callmegrimalkin yazar profili

hatırlıyo musunuz şu rp yapılan forum sitelerini? ben onların zamanında daha ufaktım da bulamamıştım kendime doğru düzgün bi yer. nereye girsem gruplaşmış insanlarla karşılaşıp kendime rp yapacak yer bulamazdım. geçen yılların birinde bu siteyi buldum sonra, öpüp başa koymalık yer tam. hem o discord rp'lerinden uzak ortam hem de insanlar şirin. yaş aralığı da baya ilginç ha, anlam veremiyorum hala. oturdum bir şeyler yazıyorum şimdi orada. gerçeklikten kaçmak için onda on yöntem.

kolay gelsin, net

ben hep arkeolog olmak isterdim, evin arkasında roma tiyatrosu vardı, küçükken oradan bir şeyler bulmaya çalışır, önüme çıkan her çer çöpten heyecanlanırdım, eh tabi dönemin filmleri de etkiliydi tabi. şimdi antropoloji okuyorum, bunun ilgimi daha çok çektiğini keşfettim

zaman zaman insanı pişman etmez bu durum. örnek olarak, zamanında gömülü dev'i ilk okuduğum günlerde, kitabın ortalarına geldim, konu ilginç ama yazarın üslubu garibime gitti, okuyamıyorum kitabı. okuduğumu da zor anlıyorum zaten, şair burda beyle demiş diyen insanlara dönüştüm, ama bir kitabı yarım bırakma huyum da yok.

mecbur bitiricez artık diyince, oturdum kitabın başına, okudum öylece.

sonunda da ağladım hüngür hüngür. şimdi de favorilerim arasındadır. belki biraz daha olgunlaştığım vakit hiç ağlamayacaktım okurken, orasını bilemem. ama bazı kitaplar için kesinlikle hayatınızın başka bir zamanını beklemeniz gerekiyor.

jack of all trades, master of none is oftentimes better than master of one.

adam diyor ki, her işin elinden tutup hiçbirinde usta olmamak, tek bir şeyde usta olmaktan iyidir.

not: çok kötü çeviri, evet, ben yaptım, özür dilerim

the sinner, close enough, hala izlemediyseniz ölümlü dünya, atypical, ı'm thinking of ending things, belgesel olarak kara turist, dirk gently, final space, the two popes, farklı bi' tat için ispanyol dizisi diablero, hollywood

caspar david friedrich, deniz kenarındaki keşiş

bi' tane rpg forumuna sardım, deliler gibi yazıyorum

zamanın bir önemi kalmazdı

moderatörlerimizi rahat bırakmak lazım, çok yükleniyoruz onlara :(

daktilo. dedem emekliliğinden sonra kıyıp da atamamış. hala tuşları falan çalışıyor, uygun bir mürekkep şeridi bulabilsem ben de kullanacağım.

ben sinemaya gitmekten pek hoşlanan birisi değilim, ama alışveriş, hele de kıyafet alışverişi benim kabusum gibi bir şeydir. zamanında annemlerle bir avm'ye gitmişim, onların kendilerini çeşitli mağazalarda kaybedeceği daha evden çıkmadan ''rahat ayakkabı giyelim.'' demelerinden belli. ben de onların bu heveslerine hiç ortak olamıyorum, ee, o zaman dedim ki gideyim de film izleyeyim.

arkadaşlarımın beni çokça sinemaya sürüklediği olmuştur, ama tek başıma izlediğim ilk film the revenant'dır. ana karakterin karlı ormanlarda hayatta kalma çabasını o an o kadar iyi anlamıştım ki, film bittikten sonra hugh glass'a içimden bir selam verip kendi karlı ormanlarıma doğru, annemlerin yanına döndüm.

şu an bile arkada açık, tancan bey ile yaptığı yatay bakış'ın eski bölümlerini dinliyorum. can sungur bey, harika birisi. etkileyici bir konuşması, iğneleyici bir mizahı var. bir şeyleri beğenmemesi ile sıklıkla kendisi de kitlesi de dalga geçer. internette görüp de fikirlerine güvendiğim nadir insanlardandır. karısı ceren sungur'la çektiği videolar dolu doludur. ceren hanım'ın tarih bilgisi hiç beklemediğiniz anlarda karşınıza çıkar. beraber yaptıkları video serisi 6altı favorilerim arasındadır.

içine girdiğiniz an çok daha karmaşık olduğunu gördüğünüz bir bilim dalıdır. bir bakarsınız ankara etnografisi okuyorsunuz, bir bakarsınız kol kemiklerini ezberliyorsunuz... en geniş tanımla, insanı ve insansı türleri biyolojik ve kültürel olarak inceleyen bilim denebilir. çok çeşitli alt dalları vardır, en çok bilinenleri fiziki antropoloji, paleoantropoloji, sosyal ve kültürel antropolojidir. ülkemizde alt dallarını bölüm olarak okuyabileceğiniz bir üniversite yoktur, antropoloji okuyacağım diye girdiğiniz an dokuz dersten beşi biyoloji ve genetikle alakalı (örnek olarak: insan anatomisi, osteoloji, genetik, vb.) ise, dört ders sosyal bilimlerle (örnek olarak: toplumsal cinsiyet, temel etnografik metinler, din antropolojisi, sanat antropolojisi, vb.) alakalı olur.

konuyla alakalı daha fazla bilgi almak veya kaynak önerisi almak için mesaj atabilirsiniz.

sıcak çayla karıştırılmış vodka. daha kötü bir karışım olmayabilir, patronum içerdi, ben de çay diye fondiplediğimde keşfettim.

daha önce izlediğim dizileri filmleri yeniden izliyorum.

cennet gerçekti ve yakınımızdaydı, ama benim için yaratılmamıştı.

ya ben bu diziyi çok seviyordum ya. gerçekten dördüncü sezondan sonra kaybolan hevesim, moffat'ın da gidişiyle ekşiyen surata dönüştü. yeni bölümlerde ne olduğunu merak bile etmiyorum, ne zaman doctor who özlemi çeksem ilk dört sezondan rastgele bölüm izliyorum.

yahu, kendi başına sayfanın başına oturmuş, bir elinde kalem varken ya da bilgisayarın başında klavyenin tuşlarına basmaktayken, hele de bir roman, hikaye yazıyorsan, yazdığın her şeyin tanrısı olursun. kontrol tamamen sende, içine kapanıklar için harika hobi. hal böyleyken keyif almamak imkansız ki.