ben demistim yazar profili

ben demistim kapak fotoğrafı
ben demistim profil fotoğrafı
rozet
karma: 1527 tanım: 75 başlık: 2 takipçi: 73

son tanımları


aynı sayfayı defalarca okumak

çok yorgunuz be arkadaşlar! kafamız çok dolu, yapacak çok iş var, her şeyin deadline'ı yaklaşıyor ve gün yalnızca 24 saat!

-oblomovların evinde sabah saatlerinin boş geçtiği söylenemez. mutfakta et ve sebze doğrayan satırların sesi köye kadar gider.

(benim evimde de sabah saatleri boş geçmiyor... aslında sabah erken kalksam, şu son sunumu bitirsem. olur mu, bence olur. işe götüreceğim yemekleri de sabah hazırlarım. şimdi kim uğraşacak, kalk, öncekileri yıka falan... keşke benim mutfağımda da et ve sebze doğransaydı şu an. aaa o değil de, geçen bir et yediydik de benim setcard'da para yoktu, x ödemişti, ben onu geri ödedim mi ya? bakayım hesaba... heh tamam göndermişim. sebze demişken de... dolaptakiler de bozulacak artık, onları pişirsem yarın akşam. e yarın akşam toplantı dediler ama. aaa! o toplantının ön çalışması nanay! neyse dur, ona da gün içinde bakarız.)

-antip su dolu fıçısıyla avluya döner dönmez köylü kadınlar ve arabacılar ellerinde kovalar, testiler, leğenlerle dört yandan üstüne üşüşürler.

(antip kimdi ya? ehehe, antep gibi biraz... ben bugün su içtim mi hiç? ay resmen su içmedim ben bugün! kahveden gözüm seğiriyor artık. keşke yazlığa gitsek, köylü kadınların pazarına gitsek mis gibi incir yesek. ay incir demişken kuru incir vardı y'ye de almıştım, onları götürmeyi unuttum ben. yarın götüreyim. y geçen hafta çok dertliydi, hiç aramadım da bak kızı. nasıl oldu acaba. leğen meğen demişken banyoyu toplayayım yatmadan.)

-yaşlı bir kadın un dolu bir leğen ve bir yumurta sepetiyle ambardan mutfağa geçer.

(un... canım pişi istiyor kaç zamandır. karnım aç, çünkü bugün de masamda hızlıca atıştırdım.)

-ihtiyar oblomov da işsiz durmaz.

(oblomov kimdi ya?)
devamını gör...

bugün okunacak kitap

(bkz: emma)
devamını gör...

adres tarifini anlıyormuş gibi yapıp aslında hiç anlamamak

ya ben hep benim salaklığım sandığım şeylerin genele özgü sorunlar olduğunu görüyorum ya, nasıl seviniyorum!

ben yön bulamıyorum. bu hep böyleydi. hafızam inanılmaz iyidir, arkadaşlarım bile kendileriyle ilgili konuları arar bana sorar hatırladığım kesin diye, hatta şöyle diyim, hatırlamıyorsam olmamıştır. fakattttt... bir yeri tek başıma bulabilmem için minimum 20 kez gitmem lazım. onu geçtim, bir yere farklı noktalardan başlayarak ulaşabilmem imkansızdır. önce oraya ilk gittiğimde nereden başlayıp ulaştıysam oraya giderim. bir keresinde 30 yıldır gittiğim bir parktan, 30 yıldır gittiğim başka bir parka geçmem gerekti de -araları max 700 metre-, önce eve gideyim dedim. babam falan zor durdurdu.

hal böyle olunca ben adres tarifi falan da anlamıyorum. neyi sağıma alayım, neyi karşıma alayım, o dediğiniz yokuş neresi, aşağı yürümek ne demek, eski bilmem ne fırını neredeydi yeminle bilmiyorum. hatta itiraf edeyim baskı altındayken -bana yol tarif edilirken baskı altında oluyorum- sağımla solumu da karıştırıyorum.

