rene yazar profili

rene kapak fotoğrafı
rene profil fotoğrafı
rozet
rene (editör)
karma: 17219 tanım: 1014 başlık: 198 apolet: 6 takipçi: 88
God save the most judgmental creeps who say they want what's best for me sanctimoniously performing soliloquies I'll never see

son tanımları | başucu eserleri


insan olun biraz (yazar)

evet dayanamıyorum artık. editörlüğün perde arkasında dönen her şeyi tek tek açıklayacağım burada. bunu siz istediniz insan olun bey.

öncelikle mahlasınızdan başlamak istiyorum. siz bu mahlasla ne demeye çalışıyorsunuz? biz insan değil miyiz efendim? anti hümanist eğilimleri ta burdan anlamak mümkündü, anlayamayan bizler suçluyuz.

sonra o madalya sayısı ne öyle? editör arkadaşım @dahlvierin dediği gibi, insaflı olun biraz. tek amacınızın sözlüğün gariban editörlerini emeklerinin karşılığını vermeden fazla çalıştırmak olduğunu anlamıyoruz mu sanıyorsunuz? sizin de editör olmanız bir şey ifade etmiyor zira editörler kendi tanımlarına madalya veremez. mesai arkadaşlarınıza yüklediğiniz bu büyük işi telafi etmek için ne yapıyorsunuz peki? ben söyleyeyim kuru bir ":)"

açtığınız meta bilgisi girilmemiş film ve kitap başlıklarına girmiyorum bile. bir film giriyor imdb'de bile bilgisi yok. bu gariban film editörleri arasın dursun bu film ne anlatıyor diye. bir de yukarıda sissy bebeğimin dediği gibi yazınca da her şeyi yazıyor, başka yazarlara diyecek bir şey bırakmıyor. her şeyi kendisi söylesin istiyor. sonra biz de yazdığımız tanımlarda kendisine atıfta bulunmak zorunda kalıyoruz. akademik şiddet yani.

ha, bir de mizah anlayışınız var. ince ince espriler yapıyorsunuz, anılarınızı anlatıp yazarları güldürüyorsunuz. bu sempati toplama kampanyanız herkes tarafından anlaşılmakta.

bir de laf sokma stiliniz var ki, ona ne diyeceğimi bilemiyorum. o kadar ince ve hesaplanmış bir stil ki muhatabınız olan kişi anlamıyor bile. bu zeka gösterileri ile ne kanıtlamaya çalışıyorsunuz sorarım size?

tabi siz sözlükleri tarafından size emanet edilen tanımlara her bakımdan yetersiz gördüğünüz insanların yazarlık etmesine şiddetle karşısınız ama biz buradayız efendim. madalya sayınıza karşı ezilip bükülmeden yazacağız...

ya böyle işte sayın yazarlar, bu zeki ve kültürlü abimiz var oluşu ile her gün ezikliyor bizi sonra da ":)" diyor. en kötüsü, bir de meslektaşım, o alanda da çok iyi olduğuna emin olduğum için kişisel olarak da ezikleniyorum. yazıklar olsun.
devamını gör...

üstteki yazarın ismini tahmin et

sümeyye vibe'ı alıyorum.
edit: bu tanımı yazdığım yazarın tanımı silindiği için başkasına yazmışım gibi görünüyor.
devamını gör...

eğitim-sen'den lgbt propagandası

"toplumsal cinsiyet eşitliği"nin lgbti propagandası olarak algılanmasına mı yanayım, toplumsal cinsiyet eşitliğinden korkan sözde eğitimcilere mi yanayım, tüm bu saçma sapan olaylar olurken patriyarkanın ve homofobinin içinde yitip giden gençlere mi yanayım, ne yapayım ben şimdi deyin hele?
devamını gör...

boynu açık tesettür takmış tip

tesettür takılan bir şey değildir. baş örtüsü takılır. tesettüre girilir, tesettür giyinilir. ayrıca sananedir.
devamını gör...

