caho yazar profili

adamlar ülkenim yönetim biçimini protesto edebiliyorken canım ülkemde biz daha akp istifa diyerek 3 adım atsak gözaltı yeriz... al sana mis gibi komünizm...

baştan belirtmek isterim ki aşı ve virüs konusunda kesin ifadeler kullanmak çok yanlış. aşı karşıtlığı da fanatikliği de ciddi anlamda aptallık belirtisi.

lakin bu konuda karar alırken(aşı olup olmama veya aşının türü) bireysel karar vermek yerine konunun uzmanlarını, güvendiğiniz ve güvenilir kanaat önderlerini dinlemek ve kendinizce bir konsensus oluşturmanızda fayda var.

benim okuduğum takip ettiğim insanlar tarafından gördüğüm kadarıyla eğer virüsle enfekte olma riskiniz yüksek ve risk grubunda iseniz ne olursa olsun(sadece aşıya karşı yüksek alerjen durumlar hariç) biontech, eğer çok düşük risk grubunda iseniz ve yinede enfekte olma durumunuz yüksekse(yaş ve genel sağlık kondisyonu itibariyle) sinovac olmanız makul olacaktır.

amaaa! eğer virüsten yalıtılmış bir ortamda yaşıyorsanız daha güncel-gelişmiş-güvenilir bir aşı çıkana kadar aşı olmadan toplumdan izole yaşamaya devam etmeniz makul olacaktır.

bunlar benim bir çok kişi ve kaynağı(yerli-yabancı) derlemem sonucu filtrelediğim fikirlerim. sizin de böyle hassas konulara esnek bakmanız hem size hem çevrenize daha faydalı olacaktır.

yukarılarda bir arkadaş kimse bunu konuşmak istemez demiş. anlamıyorum bir insanın cinsel tercihi başka bir insanı nasıl üzebilir. yahu
iki yetişkin insan kendi rızasıyla haz alıyor , aşk yaşıyor, tutku duyuyor vs vs. bundan kime ne. afedersiniz bir sokak sorusu vardır, "sana giren çıkan ne ?" diye. cuk oturuyor bu mevzuya.

gelelim başlığın konusuna. ben eşcinsel olduğunu öğrenirsem çocuğumun bir konuşma bile yapmayacağım ve hayatımıza dün nasılsak ertesi günde aynı şekilde devam edeceğiz. çünkü zaten ben ona hem özgürlüğü hemde saygı duymayı öğretmiş olacağım, o da benim hayata bakışımı biliyor olacak. iletişim iyidir.

fizik ve geometri. hatta fiziğe olan tutkumdan dolayı tıp seçmedim mühendisliğe yöneldim.

bunu talep etmek özgürlüktür. bundan rahatsız olanda mesela ezanın sesindem rahatsız olup caminin olmadığı bir yerleşim yerinde yaşamayı talep edebilmelidir. ama dinler doğası gereği bu tarz hareketleri kendine saygısızlık olarak gören dogmatik yapılardır. ve dinlere ne kadar özgürlük tanırsanız o kadar yaşamınızı kısıtlarlar.

demek ki neymiş, dinler özgürlük düşmanıymış. peki biz özgürlükçü insan olarak bu dogmalarla nasıl savaşırız? onların özgürlüklerini kısıtlayamayız, bu bizim anlayışımıza ters.

peki şöyle olabilir mi? ;

bu iktidarın yaptığı gibi basın ve yayın organlarını ele geçirseydik ve dinlerin safsata olduğuna dair büyük çaplı bir propagamdayı 20 yıl boyunca yapsaydık? sadece bu değil, hayvan haklarını, etik kavramlarını, çalışmanın alın terinin, emeğin önemini de aynı propaganda programına dahil etseydik nasıl olurdu? bence çok iyi olur, memleket kurtulur. diğer türlü ortadoğu çöplüğünde devam...

dünyanın en büyük 2. borsasıdır(1. nyse). tarih boyunca döngüler şeklinde büyük çıkışları balonlara düşüşleri ise çöküşe dönmüştür. şuanda da yeni bir balon evresinde olup bu balonun sonlarına doğru gelmektedir. şimdilerde nasdaq 100 adında ki endeksi 14,350 civarlarında olup bana göre 15,000 den sonra ufaktan yatay bir zig zag hareketi yapıp ardından kaçı ılmaz son için bekleyişe geçecektir...

