zaman tüneli
başında adam olmayan kadının kendini hata deryasında boğması
gunumuzde, aslinda var olmayan kadin-erkek esitligi guzellemesinin, ozellikle genc kizlar uzerinde yarattigi tahribatin bir sonucu.
'kizim kimseye muhtac olmadan yasasin, ekmegini kazansin' dusuncesi icindeki onceki nesillerin beta-babalari, farkinda olmadan birkac nesli bu buhran icine suruklemistir. bu babamtrak varliklarin, kizlarini, eli is tutan, durust, mert ve koruyucu erkeklere yonlendirme ihtimali varken, onlari kapitalist sistemin kucagina birakmalari, sistemdeki tum dengeleri insanligin aleyhine bozmustur.
hanesinde bir guven ve otorite abidesi haline gelememis ve gelemeyecek babalar ve onlarin kizlarinin trajik hikayesi de bu sekilde devam edecektir. ezelden beri donen hayat degirmeni islevini surdurecek, ardindan kopacak boran ile kalan toz zerreleri de oradan oraya suruklenecektir.
'kizim kimseye muhtac olmadan yasasin, ekmegini kazansin' dusuncesi icindeki onceki nesillerin beta-babalari, farkinda olmadan birkac nesli bu buhran icine suruklemistir. bu babamtrak varliklarin, kizlarini, eli is tutan, durust, mert ve koruyucu erkeklere yonlendirme ihtimali varken, onlari kapitalist sistemin kucagina birakmalari, sistemdeki tum dengeleri insanligin aleyhine bozmustur.
hanesinde bir guven ve otorite abidesi haline gelememis ve gelemeyecek babalar ve onlarin kizlarinin trajik hikayesi de bu sekilde devam edecektir. ezelden beri donen hayat degirmeni islevini surdurecek, ardindan kopacak boran ile kalan toz zerreleri de oradan oraya suruklenecektir.
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...
yazarların yastığa kafasını koyduğunda düşündükleri
çok çok sevdiğim ve uzuunca bir süre hayatıma eşlik eden bir dostum vardı. kızla erkek yakın arkadaş olamaz algısını çürüten ve insanların “olur abi elzemle ömere baksanıza” dediği bir dostluğa sahiptik. ben kendisinin her zaman hayatımda bir yeri olacağını ve kendi salak aklımca bebelerimin falan kendisini dayı diye tanıyacağını sanıyordum..*
lakin öyle olmadı..
kendisi bundan 3 buçuk sene önce öylece iletişimimizi kesti, hatta buraya da tamım girmişimdir yine. sebebini uzunca bir zaman bilmiyordum. daha doğrusu tahmin ediyordum da yakıştıramıyordum.
görüşmeye başladığı kişiyi ben de tanıyordum ve ne o kişi benden haz ediyordu ne de ben ondan.. aslında ben kimse ile sorunu olan ya da soğuk olan biri değildim ama o kişi nedense beni hiç sevmiyordu. aslında ömerle aramızdaki samimiyetin sınırları ve derecesi de şeffaf bir şekilde ortadaydı.
şimdi belki sizin için kesin aranızdaki bir şeyi seziyordu falan gibi bir düşünce olabilir ama sizi tenzih ederim öyle bir şey yoktu. anne tarafımdan çok sevdiğim 2 erkek kuzenimi verip yerine ömeri akrabam olarak kabul edebilecek kadar değer veriyordum ve keşke gerçekten kan bağımız olsa diyordum.. tüm arkadaş çevrem ve hayatımdaki insanlar kendisini tanıyordu.
benden önce dünyaya gelmek isteyip de tutunamayan abim yerine kendisini koymuştum ve her zaman aramızda öyle bir iletişim olmuştu.
"hayatımızdaki herkes sonsuza kadar bizimle kalmaz" kuralını yüzüme vuran da kendisi oldu.
dediğim gibi son 2 aya kadar önceki 3 buçuk sene boyunca hiç iletişimimiz olmadı. ben uzun bir süre boyunca “acaba anlamadan bir yanlışım mı oldu vs” diye kafayı yedim. ama bir yandan da o kız mı istemiyor beni hayatlarında diye de düşündüm. yine de bu hareketi kendisine asla yakıştıramadığım için kabul etmemiştim. yani eğer o istemiyorsa bile ömer gelip bana “elzem hayatımdaki kişi seninle görüşmemi istemiyor kardeşim o yüzden konuşmak istemiyorum” dese anlamazdım ama yine de tamam derdim.