bir şarkıyı ya da sanatçıyı kötü yapan nedir sorusu

ay ilk defa böyle bir başlık açıyorum çok heyecanlı.
pop müzik müptelası biri olarak benim sevdiğim sanatçıların çok fazla sevmeyeni var. aynı şekilde benim de sevmediğim çok sanatçı vardır, çoğu rap müzikten nefret ederim mesela, ya da elektronik müzik mi deniyor neyse işte böyle cıstak cıstak bir anlamı olmayan şarkılardan hoşlanmam çoğu zaman.
bugün bunun üzerine düşündüm. benim "kötü" dediğim müziği kötü yapan nedir? ya da benim bayıla bayıla dinlediğim şarkıları başkalarına katlanılamaz yapan nedir?
chatgpt'ye sordum genel bir cevap verdi aşağıya ekliyorum cevabını ama benim istediğim daha spesifik cevaplar. tabii ki kültür ve duygusal yaklaşımlar müzik zevkini oluşturan büyük bir etkendir ama aynı zamanda bir insanın müzik zevki zamanla da çok değişebiliyor.
nedir yani bunun sebebi?
bir de işin teknik kısmı var, bir şarkının teknik olarak iyi ya da kötü olmasını ne belirler? hiçbir fikrim yok bu konuda.
sizlerin fikirlerini merak ediyorum.


bir insanın müzik zevki; biyolojik, psikolojik, çevresel ve kültürel birçok faktörün etkileşimiyle oluşur. ı̇şte bu süreci etkileyen bazı temel unsurlar:
1. biyolojik faktörler
beyin yapısı ve işleyişi: bazı insanlar ritme, bazıları melodiye veya sözlere daha duyarlıdır.
genetik eğilim: araştırmalar, müzik algısının kısmen kalıtsal olabileceğini gösteriyor.
2. çocukluk ve erken deneyimler
küçük yaşta duyulan müzikler, ileriki yıllardaki tercihler üzerinde büyük etkiye sahiptir.
ailede hangi tür müziklerin dinlendiği, kişiyi o türlere daha yatkın hale getirebilir.
3. kültürel ve sosyal etkiler
büyüdüğü çevre: yaşanılan coğrafya, müzik zevkini doğrudan şekillendirir (örneğin, türkiye'de halk müziği ile büyüyen biri buna daha aşina olur).
toplumsal normlar: arkadaş çevresi, popüler kültür ve medya müzik seçimlerini etkileyebilir.
dini veya ideolojik tercihler: bazı müzik türleri, inanç veya yaşam tarzı ile uyumlu olduğu için tercih edilebilir.
4. duygusal ve psikolojik faktörler
duygusal durum: ı̇nsanlar genellikle ruh hallerine uygun müzikler dinler.
kişilik özellikleri: örneğin, açık fikirli bireyler daha çeşitli türlere ilgi duyarken, içe dönükler daha sakin müzikleri tercih edebilir.
5. deneyim ve keşif açıklığı
yaş ilerledikçe müzik zevki değişebilir. yeni türler keşfetmek, eski alışkanlıklardan sapmak mümkündür.
konserler, festivaller ve farklı kültürlerden insanlarla etkileşim, müzik zevkini genişletebilir.
yani müzik zevki, sabit değil; zamanla değişebilir ve gelişebilir. senin müzik zevkin nasıl şekillendi, belirli olaylar veya insanlar seni etkiledi mi?
devamını gör...

doğru söylüyor dedirten şarkı sözleri


they told me all of my cages were mental, so i got wasted like all my potential, and my words shoot to kill when i’m mad. i have a lot of regrets about that.

i was so ahead of the curve, the curve became a sphere; fell behind all my classmates and ended up here.

-this is me trying



how can a person know everything at 18, but nothing in 22?

-nothing new



i wouldn't marry me either, a pathological people pleaser who only wanted you to see her.

-you're losing me



if you never bleed, you're never gonna grow.