belli kriterlerin enlerini sağlayan nyse'ye kote 30 şirketten oluşur ve bu 30 şirkette yıllar içerisinde çok nadir değişikliğe gidilir.

ağırlıklı ortalanaması yukarıdaki arkadaşın dediği gibi bakkal hesabı değil denerek yüceltilmek istenmiştir ve fakat malesef bakkal hesabındanda hallice bir hesabı vardır. örenğin sp500 veyahut bist de endeks hesabı şirketlerin piyasaya açık değerlemelerin aritmetik oranından ortaya çıkan bir katsayı üzerinden yapılır. mantıklı olan budur. fakat djı de kullanılan sistem ilk kurulduğundan bu yana kullanılan ve ilkel bir sistemdir. şirketlerin endeks üzerindeki ağırlıkları borsadaki bir hisselerinin fiyatlarıyla belirlenir. yani mesela hisse fiyatı 500 dolar olan ama piyasa değeri 1 milyar dolar olan şirketin endekse etkisi hisse fiyatı 250 dolar olan ama piyasa değeri 100 milyar dolar olan şirketten 2 kat daha fazladır. yani hesaplamada şirketin büyüklüğü önemsizdir...

başlangıcı para birimlerinin ve değerli madenlerin birbirleri üzerinden arbitajları ile kurululumu başlayan fakat sonradan cfd(hisse senetleri, endeksler vs vs gibi ürünlerin forex de işlem görmesi için uydurulan finansal ürünler) gibi ürünler sayesinde dünya üzerinde hemen hemen herşeyin alınıp satılabildiği yahut satılmasının mümkün olduğu platform.

forex ile ilgili yazılacak çok şey var fakat burayı sayfalarca doldurup faydalı olmak mümkün değil. bende bu yüzden kısa bir özet geçeyim istiyorum.

forex de işlem yapacakları bekleyen en büyük sıkıntı alın satım yaptıkları platformların onların paralarına çökme durumudur. siz örneğin xauusd gibi bir paritede kaldıraçlı bir işlem açtınız ve kumar oynar gibi 1 e 50 kaldıraçla longladınız(yükselişe oynadınız yani) bunu gören aracı kurum yada algoritma sizin paranızı hiçbir şekilde işleme koymaz ve pozisyonunuzu batırmaya uğraşır. yani atıyorum yüzde 1 lik bir düşüşte batacağınız kesin olduğu için adam size tuzak kurar ve mesela fiyat yüzde 1 düşmese bile kendi ekranınızda düştüğüne dair bir bildirim alır ve paranızın yarısının uçtuğunu görürsünüz. bunun gibi çakallıklarla karşılaşmamanın tek yolu güvenilir, büyük londra şirketleriyle çalışmanızdır.

ikinci büyük problem ise kaldıraçtır. kaldıraç=finansal ölümdür. kaldıraçlı işlem yaptığınız zamanın limiti sonsuza giderken hesabınızda ki para sıfıra gider. kaldıracınız arttıkçada paranızın sıfıra inme hızının ivmesi gittikçe artar...

peki bu forex den para kazanmak mümkün mü? elbette mümkün ama gelin görün ki çok iyi finansal okuryazarlık ve yılların tecrübesi şart. risk yönetimi ise adeta uzmanlık alanınız olmalı.

elektrik mühendisliği için fiziğin alt dalı demiş başlığı açan arkadaş ama güç elektroniği, devre sistemleri, elektrik motorları, elektrikli araçlar, elektrik üretimi-dağıtımı-iletimi gibi teknik ve mühendisliğin konusu olan alanlarda eğitim verildiğini muhtemelen bilmiyor bu arkadaş. yahut neyin fizik olduğunu bilmeden konuşmuş. ayrıca elektrik mühendisliği yazılımla uzaktan yakından alakası olmayan bir mühendislik prensibidir. kaliteli bir elektrik mühendisine olan talep geçmiştede, günümüzdede yüksek olmuştur, gelecektede yüksek olacaktır.

lakin yazılım beyin gerektiren ve yeni olması sebebiyle istihdam açığı çok olan bir alandı ve bu alanda çalışabilecek zihinsel yeteneğe ve öğrenme gücüne fazlasıyla sahip olan elektrik-elektronik, elektrik ve hatta endüstri mühendisleride boş durmadılar ve bu alana kaydılar.

bir devlet üniversitesi için fazla güzel bir kampüse sahip bana ceyran mühendisliğini sevdiren canım okulum.