ay içimi daha da dökmem lazım! 25 yıl boyunca yaşadığım evin tam paraleline taşındık. ben eve giderken kayboluyordum. baktım olmayacak, önce eski eve gitmeye oradan da yeni eve yürümeye başladım.

o zaman babamın konuyla ilgili cinnetini de aktararak ayrılmak isterim. yukarıda bahsettiğim bir parktan bir parka gitme mevzusunda, telefonda;

-baba, ben bulamam parkı. eve gideyim oradan diğerine geçerim.
+deli misin sen? dümdüz yürüyeceksin işte. nasıl bulamıyorsun ben anlamıyorum.
-bulamam işte, görüyorum aslında ama gidişi anlamıyorum.ben eve gideyim. evden oraya gitmeyi biliyorum.
+gitme eve. gördüğün yere nasıl gidemiyorsun kızım sen?!
-denizi karşıma aldım n'apayım şimdi?
+dümdüz yürü denize doğru, dümdüz!!! yüze yüze git!
devamını gör...

yazarların kullandığı parfümler

parfüm kullanabiliyor musunuz? ben artık anca toilette... zara black amber neyime yetmiyor.
devamını gör...

yaran diyaloglar

eniştemle büyük halam konuşuyor, ama iki insan bu kadar mı birbirini anlamaz;

eniştem: açlığın var mı?
büyük hala: var var...
e: halaya yemek hazırlayııın!
bh: hayır hazırlamayın, aç değilim ben.
e: açım dedin.
bh: (yaşlılara özgü gereksiz sinirle) ya ne zaman dedim! aç değilim!
e: açlığın var mı dedim, evet dedin.
bh: harçlığın var mı dedin, ona evet dedim.
devamını gör...

üstteki yazara yeni nick öner

el oğlu
devamını gör...

öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

ağda limonsu şeker değil, limon-su-şekerdir.

ortaokulda bir arkadaşım "ağda limon, su, şekerdir." demişti. ben de sanmıştım ki "limonsu şeker". limonsu şeker ne ola ki diye düşündüm ama sonuca varamamışım demek ki.

yıllar sonra, sanırım lisede falandım, anneme limonsu şeker ile ilgili bir şey söyledim. bana acıyan gözlerle baktı, elini omzuma koydu ve dedi ki "salak... limonsu şeker değil o; limon, su ve şeker".
devamını gör...

depresyon

ben bu arkadaşı bir kez misafir ettim. ama öyle istenmeyen bir misafirdi ki anlatamam. hem toparlanıp kalksın gitsin istedim, hem de gitsin diye bir şey yapamadım. hatta şimdi durup düşünüyorum da, resmen iyi ağırlamışım. kendisi yatmayı severdi, ben de günlerce yataktan çıkmadım. yemek yemeyi sevmezdi, üç günde bir bir dilim ekmek yedim. uyku problemi vardı. "dur" dedim, "birlikte uyumayalım". ama misafirliğin de kısası güzel. bir gün kendisine inat yataktan çıktım, sofra kurdum, üstüne de bir tatlı ağırlık çöktü ki, gittim uyudum. aylarca ilaç, terapi sonrası davulla zurnayla uğurladım.

şimdi yine kapıyı çalıyor manyak. istenmediğini bile bile. az kaldı, "buyur gel, başımın üstünde yerin var" diyeceğim. "gel birlikte uyumayalım. gel birlikte ağlayalım. gel her lokma büyüsün boğazımızda".
devamını gör...

gereksiz yere pahalı olan şeyler

6’lı pil 50 lira olmuş, 6’lı magnum mini 45 lira! her şey gereksiz pahalı!
devamını gör...

bugün okunacak kitap

(bkz: görmek)
devamını gör...