-the 1



never be so kind, you forget to be clever
never be so clever, you forget to be kind

never be so polite, you forget your power
never wield such power, you forget to be polite

-marjorie
devamını gör...

rüyada normal sözlük'ü görmek

sözlüğü değil ama editör arkadaşlarımı birkaç kez gördüm. beraber ofis ortamında çalışıyorduk. aslında işimiz oymuş falan. eğlenceli rüyalardı.
hayal edin ofise giriyorsunuz bir masada @dahlvier muhteşem değişikli şarkılarını dinliyor bir yandan, bir yandan bilgisayarda fıtı fıtı işlerini yapıyor.
diğer masada @insan olun biraz var, masanın üzeri kitap yığılı, birini bitirip diğerine başlıyor işlerinin arasında. yemek molasında da film izliyor, hiç boş durmuyor.
@emine pir zola çayını almış, saçma sapan işler yapan bana akıl veriyor. iş öğretiyor bana, tavsiyeler veriyor. şakalarını da esirgemiyor aynı zamanda.
@kiriktopuk kızzzz diyerek giriyor içeri, neşeli neşeli bir şeyler anlatıyor. hepimizin enerjisi yükseliyor o gelince.
@armysuzy baş editör olduğu için odası ayrı. yoldaşla toplantı falan yapıyorlar. arada gelip bizi kontrol ediyor görev dağılımı yapıyor.
iş çıkışı hep beraber kahve içmeye gidiyoruz, kahkahalar, şakalar, bir miktar dedikodular.
vallahi hayal edince içim ısındı. gerçek olsa keşke.
devamını gör...

herkesle aram iyi olsun insanı

eskiden bendim bu. öyle kendimi sevdirmek için yalakalık yapmazdım tabii de, kimseyle çatışmamak için elimden geleni yapardım. sonra fark ettim ki bazı insanlarla arası iyi olmamalı insanın. bir de sen alttan aldıkça aman ağzımızın tadı bozulmasın dedikçe azıttığını fark ettim bazılarının. sonra zaten büyüdükçe hayata ve topluma dair kırmızı çizgileri oluyor herkesin, benimkiler de oldu tabii. geçti bu durum. ama ergenliğimi insanlarla çatışmaktan kaçmakla geçirdiğim için üzgünüm. hakkımı bile savunamadım çoğu zaman.
devamını gör...

öğrenciyken daha zengin olmak

ne kadar kaliteli/marka ayakkabım varsa hepsi öğrenciyken aldığım ayakkabılar. bu kadar iyi yatırım olacağını bilsem daha çok alırdım.
sene 2015, küçük bir şehrin en başarılı öğrencisi oldum diye 3 yerden burs alıyorum toplam gelirim 1200 tl. yurtta kalıyorum yurt parası 150 tl. yemekhanede kahvaltı 1 tl öğle ve akşam yemekleri 2.5 tl.
dışardan yemek yiyorsun kampüs etrafında 5 liraya kahvaltı tabağı falan yapıyor kafeler. o zamanlar kahve sigara içmiyorum bir de. her akşam barlarda sürtmece. hayat ne kadar ucuzmuş, biz ne kadar dertsizmişiz.
vallahi şimdiki gençlere çok üzülüyorum. keşke elimden bir şey gelse.
devamını gör...

insanın zoruna giden şeyler

bir anımı anlatıcam nasıl içimde kaldıysa başlığı görür görmez aklıma geldi.

üniversiteden mezun olduktan hemen sonra istanbul'da orta hallice bir kolejin ilk okul bölümünde çalışmaya başladım. meslekte yeniyim, hevesliyim. destination imagination diye bir proje var şimdi ayrıntılı olarak onu anlatırsam çok uzun sürer kısaca 4. sınıflardan 4 tane öğrencimi ülke çapında yapılan ingilizce doğaçlama tiyatro yarışmasına hazırladım. yarışma için antalya'ya gittik 2020 mart ayının başında. ve bir sürü süper kolejin içinde (amerikan kolejleri vs de dahil) benim çocuklar birinci oldu. kansas'taki global yarışmaya gitmeye hak kazandık. neyse efendim ölüyoruz tabi mutluluktan çocukları alnından öpüyorum falan. döndük istanbula, dediler ki okul sahibi çocukları ve öğretmenlerini tebrik etmek istiyor. odasına topladı bizi bi baktım çocukların sınıf öğretmeni de orada. sonra adam benim yüzüme bakmayıp sadece sınıf öğretmenini tebrik edip ona teşekkür etmesin mi?
bu arada bu olay olana kadar sürekli mobbing görüyordum zaten yeni mezun olduğum için. çünkü sınıf öğretmenleri devletten emekli olup çalışmaya devam eden dinozorlardı ve beni öğretmenden asla saymıyorlardı. ben dersteyken zart diye sınıfa girip sınıfa bir şeyler anlatmaya başlıyorlardı...
ha bir de biz birinci olduğumuz sırada sonraki senenin kayıtları için görüşmeler başlamıştı ve sürekli benim çocukların üzerinden reklam yaptılar.
o kadar para kazandırdım yani o okula, maaşla falan ödüllendirilmem gerekirken yüzüme bile bakılmadı. bir teşekkürden başka bir şey beklemiyordum oysaki.
öyle işte nasıl zoruma gitti anlayın.

