1.
insanlar beni sadece gösterdiğim kadar tanıyabilir insanı
kendini tam olarak tanımayan, ve içten içe bunun farkında olduğundan dolayı diğer insanların onu kendisinden daha iyi tanıyabileceği düşüncesinden rahatsızlık duyan insandır. böyle olmasını istemediği için kendisini böyle bi yalana inandırır. özel, farklı, biricik ve anlaşılması zor olduğu yalanına. kategorize edilmeyi ve hakkında izlenimlerde bulunulmasını sevmez. kendisini olmak istediği insan olduğuna o kadar inandırmıştır ki gerçekte kim olduğunun farkında değildir. bu yüzden insanlar onun hakkında izlenimlerde bulunduğunda içten içe bundan rahatsız olur. o buna izin vermedikçe kimsenin onu tanıyamayacağını düşünür. fakat bu tip insanların farkında olmadığı ve olmak istemediği acı gerçek şudur ki insanlar her zaman göstermek istediklerinden fazlasını yansıtırlar. kendini diğer insanlardan ötekileştirmek büyük bir yanılgıdır. şu zamana kadar düşündüğünüz, hissettiğiniz her şey, deneyimlediğiniz tüm travmalar, bunalımlar, varoluşsal krizleriniz, sosyal, psikolojik ve kültürel sorunlarınız, bunların hepsi sizden önce milyonlarca kişi tarafından deneyimlendi. sizinkinden başka bir çağda insanlar yaşadı, hissetti, düşündü, varoluşu deneyimledi, yani özel değilsiniz. hepimiz ortak bir bilinçaltına sahibiz. yaşamımız boyunca deneyimleyenebilecek her şeyimizin kolektif bilinçaltımızda bir izdüşümü var. insan denilen kocaman bir okyanusun içerisinde siz sadece küçük bir damlasınız. bu yüzden kimsenin sizi buna izin vermediğiniz sürece tanıyamayacağı gibi dogmatik, patolojik ve nedensellikten uzak bir inanca sahip olmaktan vaz geçmelisiniz. bir insan kendisini tanımaya çalıştığı zaman aslında tüm insanlığı kapsayan bir empati sürecine girer. bizim biricikliğimiz de burada zaten. tür olarak gerçek gücümüz burada yatıyor. başkasının içindeki kendimizi görebilme niteliğimiz.
devamını gör...