.

başlığı 5 kere okudum, hiçbir şey anlamadım. üşenmedim, facebook'tan ortaokul türkçe hocamı buldum, ona yolladım. o da yaklaşık 20 dakikadır cevap yazmadı. cümleyi öğelerine ayrılırken beyni yandı sanırım.

su alintiyi burada paylasmak gayet yerinde olacaktir:


samuel beckett

şu şekil kaldık.

inceden sıkılıyorum buradan hadi gel gürcistana gidelim iki rulet masasında oturur sağa sola öpücük atarız. belki kırmızı gelir heyecanla ellerini havaya kaldırır ''vurduk kont'' dersin ama bi bakarsın ben çoktan blackjack masasına yelken açmış viskimi yudumlarken 19'a kart çeken adamı inceliyorum.

böyle işte sana da seslenmiş olayım gürcistan olursa hem akraba ziyareti falan da yaparız

shrek’in kız arkadaşı oldum resmen.

herkesin hayatına kimse karışamaz

arabeskin kendisi yenilmek, düşmek, garibanlık kavramları etrafından döndüğü için yaşanan bir hal

naruto dayı naruto dayı bir gecede yedin tarlayı diyesim geldi...



biraz oynayalım açılalım alemci naruto dayı..

#3518086
niye çeyrek altın mı vermiştin? ehehe

hehe

gül beaa! şaka yaptık işte.

ekonomik gönderisi de var hem.

ben instagram'da fotoğraf paylaşmıyorum ama. *

sizi buraya degil dc kanallarina alalim, olaylar asil orada donuyor.*

edersem yer yerinden oynar. sözlük buna hazır değil. net.

en iyisinin köküne kibrit suyu. (bkz: swh)

erkek arkadaşıyla romanya'dan dönmüş. moda'da daha mevsimi gelmeden şortunu giymiş efes şişe bira içiyor çimlerde.

(bkz: coup de grace)

siz harbiden iyice kendinizi deli yaptınız ya.

ot var yer misin.

kaplı oldukları yağ dokusu ateşe direnç gösteren enteresan yaratık. eski çağlarda, odunla yakılan ateşin içinde, ağaca gizlediği yuvasından yanmadan çıkan semenderi görenler, bu şirin canlının ateşten doğduğuna kanaat getirip durumu mitleştirmişler. mitin kaynağına doğru inildiğinde ise, antik iran hikayelerinde sıkça rastlanıldığı; binlerce yıl ateşe tapan ve bir toplu ibadet biçimi olarak yaklaşık beş bin yıl yaktıkları büyük ateşin sönmemesi için çabaladıkları tarihlerinde, doğum ve ölümün bir arada oluşuna ve ateşin, topraktan pişen insanın hayat kaynağı; özü ve ruhu iken, semenderin bu iki kaynağa hükmettiğine inanılır. bu süreçte, ara sıra ateş içinden çıkarken her yanı alev kaplı semenderler ile ateşten kaçarken yanan kuşlar özdeşleştirlmiş; ipek yolu ile mezopotamya'dan çin'e, semenderin diğer bir formu olarak yanan kuş> alevli kuş> alevin içinden yükselen kuş> alev saçan kuş> ejderha miti oluşmuştur. yani, iranda ateşten kaçan semender, ticaret yolları üzerinde hikayeleştilirilip ejderha olarak varmış çin mitolojisine. osmanlı zamanında bu durum şiirlere konu olmuş ve ateşten, yanmaktan korkmayan, yanıp kavrulduğu halde ateşe doğru koşan aşık da semendere benzetilmiş.

yoldaş'a yükseliyorum. (bkz: swh)