edit: düşündükçe aklıma geliyo bileniyorum, bize yarışma için hiçbir yardımda bulunmadılar bu arada, çocukların aileleri ve ben karşıladık her şeyi. en son hava limanına giderken araç lazımdı onu da okul müdürü cebinden karşılayıp ayarladı. sonra bakın bizim yabancı dil eğitimimiz süper diye reklam yaptılar yarışma sonucu üzerinden. vallahi hiçbir hakkımı helal etmiyorum. özel okullar kapatılsın.
devamını gör...

evli yazarlar şutlansın gençlerin önü açılsın

evli yazarlar bu sözlüğün mantıklı sesidir, olgun tarafıdır, onlarsız halimiz ne olurdi? (bkz: emine pir zola)
devamını gör...

üstteki yazarın kişisel iletisini yorumlama

ayılı mayılı bi şiiler, havalı duruyo
devamını gör...

desmont

yazarımızın başlığı açtığı şeklin aksine adı destmont değil desmont olan alerji ilacı.
zira bileşenleri desloratadin ve montelukast.
belki on tane alerji ilacı denedim hem alerjik astıma hem de alerji kaynaklı kaşıntılara en iyi gelen ilaç bu oldu. hem de bende uyku yapmadı ama uyku yaptığı bilinen yan etkiler arasında.
ilacı yalnızca kbb ya da göğüs doktoru yazdığında sigorta karşılıyor. aile hekimi yazınca falan yine normal parayla alıyosunuz. ama sürekli kullanmanız gerekiyorsa ilaca rapor çıkarttırıp aile hekiminin yazdığıyla da sigorta karşılar şekilde alabilirsiniz. ben bir türlü fırsat bulup rapor çıkarttıramadım.
2025 şubat itibariyle fiyatı 216 tl idi. diğerlerine göre pahalı ama benim için değiyor.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

öğretmenlere tavsiyeler

aramızda benden çok daha deneyimli arkadaşlar var ama 5 senedir tam zamanlı öğretmenlik yapan biri olarak birkaç tavsiye vereyim,
-özel hayatınızla işinizi ayırmayı öğrenin. özellikle bizimki gibi sert coğrafyalarda çocukların uğradığı istismarı ve zorbalığı kişisel hayatınıza taşıyıp dertten saç dökmeye, egzamalar çıkarmaya başlarsınız yoksa. profesyonelce yardım edin ama tüm hayatınızı bu yapmayın, çünkü maalesef ne kadar uğraşsanız da bazı şeyler sizin elinizde değil.
-kim ne derse desin kendinizi geliştirmeye devam edin. okuldaki salla başı al maaşı idareciler ve aman kimse bana dokunmasın oturduğum yerden dersimi anlatıp çıkayımcı öğretmenler çok köstek olacak ama yılmayın. sizin işiniz çocuklara değer katmak, bunun için uğraşın.
-öğrencilerinizle güç savaşına girmeyin. sert olun, tutarlı olun ama ergenle ergen olmayın.
-öğretmenler arası dramalardan olabildiğince uzak durun. bir şekilde sizi de çekmeye çalışacaklar, taraf etmeye çalışacaklar ama gerekirse kimseyle arkadaşlık kurmayın da o dramalara girmeyin, sonra çok canınızı sıkarlar ve olaylar sicilinize işleyecek cezalar almaya kadar varır.

ilk aklıma gelenler bunlar oldu ama daha diyecek çok şey var biliyorum.
devamını gör...

