26 ağustos 1922 tarihinde türk topçusunun 165 adet topu eş zamanlı olarak ateşleyerek başlayan ve 4 günlük muharebenin ardından 30 ağustos 1922 tarihinde hedefin süpürülerek izmir'e sürülmesi sonucunda elde edilen büyük zaferin kurtuluş yıl dönümü ve bayramıdır.
başkomutan mustafa kemal paşa, genelkurmay başkanı fevzi paşa, batı cephesi komutanı ismet paşa ve mustafa kemal paşa'nın kurmay başkanı olan albay asım bey'in kocatepe üzerinde konuşlanması ve başkomutan mustafa kemal paşa'nın ilk emrini takiben ani bir baskın etkisiyle türk toplarının yunan tahkimatlarını dövmeye başlamasıyla düşman neye uğradığını şaşırdı. top atışları sayesinde düşmanın muharebe gücü önemli ölçüde yumuşatılmış oldu.
ilk baskın atışlarını takiben topların namlu açıları yükseltilerek top atışları düşman gerisine kaydırıldı. takiben 1'inci ordu tüm cephede piyade taarruzuna kalkarak geriye kaydırılan top ateşi ve piyade taarruzu ile düşman sıkıştırıldı.
26 ağustos 1922 tarihi itibarıyla bu ilk muharebe taktiği sayesinde çiğiltepe ve toklu sivrisi hariç tüm noktalar ele geçirildi.
çiğitepe'nin alınmasından sorumlu olan albay reşat bey çok temkinli bir komutan olması nedeniyle taarruz kollarımızın ani baskın etkisi yaratan taarruz planına arzu edildiği şekilde senkronize olamadı. bu sebeple ordumuzun çiğiltepe kanadı geride kaldı ve bu da genel durumu olumsuz olarak etkilemiş oldu. bunu onur meselesi yapan albay reşat bey maalesef çok erken bir karar verip intihar ederek şehit oldu. daha sonra kabul edilen soyadı kanunu ile çiğiltepe soyadını alacaktı. ruhu şad, mekanı cennet olsun.
fahrettin paşa komutasındaki türk süvari kolordusu taarruz öncesinde düşmana hissettirmeden büyük bir gizlilik içerisinde çiğiltepe ile toklu sivrisi arasında kalan coğrafi koridorlardan sızma harekatı gerçekleştirdi. düşman bu hamleyi ihtimal dışı gördüğü için gerekli tedbirleri almamıştı ve fahrettin paşa bu fırsatı kaçırmadı. müteakibinde türk süvari kolordusu ahır dağlarını geçerek sincanlı hattına ulaştı. bilahare süvari kolordusunun bu hamlesi general trikupis'i çok zor durumda bırakacaktı.
yunan kuvvetleri ilk şoku atlatmayı müteakip türk ordusuna mukavemet göstermeye başladı. bu türk piyadesini yavaşlatır gibi görünse de aslında bu bir muharebe taktiğiydi ve bu taktik sayesinde yunan kurmay heyeti savaşı dengelediğini düşündü. fakat hesaba katmadıkları küçük bir detay vardı; türk süvari kolordusu!
süvari kolordusu düşman içine hamle yaparak taarruza kalkınca yavaşlayan türk piyadesi de taarruza kalktı ve yunan ordusu türk süvari ve piyadesinin eş zamanlı taarruzuyla artık dağılmaya başladı. o kadar ki cephedeki yunan komutanlar bile mevzilerini terk eden askerlerine hakim olamıyordu.
mustafa kemal paşa'nın planı batı kanadı hariç tüm noktalardan düşmanın sıkıştırılmasını sağlamaktı. plan başarılı oldu ve kaçacak tek koridor olarak batı kanadını kullanan yunan ordusu köyleri yakıp yıkarak ve sivilleri şehit ederek izmir istikametine kaçmaya başladı.
30 ağustos 1922 tarihinde ast birlikler dahil tüm türk ordusu unsurlarına mustafa kemal paşa tarafından gönderilen;
"
ordular ilk hedefiniz akdenizdir, ileri" telgraf emriyle tüm türk ordusu eş zamanlı bir şekilde genel taarruza kalkarak süpürme harekatına başladı. türk ordusu yunan birliklerini önüne katıp kilometrelerce yolu kat ederek 9 eylül 1922 tarihinde izmir'e ulaştı.
mustafa kemal paşa'nın bu harekat planı 1991 yılında 1'inci körfez kara harekatında org.norman schwarzkopf'a ilham olacaktı. norman schwarzkopf da süvari olarak bilinen zırhlı birliklerini tıpkı türk süvari kolordusunun harekatı gibi komuta etti.
amerikalı bir arkadaşım benden nutuk'u istemişti. ingilizcesini buldum ve kendisine hediye ettim. kitabı dört günde okumuş. kendisinden geri bildirim istediğimde yaptığı ilk yorum; "mustafa kemal paşa'nın telgraf sistemini whatsapp gibi kullandığı" şeklinde oldu. bence başarılı bir yorumdu.
başta ebedi başkomutanımız ve başöğretmenimiz mustafa kemal atatürk olmak üzere yüksek şahsiyetlerinin ve tüm silah arkadaşlarının ruhları şad, mekanları cennet olsun.
103'üncü yıl dönümünü kutluyoruz. kutlu olsun.
devamını gör...