insan ısrarla burnunun dikine gidip söz dinlemez. sen bir yerini yırtarsın ama nafile. bir musibetin bin nasihattan hayırlı olduğu gerçeğini deneyimlemek isterler. insan her konuda hem aceleci hem acemidir. bu arada acemi sözü arapçada henüz bir iki yaşında genç deveye denilen acm kökünden türemiş bir iş bilmez yetiştirilmeye öğretilmeye ihtiyacı olan kişi hakkında kullanılıyor. neyse böyle hem işbilmez hemde burnunun dikine gidenede hepsi müstehak ama ben kıyamıyorum.
bir yakınım konya'dan van'a akraba ziyaretine gidecek ama arabasıyla. buna ankara'dan uçakla gitmesini defalarca söyledim yok dinlemiyor. tam bir günlük yol gece gündüz. neyse gitti bu. dönüşte aracı conta yakmış. otuz bin masraf ediyor diyarbakırda. altı saat orada aracın yapılmasını bekliyor ve tekrar yola koyuluyor. adanaya geldiğinde tekrar aradım bunu. git bir otel pansiyon bul dinlen ertesi sabah yola çık diye defalarca aradım. yalvardım adeta yok. iyiyim diyor kendimi iyi hissediyorum diyor. tekrar yola koyuluyor. ereğli yolunda uyumuş bu yolda. 80 km hızla şarampule uçmuş. araba pert. ufak tefek sıyrıklar var kendisinde. bana seni dinlemek varmıs dedi. güldüm sonra kızdım sonra tekrar güldüm ama tek kelime etmedim. zaten yol boyunca anlatmak istediğim her şeyi deneyimledi fazladan söyleyecek bir şey yok. bir dahamı tövbe dedi ki zaten en başında kulak vermesi gereken birkonuda kulak arkası etmenin bedelini acı bi tecrübeyle ödedide. ben bunu neden yazdım. haklı çıktığımdan değil okuyup belki bir kaç kişiye misal teşkil eder dedim.
bazen, uzaklaşmak gerekir yakınlaşmak için,
bazen, hatırlamak gerekir hatırlanmak için,
bazen, ağlamak gerekir açılmak için,
bazen, anmak gerekir anılmak için,
bazen de susmak gerekir duymak için,
eğer çok konuşmak faydalı olsaydı, iki ağzın ve bir kulağın olurdu.
onun için, çok dinleyip az konuşmak gerek!
eğer susarsan, konuşman daha aydınlık olur.
zira sükutta, hem sessizliğin ışığı, hem de konuşmanın faydası gizlidir.
sığ suları, en hafif rüzgarlar bile coşturabilir.
derin denizleri ise ancak derin sevdalar coşturur.
anladım ki, derin ve esrarengiz olan her şey susar.
anladım ki susan her şey, derin ve heybetlidir.
biraz da sessizliğim konuşsun, harfsiz bir dil bulalım içimizde, sadece ikimizin anladığı bir hüzün olsun içinde!...
ve böyle uzayıp gider bu mısralar şems'in dilinde. ben burada susmayı yeğledim.
yıl 2009 istanbul'a halamlara ziyarete gittik. rahat gidelim diye trenle yolculuk yaptık. trenden in vapura bin vapurdan in tramvaya bin derken iki yaşlarında kızım biraz huysuzlaştı tabi. eşim ben susturamıyoruz kızımı. yıkıyor tramvayı. sonra bir ihtiyar amca belki yaşamıyordur öldüyse allah rahmet eylesin cepinden bir çikolata çıkardı verdi. sonra başka bir teyze aldı kucağına çocuğu dikkati dağılsın diye öyle bir şeyler anlatıyor hoplatıyor kızımı. ardından genç bir kadın ilgilendi böyle komiklik falan yapıyor derken biz ieceğimiz durağa geldik. diyeceğim aradan geçen 16 yılda türkiyem öyle bir hale geldiki aynı şey şimdi olsa eminim herkes ağzının içinden homurdanmaya başlardı. tahammül sıfır, saygı sıfır, halden anlama yok, duvardan farksız insanlar. insanlar yine aynı insanlar ama bu değişim çok farklı.
tekel bayi galerisi gibi başlık. banane senin ne içtiğin. kafa çakır olunca şişenin resmini çek at. kendini gösterme kanıtlama çabası buna benzer başlıkta çok aslında neyse. burada verilen mesaj önemli. bak ben sosyal biriyim her gün içerim, içkiye ayıracak param var, çok eğlenceli yasarım. kardeş iç içme demiyoz bende içerim yalnız git sosyal medyada paylaş burada kimin bilmem neresinde ne içtiğin.
ağaç fidanları. bugün limon çamı fiyatı sordum peyzaja 1 metre boyunda 1200 lira fiyat çekti oysa ben 20 kadar alacaktım. evin önüne duvar yerine bunları dikeyim yeşillik olsun dedim. gerçekten çok para. şimdi makul bir fiyat olur tamam. her şeyin bir değeri olmalı ama bu ne kardeşim. belediye isteyenlere en azından makul bir fiyat karşılığında dağıtmalı yani. sonra diyoruz neden yağmur yağmıyor iklimler değişiyor, yalanmı?
zengin bir iş insanının yazlığında ahşap işlerini yapıyoruz. motor testereyi avazı çıktığı kadar bağırtıyoruz iş yetişsin diye. insanın kulaklarını cırmalıyor. hakikaten insanı rahatsız ediyor gürültü. yan komşu rahatsız olmuş sinirli bir şekilde geldi ve bu ne gürültü kardeşim, şuraya kafa dinlemeye geldik şu yaptığınıza bak dedi. adam haklıydı ve gerçekten bu durumu savunacak bir mazeretim yoktu. gülümsedim ve abi taze çay demledik çay içermisin dedim. içmem saol dedi. kusura bakmayın haklısınız ama burayı bir şekilde bitirmemiz lazım dedim. adam biraz yumuşadı. tamam kardeşim ama zincirmi kesmiyor zinciri değiştirin motorun sesi çok yüksek çıkıyor dedi. zincir yeni dedim ve zincirin dişlerini gösterdim. bu testere böyle ses yapar ama işimiz çok az kaldı en iyisi biz bi çay molası verelim dedim. gülümsedi ve kolay gelsin diyerek gitti. öfkeli bir insan öfkesinin kolay kolay dinmeyeceğini umdu ama karşısında samimi ve iyi niyetli bir muhatap bulduğu için sakinleşti. insan böyledir, mayasında iyilik var. bulup çıkarabilene. kaynayan su katı olan patatesi haşlayıp yumuşatırken sıvı olan yumurtayı sertleştirir. aslında senin ne olduğun içinde bulunduğun şartlardan ziyade neyden yapıldığınla alakalıdır. bu bağlamda tanrı insanı sevgiden yarattı. özünde sevgi kabuğunda yaman bir nefis vardır. ne mutlu kabuğunu kırıp özüne dönene, dönebilene.
türkiye bu adama ne yapmış. soyu sopu mezhebi nedir bilmiyorum. merakta etmemde bu bayrak altında yüzyıllardır yaşayan işkembesini doyuran bir insan niye bayrak yakar? soykırım mı yapmış bunun yedi ceddine, yerinden yurdundanmı etmiş, daha fenamı bişeymi yapmış hayır. peki ne yapmış bunun ve bunun gibilerin afedersiniz k.çını kaşıya kaşıya evinde huzur içinde yaşaması için o bayrak altında askeri polisi nöbet tutmuş. can vermiş, göğsünü siper etmiş birileri. bunun gibiler sırf ziyan, soluduğu havada ziyan. afedersiniz it yapmaz bunun yaptığını. ite bile ekmek verirsin kapında yabancıya havlar evini korur. yemek yediği tabağa pislemez bunun gibi.
şöyle bir akışa baktım bu başlık kadar önemli ve gerçek bir başlık daha bulamadım. gerçekten her sevişme ilk ve son yada son olabilirmi evet olabilir. hikaye bize ait olsada sonunu asla tahmin edememek her sevişmeyi değerli kılar. sevgilinin dudaklarını son kez vakumladığını düşünmek bile insanın tüylerini diken diken eder. gömlek değiştirir gibi sevgilicilik oynayanlar kusura bakmasın onlar sevgili değil benim gözümde. bir kere sevgi o kadar ucuz ve kifayetsiz değil ki sevgili öyle kolay unutulsun. sevmenin bile insanda hatırı kalır. oysa ben sevmiştim sözü boş söz. sen seveni sevdin. derler ya almadan vermek allah'a mahsus diye. gerçekten öyle. insan aynı anda sever. aynı anda hisseder. sevgiyi vermeden iki tarafta alır. bu nasıl olur valla onu anlatamam o kadar donanım yok ama artık ister inanın ister inanmayın. yolu kesiştiren elbet sevgiyide kesıştirmiştir. ben sana o muhabbet nazarıyla bakarken sende aynısını yaşadın. yoksa ben ha arabamı sevmişim ha saatimi sevmişim. biri karşılığında zamanı bildirir diğeri yoluna binek olur. esas konu sevişmek. lezzeti damak çatlatır. sevişin olum çokca sevişin.
yıl 2000. 17 yaşındayım. rahmetli dayımlarda uefa süper kupası finali seyrediyoruz. maç uzatmalara gitti. süper gol uygulaması var. gol atan süper kupanın sahibi. tabi heyacan falan öyle böyle değil. şimdi şampiyon olduk vallahi kesmiyor. neyse hakan ünsal orta sağdan topu sürüp ortayı çıkardı kulakları çinileyesice mario jardel sağ ayak içiyle pilaseyi kesti top ağlarda. dayım ben kardeşim ve iki dayıoğlu ayağa fırladık. öyle bir inletmişizki ortalığı yengem diğer odada uyuyormuş. ağlayarak geldi bi şeymi oldu diye. süper kupa kazandık. milenyumda dünyanın en büyüğü galatasaraydı. tabi o günler unutulmaz. bu gün maçı bile izleyemedim. neyse ekranlarda şampiyon galatasaray yazıyor. hayırlı olsun ne diyelim. tabi artık kesmiyor. 90 lardaki o pankart yine gözümün önüne geldi. "yetmez bize bir kupa, şimdi hedef avrupa". geçende yine 90 larda taraftar beste yapmış eski görüntüler. tudanya'nın o dönem popüler olan şarkısı "seni sevmeyen ölsün" bestesi. duygulandım. 14 yılın ardından gelen şampiyonlukta taraftar istifa demiyor diğerleri gibi ne diyor sen şampiyon olacaksın seni sevmeyen ölsün diyor. galatasaraylı olmak başkadır.
kimse unutmaz. boş yapmayın. ne bi kimseyi ne iyiliği ne kötülüğü unutmaz. unutmadığı gibi özlerde. ıyiyi özler, kötüye güler bu unutmak ya da hatırlamak değil. insan istediği zaman bazen istemediği zaman koyar kaseti izler. gidin beş yüz sene önce yaşamış bir insanı canlandırıp getirin size tek tek sayar. hataların günahlarını yaptıklarını yapamadıklarını kırdığı kalpleri kırıldıklarını oturur sayar. hem insanın unutmak istediğinide nereden çıkardınızki. hayat bir döngüdür.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.