çok sevilen eski sevgiliye not

zamanında nasıl bu kadar sevmişim seni, şaşırıyorum. ya da şöyle söylemeliyim, bu kadar sevdiğim birini nasıl böylesine unutabildim?

elim ayağımdın resmen, senden sonra uzunca bir süre yürüyemedim. yattığım yataktan kalkamadım. gözüm olmuşsun, açıp da gözümü bir şeye bakamadım. sesim soluğummuşsun. konuşamadım, kendi aldığım nefeste boğuldum. en çok güldüğüm insandın. o kadar uzun süre gülmedim ki, kendi kahkahamı unuttum.

senden bir haber gelir diye çok korktum. bil bakalım neden? daha benle vedalaşmadan hayatına aldığın insanı duymaktan çok kaçtım. geçen onca seneden sonra kim kimin arkadaşıydı unutmuşum. senin arkadaşlarını hayatımdan çıkarayım dedim, onu bile yapamadım.

aylarca ilaç içtim. aylarca ağladım. aylarca kahroldum. ama bir sabah işte... bir sabah kalktım ve göğsümdeki bıçak yoktu sanki. yataktan kalktım, gözümü açtım, sesimi duydum, nefes aldım. öyle hoşuma gitti ki bu halim, kocaman bir kahkaha bile attım.

senden sonra sevmem sevilmem zannetmiştim. açıkçası öyle de istemiştim. tek başıma var olabilmek için onca savaş vermişim, ortalık yangın yeri olmuş, kurtarabildiğim bir kaç şeyi de bir yangına daha kurban etmem demiştim. ama öyle değilmiş. hayatta büyük konuştuğum her şeyi yuttum bugüne kadar, burada öyle olmayacağını nasıl düşünebildiysem...

neyse ne... öğrettiğin her şeye bin teşekkür. bana böyle şeyler çok arabesk gelir ama öldürmeyen şey hakikatten güçlendiriyormuş. sayende kurşun geçirmez, ısıda erimez, soğukta üşümez oldum. iyi ki vardın, evet, ama -üzgünüm- iyi ki de son buldun.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

buraya arada bir geliyorum. durum güncellemesi yapıp gidiyorum.

"içim sıkılıyor!" diye delirmek üzereydim. o sıkkınlık geçti. hayat bir şekilde rayına giriyor işte. su gerçekten de akıyor, yolunu buluyor.

bence bu ara fena gitmiyorum. inanılmaz uyuşuk halime bir son verdim. kalktım, toparlandım. içinden çıkamadığım yatağı toplamışım, üstündeki yastıkları kabartmışım, evimin camlarını açmışım da içeri bahar dolmuş gibi bir hal.

günlerden cuma değil daha, henüz o havaya gelemedim ama en azından perşembe. en azından "yarın son iş günü, sonra rahatız" kafasına geldim. sanki eriğin çıkmasına çok az kaldı, sanki en sevdiğim dizinin yeni sezonu gelecek, sanki en sevdiğim yazarın yeni kitabının eli kulağında, sanki uzun süredir görmediğim bir arkadaşımla buluşacağım birkaç gün sonra. hiçbiri hemen şimdi değil ama şafak da doğan güneş. biraz daha sabredebilirsem, o zar zor çıktığım yatağa bir kez daha yapışmazsam ortalık düzelecek.
devamını gör...

yazarlara gelen son mesaj

son zamanlarda şirkette yaşıyorum desem yeridir. “x yapıldı mı? y sunumu bitti mi? yarın kimler ofiste?” mesajları gırla gidiyor. az önce de şunu yazmışlar;

-nasılsın, geçtin mi ofise?

geçtim geçtim, nasıl olduğum öylesine sorulmuş ama ona da cevap vereyim. ölüyorum, anlasana!
devamını gör...

yazarları bugün mutlu eden olaylar

sabah kalktığımda ilk düşündüğüm şey kahvaltım oldu. diyet listemdeki her şeyi aldım mı diye düşündüm, almışım.

bilgisayarımı açtım, bütün mailleri temizledim. işim erkenden bitti. müdürü arayıp izin aldım, günü keyif yaparak geçirme hakkımı kullandım.

kitabıma devam ettim. ana karakteri başka bir kitaptakine benzettim. kitaplıkta o kitabı aradım, buldum. artık 3 kitaplığım olmasına sevindim.