kadın editörlerin şişman olduğu gerçeği

(bkz: doğru söze ne denir)
öyleyiz ya ne yapalım. şişkofobikler uzak dursun.
devamını gör...

tostumu yedim bekliyorum

yazılanın aksine 90'larda değil 2002 yılında gerçekleşmiş bir magazin hadisesinin ünlü repliği.
şenol ipek'in evliliğinin bitmesine sebep olmuştur. oh olmuştur. evli adamla tostlu mostlu ilişki yaşayan çağla şikel de rezil olduğu ile kalmıştır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kuzgun (kitap)

şiir okumayı hiç sevmeyen biri olarak bu şiir kitabını okumayı istedim çünkü edgar allan poe'yu çok severim. kuzgun şiirinin de "narrative poem" dedikleri bir hikaye anlatan şiirlerden olduğunu biliyordum, bu yüzden şans vermek istedim.
kitabı girdap kitap diye hiç bilmediğim bi yayınevinden okudum ama sonra çeviri okuduğum için pişman oldum. sen bu işin dersini aldın kızım dedim kendi kendime niye ingilizcesini okumuyorsun? açtım bir de orijinalini okudum ama sadece the raven yani kuzgun adlı şiirin. kitaptaki diğer şiirleri tek tek bulup okumaya üşendim.

yani dediğim gibi ben şiirden anlamam ama şiir yazılacaksa da böyle yazılsın diyesim geliyor. sakin sakin içinize işleyen bir ilerleme var şiirde. poe'nun hikayelerinden aşina olduğumuz kasvetli hava burada da hakim. pencereye gelen bir kuzgun ile çaresiz bir aşığın diyalogunu okuyoruz aslında şiirde, yalnız kuzgun sadece tek bir kelime söylüyor: nevermore.

bu umutsuz aşığın kuzgunun gelişinden, konuşmasına şaşırmasından hafiften delirmeye doğru gidişini okuyoruz. en az bir kısa hikaye kadar tatmin etti.

şiirin yakın okumasını yapabilecek kadar şiir tekniklerine ve poe'nun referans verdiği şeylere hakim değilim ama ortalama bir okuyucu olarak beğendiğim bir şiir oldu.

the raven
devamını gör...

filler sultanı ile kırmızı sakallı topal karınca

çok sevgili bir arkadaşımın hediyesi ve önerisi olarak okuduğum yaşar kemal kitabı. ben henüz yaşar kemal okumaya başlamadım, uygun bir ruh halini bekliyorum ama bu kitap hediye olarak gelince bekletmek istemedim. iyi ki de bekletmemişim, 2024'ün son çeyreğinde okuduğum en iyi kitap oldu.
öncelikle yazarın üslubunun güzelliğinden bahsetmek istiyorum. bence böyle masal tadında yazmak herkesin harcı değildir. zaten yaşar kemal'den bahsederken eleştirmek benim haddim de değildir diye düşünüyorum. ama yukarıdaki tanımında insan olun biraz'ın da dediği gibi sanki ateş başında bir masal anlatıyor yazar. öyle güzel, akıcı.

karakterlerin yazılış şekline gelirsek, kusursuz. tek kelimeyle mükemmel. etrafımız fillerle, ulukepez'lerle ve sarı karıncalarla dolu. her birini okurken aklınıza tanıdığınız birileri gelecek. maalesef ki gerçek hayatta bir kırmızı sakallı topal karınca eksikliği var. bunu da hissedip üzüleceksiniz bir miktar.
kraldan çok kralcı olanlar, her zaman sadece kendi çıkarını düşünenler, fil olmak için ruhunu satanlar... gerçekliği çok çarpıcı.

masal tadında bir kitap olduğu için hikayenin ilerleyişi sıkıcı mı olur acaba diyebilirsiniz ama hayır, son ana kadar heyecanını koruyan bir kurguya sahip.

sonuç olarak çok çok beğendim bu kitabı, herkese tavsiye ederim.
devamını gör...

günaydın sözlük

hani bazı günler işe giderken yapacağınız şeyleri düşünürsünüz ve mideniz bulanır ya, öyle bi gün ama yine de günaydın.
devamını gör...

anın fotoğrafı

okuyoruz efenim
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim