davyjones yazar profili

davyjones kapak fotoğrafı
davyjones profil fotoğrafı
rozet
karma: 172 tanım: 19 başlık: 0 takipçi: 2

son tanımları


erkek yazarlardan erkek yazarlara sorular

#2495986
insanlar, sorduğu 2 satırlık sorudan kişilik analizi yapılamayacak kadar karmaşık canlılardır. üzüntü ve öfke her insanın ömründe en az bir kere hissettiği bir çok duygudan iki tanesidir. sorumun alıntıladığınız kısmından rahatsız olmanızın sebebi, benim hakkımda öne sürdüğünüz düşünceler kaynaklı biri olmam değil, sizin sorduğum sorudan anladıklarınız ile ilgidir. hayattaki bazı problemler, kişisel gelişim kitaplarından veya facebook benzeri sitelerden alıntılanan tavsiyelerle çözülemeyecek kadar karmaşık olabilir. bazen problemler ortadan kaldırılamaz, onlarla yaşamayı öğrenmek gerekir. ancak hangi problemin kaldırılamayacağı hangi problemin kaldırılabileceğini öngörmek de probleme göre değişen bir durumdur. soruma verdiğiniz cevabın alakasız olması başta sizin kendinize göre anlamanız sebebiyle, ikinci olarak da benim çok detaylı yazmamamdan kaynaklıdır. bunu açıklığa kavuşturmak istediğim için sorumu düzelterek soruyorum:
öfkesi ve üzüntüsü geçmeyen, geçmesinin asla bir yolu olmayan, allah'ın ve hiçbir canlı cansız varlığın dindiremeyeceği öfke ve üzüntüye sahip olan bir insanın, uykuya dalmak için bulduğu çözüm yolu olan, "televizyon karşısında vakit geçirerek uykuya dalmak" yöntemi dışında, daha az eziyetli, daha erken uykuya dalmasını sağlayabilecek, ilaç kullanmadan bu uyuma arzusuna kavuşabileceği bir yol var mıdır? öfkeden ve üzüntüden kaçınılmız bir durumdayken, ilaç almadan, bayılmadan, uykusuzluktan gebermeden önce, uykuya dalabilmek için hangi yöntemleri uyguluyorsunuz sayın erkek yazarlar?
devamını gör...

insanı değiştiren şeyler

#2453523
yukarıda yazılanlara katılmakla beraber öznel bir ekleme yapmak istersem;
bilgeliğine güvendiğim babamın, haksızlığını kabul edemeyip, yüzüme "ben bu yaşımdan sonra hiçbir fikrimi değiştirmem, nefesini boşuna tüketme" demesi. kendimi, hayatı, her şeyi sorgulamam gerektiğini, kimseye güvenmemem gerektiğini öğreten bir andır benim için. babama karşı büyüklük yapmak zorunda kaldığım ilk andı. yeniden doğduğum an gibi hissediyorum o an'ı.
devamını gör...

erkek yazarlardan erkek yazarlara sorular

üzüntü ve öfkeyi uzun süre aynı anda sürekli hissettiğiniz dönemlerde, televizyon karşısında geç saatlere kadar vakit geçirerek uyuyakalmak dışında, ne yapıyorsunuz da uykuya dalabiliyorsunuz?
devamını gör...

umut etmenin zararları

umut yaşamın doğasının olmazsa olmazıdır. gerçeklemesi çok ama çok anlamsız şeylere umut etmek genellikle acı verecektir. lakin insan bir şeylere umut etmek zorundadır. umut olmazsa yaşam anlamsızlaşır. en basitinden uykuya dalmak yarın kalkacağımız umuduyla yaptığımız bir eylemdir (kalkmayı istemeyenler de kalkmamaya umut eder aslında). bu sebeple umut genellikle katkı sağlar. umut etmeyi bıraktım diyenlerin, umut kelimesini unutmuş ruhların bile derinlerde kendine itiraf etmeye korktukları umutları vardır aslında. umutsuz hayat olmaz. ölüler umutlu olamaz, yaşanlar da umutsuz.
devamını gör...