çünkü ben hayatıma kendisini sahil ederken herkese kabullendirmişken ve hayatımdaki insana yerinin farklı olduğunu, kıyasa tabi olmadığını belirtmişken o da böyle yapabilir sanıyordum.
gel gelelim ki bir bunalım patlaması sonucu iletişime geçtik ve ben yıllarca yüzleşmekten korktuğum o cevabı aldım. keşke farklı bir sebep sunsaydı da çok üzülseydim. ben nasıl farklı düşündüm nasıl yakıştırdım deseydim.
yüzleştiğimiz gün bana “sanki hala eskisi gibi samimiyiz ama 3 değil de 30 sene geçmiş gibi elz” dediğinde tatsız bir rüzgar ile farkına vardım her şeyin.
hayatımda ayrı yere koyup değer verdiğim o insanın gözünde o kadar da değerim ve kıymetim yokmuş. bana yaptığı açıklama ise “çevremde kan bağı dışında kardeşim diye seni tanıtabileceğim bir durum yoktu, kimseye bunu kabullendiremezdim o yüzden bir sonu olmayan dostluğumuzu kesmek kolaya geldi” gibi bir şeyler zırvaladı.
şimdiki aklı olsa hala hayatında olan ve benden haz etmeyen o kişi için böyle bir karar almazmış falan.. eskisi gibi yakın olabilir miyiz diye bir soru yönelttiğinde uzunca bir süre bu yüzleşmede bunu isteyeceğimi düşünmüştüm ama o an bu soru geldiğinde aslında bunun mümkün olmadığını fark ettim.
iletişimimiz olmadan 3 küsür sene hayat sürmüşken bundan sonraki dönemde onu hayatıma tekrar dahil etmek ve çevremdeki herkese “bakın bu benim abim diye kabullendiğim insan, sevgilisi için benimle konuşmayı kesti şimdi çok pişman” diyemezdim. uğraşamazdım ve içimin kırgınlığı asla geçmezdi.
o kadar çok isterdim ki eskisi gibi düşünmeden kaygı duymadan konuşabildiğin, dertleşebildiğim ve güvenebildiğim o uzunca yılların devam etmesini, hayatımdaki kişiyi abime anlatabilmeyi, ikisinin samimiyetine şahit olmayı, ne zaman başım sıkışsa koşabileceğim biri olduğunu bilmeyi..
hayatın her zaman tahmin ettiğimiz gibi ilerlemediği dersini bana çok güzel verdi. bazen çok özlüyorum onu. aramızdaki samimiyeti, içtenliği, güveni, sataşmayı ve asla alınmayacağını bilerek yaklaşabilmeyi..
bana çok güzel ve uzun (yaklaşık 10 senedir tanıdığım ve son 4-5 senesinin bir fiil iletişimde geçtiği) mükemmel bir dostluk yaşattı. daimi olmasını çok isterdim. hatta hayatımda değiştirmek istediğim belki de çok nadir şeylerin başında gelir onunla eskisi gibi olabilmek.
ama maalesef ki özlediğim şey o zamanki sarsılmamış güven ve değerli olduğumu sanışım. ve her ne kadar aştım gibi gelse de kırgınlığım değişmiyor ve asla affedemiyorum. ben bu dünyadan sana kırgın ayrılacağım be abim..
lakin öyle olmadı..
kendisi bundan 3 buçuk sene önce öylece iletişimimizi kesti, hatta buraya da tamım girmişimdir yine. sebebini uzunca bir zaman bilmiyordum. daha doğrusu tahmin ediyordum da yakıştıramıyordum.
görüşmeye başladığı kişiyi ben de tanıyordum ve ne o kişi benden haz ediyordu ne de ben ondan.. aslında ben kimse ile sorunu olan ya da soğuk olan biri değildim ama o kişi nedense beni hiç sevmiyordu. aslında ömerle aramızdaki samimiyetin sınırları ve derecesi de şeffaf bir şekilde ortadaydı.
şimdi belki sizin için kesin aranızdaki bir şeyi seziyordu falan gibi bir düşünce olabilir ama sizi tenzih ederim öyle bir şey yoktu. anne tarafımdan çok sevdiğim 2 erkek kuzenimi verip yerine ömeri akrabam olarak kabul edebilecek kadar değer veriyordum ve keşke gerçekten kan bağımız olsa diyordum.. tüm arkadaş çevrem ve hayatımdaki insanlar kendisini tanıyordu.
benden önce dünyaya gelmek isteyip de tutunamayan abim yerine kendisini koymuştum ve her zaman aramızda öyle bir iletişim olmuştu.
"hayatımızdaki herkes sonsuza kadar bizimle kalmaz" kuralını yüzüme vuran da kendisi oldu.
dediğim gibi son 2 aya kadar önceki 3 buçuk sene boyunca hiç iletişimimiz olmadı. ben uzun bir süre boyunca “acaba anlamadan bir yanlışım mı oldu vs” diye kafayı yedim. ama bir yandan da o kız mı istemiyor beni hayatlarında diye de düşündüm. yine de bu hareketi kendisine asla yakıştıramadığım için kabul etmemiştim. yani eğer o istemiyorsa bile ömer gelip bana “elzem hayatımdaki kişi seninle görüşmemi istemiyor kardeşim o yüzden konuşmak istemiyorum” dese anlamazdım ama yine de tamam derdim.
çünkü ben hayatıma kendisini sahil ederken herkese kabullendirmişken ve hayatımdaki insana yerinin farklı olduğunu, kıyasa tabi olmadığını belirtmişken o da böyle yapabilir sanıyordum.
gel gelelim ki bir bunalım patlaması sonucu iletişime geçtik ve ben yıllarca yüzleşmekten korktuğum o cevabı aldım. keşke farklı bir sebep sunsaydı da çok üzülseydim. ben nasıl farklı düşündüm nasıl yakıştırdım deseydim.
yüzleştiğimiz gün bana “sanki hala eskisi gibi samimiyiz ama 3 değil de 30 sene geçmiş gibi elz” dediğinde tatsız bir rüzgar ile farkına vardım her şeyin.
hayatımda ayrı yere koyup değer verdiğim o insanın gözünde o kadar da değerim ve kıymetim yokmuş. bana yaptığı açıklama ise “çevremde kan bağı dışında kardeşim diye seni tanıtabileceğim bir durum yoktu, kimseye bunu kabullendiremezdim o yüzden bir sonu olmayan dostluğumuzu kesmek kolaya geldi” gibi bir şeyler zırvaladı.
şimdiki aklı olsa hala hayatında olan ve benden haz etmeyen o kişi için böyle bir karar almazmış falan.. eskisi gibi yakın olabilir miyiz diye bir soru yönelttiğinde uzunca bir süre bu yüzleşmede bunu isteyeceğimi düşünmüştüm ama o an bu soru geldiğinde aslında bunun mümkün olmadığını fark ettim.
iletişimimiz olmadan 3 küsür sene hayat sürmüşken bundan sonraki dönemde onu hayatıma tekrar dahil etmek ve çevremdeki herkese “bakın bu benim abim diye kabullendiğim insan, sevgilisi için benimle konuşmayı kesti şimdi çok pişman” diyemezdim. uğraşamazdım ve içimin kırgınlığı asla geçmezdi.
o kadar çok isterdim ki eskisi gibi düşünmeden kaygı duymadan konuşabildiğin, dertleşebildiğim ve güvenebildiğim o uzunca yılların devam etmesini, hayatımdaki kişiyi abime anlatabilmeyi, ikisinin samimiyetine şahit olmayı, ne zaman başım sıkışsa koşabileceğim biri olduğunu bilmeyi..
hayatın her zaman tahmin ettiğimiz gibi ilerlemediği dersini bana çok güzel verdi. bazen çok özlüyorum onu. aramızdaki samimiyeti, içtenliği, güveni, sataşmayı ve asla alınmayacağını bilerek yaklaşabilmeyi..
bana çok güzel ve uzun (yaklaşık 10 senedir tanıdığım ve son 4-5 senesinin bir fiil iletişimde geçtiği) mükemmel bir dostluk yaşattı. daimi olmasını çok isterdim. hatta hayatımda değiştirmek istediğim belki de çok nadir şeylerin başında gelir onunla eskisi gibi olabilmek.