öğle yemeğinde ne yiyeceğime baktım listemden. her şeyim tastamam.

peki beni ne mutlu etti… bir kez bile aklıma gelmemiş şu ana kadar. a-ha! böyle unutulursun işte! şimdi hazır aklıma gelmişken biraz instagram profiline bakacağım ama böyle unutulursun be! *
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

“dışarı çıkalım mı?” diyen herkese “yok yaa, evde yatacağım ben bugün.” dedim. şimdi de “çok yalnızım kahretsin” diye dertleniyorum. canım kendim. böyle devam edelim de iyice huzursuz, iyice manyak edelim kendimizi.
devamını gör...

yazarların en son okuduğu kitap

(bkz: kul)
(bkz: seray şahiner)
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

herkese merhaba arkadaşlar, kanalıma hoşgeldiniz!

bana bir iç sıkıntısı, bir "ben n'apıyorum?" sorgulaması, ne bileyim, bir çekip gitme isteği geldi. sıkıntımı geride bırakamıyorum, ne yaptığımı anlamıyorum ve çekip gidemiyorum. canım sağolsun!
devamını gör...

eğitim hayatı boyunca en çok zorlanılan ders

ben makro iktisat yüzünden cehennem azabı çektim...

lisansta 2. sınıfta tek dönemlik dersti. aldım, kaldım. 3. sınıfta dersi iki döneme böldüler. ilk dönem aldım, kaldım. ikinci dönem aldım, kaldım. 4. senemde "okul uzamayacak" diye delirdiğim için bir şekilde geçtim.

sonra beni bir yüksek lisans hevesi sardı. makro iktisat seçmeli dersti. dedim ki, "bu dersi benden iyi kimse bilemez." ve bilin bakalım ne oldu? evet... aldım, kaldım! istikrar her şeydir. evet, öyledir.
devamını gör...

çocukken aşık olunca yapılanlar

ilk gerçek aşkımı çok iyi hatırlıyorum…

peter pan değil, superman değil. elle tutulur, gözle görülür, yaşım izin verse öpsem öpülür ilk aşkım. kendisi komşumuzdu ve her gün bahçeye top oynamaya çıkardı. tabii ben de arkasından. çocukken aşık olunca 40 derece sıcakta oturdum! o top oynadı, ben hayran oldum. o anlattı ben dinledim. çocukken yaz sıcağında güneşte bekledim! gözü gözüme değsin, attığı top yakınıma düşsün diye.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

hayat çok acayip ve çok güzel bir şey! bir kaç kez düştüm şimdiye kadar. kalkamam dedim ama kalktım. unutamam dedim ama unuttum. ya hatırlayamazsam dedim ama hatırladım. aşağılık insanoğlu… her şeye alışır!
31ime varasıya, çokça uykusuz gecem oldu. günde 3 antidepresan almışlığım, içmekten evimin yolunu unutmuşluğum, bin kez baştan başlamışlığım oldu! takdir edilmişliğim, yerin dibine sokulmuşluğum, “sen halledersin”lerim ve “senden bir halt olmaz” larım oldu.
“dünyada en sevdiğim insanlardan biri sensin”im “senden nefret ediyorum, keşke hiç tanımasaydım”ım oldu. sıra dayağından da geçtim, herkesin önünde alkışlandım da.
şimdi diyorum ki, hayat düz bir çizgi değil. inişleri çıkışları var. hatta inerken çıkmaları bile var. biri için omzunda ağlamalık arkadaşım. biri için yüzümü şeytan görsün! kiminin sır küpüyüm, yangın anında ilk kurtarılacak, öpüp yüksek bir yere kaldırılacak, sarılıp sarmalanacak… kimi içinse “aman bizden uzak olsun”um. bazen varım, bazen yokum. bazen “herkes beni duysun!”, bazen “kimse beni görmesin”. bütün çelişkilerimle, bütün tutarlılığımla iyi ki varım. iyi ki!
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim