blackwhite_lifes yazar profili

bu saatte sözlüğe yazıyor oluşumun sebebidir. biraz olsun hafiflemek için burdayım. her neyse . o kadar tuhaf bir his ki kalbinizin ve kafanızın içinin bulanıklığı midenize vuruyor gibi. aldığınız nefes batıyor sanki... yorgunumm diye mı bu hüzün , yoksa hâlâ bir yolunu bulamadığım için mi kendimin. çaresiz hislerimin sebebi ne sorulan her soruya verdiğim her bilmiyorum cevabının. gerçekten bu kadar mı belirsizlik içindeyim, bu kadar mı aciz. kafamın içinde bir çöplükle yaşıyor gibiyim. kokusuna asla alışamadığım... bütün bu kaygılar, yapılması gerekenler, sırada bekleyenler, alınacak kararlar ve çözülecek sorunlar, gidilmeyen yollar bilhassa gidilemeyenler, yıkılan ve tekrar tekrar kurulan hayaller , belirsiz duygular ve bu duygularda boğulanlar, aklı ve kalbi arasında mekik dokuyan sıkışmış ruhlar, bitkin bedenler, beklentiler efendim beklentiler hep inkar edilen ama her daim beklenilenler, bekletenler , cesaret edemeyenler bir adım için, susanlar en çok susanlar, koyu yüksek duvarlar ardında sesinden mahrum edenler....
çıkamıyorum işin içinden efendim bir yol bulmak lazım , yolun güzelliğinden sonunu düşünmediğimiz
bize inananlar lazım her şeye ve herkese rağmen bize biz lazım efendim, bize kendimiz

kafanız doluysa ikiside zamandan ve mekandan koparır. düşünmekten ne yapacağını unutan insanlar beni anladı...

büyük ev ablukada- güneş yerinde her şey yolunda,yanıyoo eteklerim , dönüyor yanıbaşımdaaa

ama önce sen kendini inşa etmelisin,dimdik bir beden ve dimdik bir ruhla.
friedrich nietzsche

aynı zamanda derin analiz yapabilme yeteneğini de beraberinde getirir. bir olay veya durum karşısında çoğu insanın göremediği, düşünemediği noktaları kolay bir şekilde fark eder. manipüle edilmesi zor insandır. genel olarak depresif bir kişiliğe yatkın olur.zor yanlarından biri ise sürekli düşünen bir beyne sahip olmak. öyle ki kendinizi beyninizle kavga ederken bile bulabilirsiniz. yorucudur. bundandır ki teoride harap eder, pratikte fark yaratır. kullanın kısacası....

yine rezil olduk iyi mi...

ön yargılı olmak bir hastalıktır en acilinden kurtulması gereken...bir diğeri hayatınıza giren her insanın, bir raf ömrü vardır. kimseyi zorla tutamazsınız , tutmamalısınız da

umarım hala aynı yerde değilsindir.... öyleysen lütfen kendini imha et bir yıl daha çekemeyiz seni.

"o da yazmıyor ama o ne olcak "dediğim sonra da haberleri olmadan teker teker hayatımdan çıkardığım insan toplulukları. yazmak isteyen yazar diyorsunuz ama sizin de yazmak isteyip yazamadığınız insanlar oluyor. sonra beni yazamayacak hâle getiren ne ki diyorsunuz ve cevap yine ona çıkınca... gerisi malum aynı hikâye işte

paylaştıktan sonra bir çok ruh emiciye maruz kalmış ve paylaştığından da pişman olmuş insandır. hak verilesidir ayrıca. herkesin çevresinde öyle mükkemel insanlar olmuyor. sizin için önemli bir gelişmeye öyle bir burun kıvırıverir ki o ruh emici ne heves kalır ne başka bir şey. ve çoğu iyi giden şeyin sırrı da kimsenin haberdar olmaması değil mi zaten .insanlar iyi giden şeyleri mahvederler er ya da geç anlarsınız.

daimi bir yorgunluk....
neden böyle bilmiyorum. halbuki hayatımın daha başındayım. mutlu ve umutlu olmam gerekmez miydi . yapmak istediğim onlarca şey varken hemde. fotokopi makinasıyla çoğaltılmış günler, yarım kalanlar... sanırım sorun bu geleceğe dair eksiklik hissi geçmişten gelen fazlalıklar.
geçecek diyorum peki ne zaman

yapmak istediğim hiçbir şey içimde kalmamalı...
olabildiğince " iyiki" biriktir.

belli ki dürüstlüğe önem veren ancak dürüst insanlara pek rast gelememiş yazar....

sırtını dayamayı düşündüğün duvarın çökeceğini bilmek... (kendimize yaslanmaya devam.)
ek olarak belirsizlik hissiyatı yorar bundadır ki olumlu veya olumsuz net insanlar her zaman baş tacıdır...

yılın 9 ayı grip gezen , montunu asla çıkarmayan tip ve çöp atmaya bile 3' lü takım halinde giden kızlar...

böyle başlıkların bile hala açılabiliyor olması.... ne zaman sadece insan gözüyle bakabilme seviyesine erişilebilecek işte o zaman bir şeyler gerçekten değişecek...
nerden tutsan elinde kalacak, tartışılması bile saçma durum....

"yaşamanın güç olduğu bu dünyadan uzağa, çocuklukta tadılmış bir huzura kaçmak gerekti ; hiç olmazsa bir güncük..."
yusuf atılgan | aylak adam

morgan freeman 'ın inancın hikayesi belgeselini bilenler bilir. belgeselde araştırdığı dinlere olan tarafsız yaklaşımı, soruların cevaplardan daha fazla ilgi çekici olması, araştırdığı her konuyu bizzat yerinde incelemesi ortaya çok güzel bir belgesel çıkarmıştır. kendisinin inançlara , farklılıklara olan bu saygılı yaklaşımı çoğu insana örnek olacak niteliktedir....izlemenizi öneririm.

tamamen hayata nasıl bakmak" istediğinizle" ilgili... bakış açınızı değiştirmek de elinizde olan bir durum neticede...

sürekli takip ettiğiniz ürünler olunca yaptıklarını iddia ettikleri indirimi (!) görebilirsiniz arkadaşlar... hakikaten bu dolandırıcılığın bir adı var mı acaba ? ama en komiği kesinlikle reklamlarda denk geldiğimiz 5 saniye olayı...