ama maalesef ki özlediğim şey o zamanki sarsılmamış güven ve değerli olduğumu sanışım. ve her ne kadar aştım gibi gelse de kırgınlığım değişmiyor ve asla affedemiyorum. ben bu dünyadan sana kırgın ayrılacağım be abim..
devamını gör...
the wings of desire
cok saglam filmdir.
melekler cesitli insanlardan sorumludur.
her melegin sorumlulugunda bazı insanlar vardır.
onları izlerler, raporlarlar, caktırmadan yardım ederler.
derken bir melek, bir kadını izlerken ona asık olur.
-melek kanatlarınızdan aşk için vazgecer miydiniz?
melekler cesitli insanlardan sorumludur.
her melegin sorumlulugunda bazı insanlar vardır.
onları izlerler, raporlarlar, caktırmadan yardım ederler.
derken bir melek, bir kadını izlerken ona asık olur.
-melek kanatlarınızdan aşk için vazgecer miydiniz?
devamını gör...
uyumadan önce aklınızdan geçen son düşünce
düşününce uyuyamıyorum. bi şekilde beynimi kapatıp sızmam lazım.
devamını gör...
sabah erken kalkacağını bilmene rağmen uyumamak
saat 7 buçuk gibi uyanmam gerekiyor, uykum da var aslında ama ben sosyal medyada salaklanıyorum.
devamını gör...
bir üstteki yazar hakkında düşünülenler
her haliyle güzel, tatlı bi kadın ama hiçbirimizi sevmiyomuş, sonsuza kadar yalnızmış falan.. nedense buna çok inanamadım.
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...
bir üstteki yazar hakkında düşünülenler
hunharca hayatını yaşarken parası hiç bitmiyor mu diye düşünüyorum..
devamını gör...
gecenin sessizliğinde daha net duyulan sesler
hastamın horlama sesi.. bu ses cidden bana çok iyi hissettiriyor.
devamını gör...
don kazakları
türktürler.
devamını gör...
uyumadan önce aklınızdan geçen son düşünce
kahvaltıda ne yiyeceğimi ve ne giyeceğimi düşünürüm ben genelde. karar veririm ve uyku moduma geçerim.
devamını gör...
uyumadan önce aklınızdan geçen son düşünce
güncel tiktok şarkı sözleri oluyor maalesef ve sıfır düşünce
he nası uyanıcam acaba bir düşünce ise o da oluyor
he nası uyanıcam acaba bir düşünce ise o da oluyor
devamını gör...
dilenciye para verilme nedeni
karşındakinin ihtiyaç sahibi olduğuna güvenmediğim için para vermiyorum. şartlar el veriyorsa skeç içindeki açlık sekansına karşılık olarak gel yemeğe götüreyim derim o kadar.
devamını gör...
dilenciye para verilme nedeni
hiç anladığım bir şey değildir. ihtiyaç sahibi gibi gelmiyor bana dilenciler. küçükken gördüğüm zengin dilenci ve polisi görünce koltuk değneklerini fırlatıp koşan kişiler mi aklımda kaldı da bu kanıya ulaştım bilmem. para verenlerin niyeti neyse o şekilde dönsün çarkları fakat yapmayınız bence.
devamını gör...
sabahlamak
ne zaman yapsam bunun kötü bir fikir olduğuna kanaat getirmişimdir. sabahlanılan günün ilk ışıklarıyla gelen başardım hissinin ardından büyük bir karanlık çöker bünyeme ve hayat bir daha asla eski renklerini sunmayacak gibi hissettirir. oysa 3'e 5'e bakmadan uyusaydım böyle mi olurdu şimdi derim. benlik değildir ve benlik sandığım zamanlarda bile hiç benlik olmamıştır.
devamını gör...
uyumadan önce aklınızdan geçen son düşünce
ela gözlerin neden ağlamış
simsiyah saçların neden ağarmış
ben gidiyorum. mutfağa. ağlayarak dolma yiyeyim de yatayım. iyi geceler.
tövbe bir daha sevmeyeceğim
ölsen kabrine gelmeyeceğim
devamını gör...
ukde mezarlığı
3 karma 1 elham
devamını gör...

