1.
aynı sayfayı defalarca okumak
çok yorgunuz be arkadaşlar! kafamız çok dolu, yapacak çok iş var, her şeyin deadline'ı yaklaşıyor ve gün yalnızca 24 saat!
-oblomovların evinde sabah saatlerinin boş geçtiği söylenemez. mutfakta et ve sebze doğrayan satırların sesi köye kadar gider.
(benim evimde de sabah saatleri boş geçmiyor... aslında sabah erken kalksam, şu son sunumu bitirsem. olur mu, bence olur. işe götüreceğim yemekleri de sabah hazırlarım. şimdi kim uğraşacak, kalk, öncekileri yıka falan... keşke benim mutfağımda da et ve sebze doğransaydı şu an. aaa o değil de, geçen bir et yediydik de benim setcard'da para yoktu, x ödemişti, ben onu geri ödedim mi ya? bakayım hesaba... heh tamam göndermişim. sebze demişken de... dolaptakiler de bozulacak artık, onları pişirsem yarın akşam. e yarın akşam toplantı dediler ama. aaa! o toplantının ön çalışması nanay! neyse dur, ona da gün içinde bakarız.)
-antip su dolu fıçısıyla avluya döner dönmez köylü kadınlar ve arabacılar ellerinde kovalar, testiler, leğenlerle dört yandan üstüne üşüşürler.
(antip kimdi ya? ehehe, antep gibi biraz... ben bugün su içtim mi hiç? ay resmen su içmedim ben bugün! kahveden gözüm seğiriyor artık. keşke yazlığa gitsek, köylü kadınların pazarına gitsek mis gibi incir yesek. ay incir demişken kuru incir vardı y'ye de almıştım, onları götürmeyi unuttum ben. yarın götüreyim. y geçen hafta çok dertliydi, hiç aramadım da bak kızı. nasıl oldu acaba. leğen meğen demişken banyoyu toplayayım yatmadan.)
-yaşlı bir kadın un dolu bir leğen ve bir yumurta sepetiyle ambardan mutfağa geçer.
(un... canım pişi istiyor kaç zamandır. karnım aç, çünkü bugün de masamda hızlıca atıştırdım.)
-ihtiyar oblomov da işsiz durmaz.
(oblomov kimdi ya?)
-oblomovların evinde sabah saatlerinin boş geçtiği söylenemez. mutfakta et ve sebze doğrayan satırların sesi köye kadar gider.
(benim evimde de sabah saatleri boş geçmiyor... aslında sabah erken kalksam, şu son sunumu bitirsem. olur mu, bence olur. işe götüreceğim yemekleri de sabah hazırlarım. şimdi kim uğraşacak, kalk, öncekileri yıka falan... keşke benim mutfağımda da et ve sebze doğransaydı şu an. aaa o değil de, geçen bir et yediydik de benim setcard'da para yoktu, x ödemişti, ben onu geri ödedim mi ya? bakayım hesaba... heh tamam göndermişim. sebze demişken de... dolaptakiler de bozulacak artık, onları pişirsem yarın akşam. e yarın akşam toplantı dediler ama. aaa! o toplantının ön çalışması nanay! neyse dur, ona da gün içinde bakarız.)
-antip su dolu fıçısıyla avluya döner dönmez köylü kadınlar ve arabacılar ellerinde kovalar, testiler, leğenlerle dört yandan üstüne üşüşürler.
(antip kimdi ya? ehehe, antep gibi biraz... ben bugün su içtim mi hiç? ay resmen su içmedim ben bugün! kahveden gözüm seğiriyor artık. keşke yazlığa gitsek, köylü kadınların pazarına gitsek mis gibi incir yesek. ay incir demişken kuru incir vardı y'ye de almıştım, onları götürmeyi unuttum ben. yarın götüreyim. y geçen hafta çok dertliydi, hiç aramadım da bak kızı. nasıl oldu acaba. leğen meğen demişken banyoyu toplayayım yatmadan.)
-yaşlı bir kadın un dolu bir leğen ve bir yumurta sepetiyle ambardan mutfağa geçer.
(un... canım pişi istiyor kaç zamandır. karnım aç, çünkü bugün de masamda hızlıca atıştırdım.)
-ihtiyar oblomov da işsiz durmaz.
(oblomov kimdi ya?)
devamını gör...