zaman tüneli

saç ütüsü. saçlarınızı tülbente sarın ve en düşük ısıda buhar basmadan ütüleyin. tabi kafanızın üzerinde değil ütü masasının üstünde yapacaksınız bu işi.
ya dümdüz saçlar, ya yanık bir kafa derisine sahip olacaksınız. şans kader kısmet.

tozpembe haliyle. daha renkli, daha canlı şekilde görüyorduk. çünkü biz kuşak olarak sokaklarda, bahçelerde büyüdük. cıvıl cıvıl, ufak şeylerden eğlenen çocuklardık onun için çokça hayal kurabiliyorduk, daha masalsı yaşıyorduk. ben kendi açımdan söyleyecek olursam yapmışlığım çok çocukken... şu anki yaşlarımı sıkça hayal ederdim, şunu yapacağım, şöyle olacak vs. diye çok fikir geçirirdim aklımdan. o fikirleri de uygulamak için elimizden gelen çabayı gösterdik ama tam anlamıyla başarılı oldum mu bilemiyorum.

ama yaşam gelip geçtikçe öyle olmadığını da gördük, yıpratıcı süreçler, sosyolojik bozulma bize o hayallerin gerçekten bir bulut gibi olduğunu gösterdi. tamamen hayal kırıklığına uğradık. gelinen noktada her şeyi daha minimize ederek daha realist süreçlerin içine girdik, maalesef bunu üzülerek söylüyorum ama var olduğumuz yer bizi buna itiyor, itti... her şeyin sonunda pişmanlıklar, yaşanmışlıklar, yaşanmamışlıklarla dolu bir düşünce sürecinin hakim olduğu, her şeyi daha fazla sorguladığım bir gençlik döneminin içine girdim.

bu lüks anlayışına bağlı birazda, şahsen benim lüksüm aman aman uçuk değil.
5 milyar dolar bana fazlasıyla yeter gibi sanki.
1 milyarda olurda vizyonumuz biraz zengin olsun dedim.

az önce gördüm, çok çok üzgünüm..
hera, hepimizin gördüğü an yüzünde kocaman bir tebessüme sebep olan çok çok güzel bir yavruydu. aklımızda hep öyle kalacak.
sabır diliyorum..

little darlin'

aaa süper şarkı… rica etsem tülay german - ne pleure pas’ı çalar mısın? çok güzel parçadır.

ben ama sadece güzel kadınların yanında, ortalama kadınların yanında muhteşem bir sohbet yeteneğim oluyor. keşke aynısını hoşlandığım zamanda yapabilsem. üstelik çabada harcamıyorum, her şey doğal akışında. baya baya kendimi dinletebiliyorum birden fazla kız grubuna. o an bende şaşırıyorum valla. sadece o ortamda rahat ve samimi hissetmem şart, aksi halde köşedeki sessiz çocuk olup ortamı gözlemlerim sadece. bu nedenle benim bir kaç farklı tarafım var sosyal ortamlarda.

(bkz: kaynak goethe)

nihayet eskiye dönmüş kuğu hanım

aura neydi öyle?

(bkz: sertleştirici ve) ne ola ki? ilk defa duyuyorum.

ışıl german’ın tülay ferman ile bir bağı var mı acaba? merak ettim şimdi.

keşke ülkemizde olabilseydi... yurt dışına işler yapardım. şu an ödeme çok sıkıntı, pek çok site sadece paypal ile ödeme yapıyor.

pişşt

doğum günü bebesi seni...

muhabbetimiz hala genç, dostluğumuz hala taş gibi.
yaşlanıyorsun evet…
ama şarap gibi:
biraz ekşi, biraz baş ağrısı yapıyordun ama hala kıymetlisin

iyi ki doğdun, iyi ki bu kadar yıl eskidin ve beni eskittin , iyi ki hala berabersin benimle can dostum.
nice yıllara… kaç oldun sahi?

yani adamın elinde olan bir şey değil ki bu, şahsen yaşamadım ama olan olduysada bilemem. bana sulanmadığı sürece sorun yok. zamanında tamamen arkadaş gördüğüm bir iki kız mesajlaşmalarda imalı konuşmuşlardı, çizgiyi kimseyi kırmadan çizmiştim. yani cinsiyetten bağımsız olarak hoşlanmadığım hangi insan olursa olsun aynı tavrı gösteririm.

handa kara’yı nasıl bilmezsiniz yahu! birçok yeşilçam filminde aktrislerin sahne sesidir kendisi. türkan şoray’ın sahne sesiymiş google’da böyle bir bilgi var.

ay bu şarkıyı 'ıssız adam' filminden hatırladım. ada , alper'e almıştı bu kadının plağını.

nil burak

oooo harika bir parca... ellerine sağlık...

pişirip yiyelim mi kelebeği ablacım.

devam mı?