intikam almak bizi rahatlatır mı sorunsalı

insanın kişiliğine göre, intikamın şekline göre, intikam alınmasının sebebine göre... diye sıralayacağımız başka bir çok etmene göre değişen bir durumdur. rahatlatabilir, rahatlatmayabilir, kötü hissettirebilir yada hiçbir şey hissettirmeyebilir. intikam alının kişi yada grubun tepkisiz kalması bile intikamınıza gölge düşürebilir. o yüzden intikam ile ilgili kesin bir yargı söz konusu olamaz kanısındayım. intikam hissi oluşursa, "1 gün sonra, 1 hafta sonra, 1 ay sonra, 1 yıl sonra, 10 yıl sonra pişman olacak mıyım?" sorusu sorulmalı ve ona göre hareket edilmelidir. hayat öyle bir şey ki, kimisi yaptıkları için kendini yiyor, kimileri de yapmadıkları için kendini bitiriyor. pişmanlık duymayacağınızdan %100 eminseniz, yapın gitsin.
devamını gör...

iyilikten maraz doğar

nelere iyilik denildiğine göre değişen bir durumdur. birinin iyilik diyebileceği bir şey, başka birinin kötülük diyebileceği bir şey de olabilir. daha net bir yorum katmaya çalışırsam, "aşırı merhametten maraz doğar" derdim. çünkü hakiki merhamet, yüce bir tavırdır. saftır, samimidir. hak edene merhamet göstermek, yeni güzellikler doğururken, hak etmeyene merhamet etmek kaos getirir. bu yüzden her insan içinde hem iyiyi hem kötülüğü taşımalı. hakedene hakettiği karşılığı göstermeli. ancak bu dediklerime karşılık şu soru sorulabilir: "kimin neyi hakettiğini sen nereden bileceksin?"
devamını gör...

her şeyden herkesten kendinden iğrenmek

bu hisse kapılanlar benim gözlemlerime göre ya çok özgüvensizdir ya da kendini çok önemseyen insanlardır. her iki karakterdekilerin de ortak özellikleri hak ettikleri değeri görmemeleri yada hak ettikleri değeri görmediklerini düşünmeleridir. ya kendini başkaları ile kıyaslayarak kendini ezer, ya da kendini başkaları ile kıyaslayarak diğerlerini ezer kendi içinde. ya hiçbir şey bilmediğini düşünür ya da her şeyi bildiğini. her halükârda bu düşünce zehirli bir zihinde oluşabilen bir düşüncedir. çünkü kimse her şeyi bilemez, kimse her şeyi göremez, kimse herkesi tanıyamaz, kimse gelecekte nasıl biri olacağını bilemediği için kendini tanımayı bile başaramaz. hal böyle iken, bilinmeyenler üzerine ağır duygular olan "nefret, iğrenti" beslemek ne derece sağlıklıdır? böyle düşünen bir insan genellikle tavsiyelere kapalıdır. tekrar sağlıklı düşünebilmesi biraz şansa, biraz da cesaretine bağlıdır. ancak kendi kendini kurtarabilir bu zehirli düşüncelerden. bir şeyden nefret edebilmek için, bir şeye kötü diyebilmek için, o şeyin "iyi" haline, "güzel" haline rastlamak gerekir. bu ya dışarıdadır, yada insanın kendi yüreğinde. o iyiyi hatırlayınca, iyileşme süreci de başlar. tabi iyileşmeye cesareti varsa.
devamını gör...

birini tanımanın en iyi yolu

birini tanımanın en iyi yolu diye bir şeyin olduğuna inanmıyorum ama birisinin çıkarının olmadığı veya bizzat tanışmadığı insanlara nasıl davrandığı benim için önemlidir. karakterin bazı yönlerini belli eder.
devamını gör...

aç insanın kolay kandırılması

katıldığım başlık. her insan için geçerli olmasa da, kesinlikle iradeyi zayıflatan unsurlardan biridir aç olmak. beyin tam verimiyle çalışamaz, dikkat dağınıklığı yapar. haliyle karar verirken, tüm olasılıkları düşünmenize engel olup, yanlışa yönelmeye sebep olabilir. yine de belirli bir açlıkta kendini gösterir. 2 saat aç kalmak ile, 1-2 gün aç kalmak arasında çok fark vardır. benim bahsettiğim 10 saat ve üzeri açlıklar için.
devamını gör...

bencillik

hastalık değildir. genetik değildir. tesadüf hiç değildir. biraz çevrenin etkisi ve yetiştirilme tarzıyla birlikte kişinin ruhundan gelen karakterinin harmanlanmasıyla oluşabilecek, karakter özelliği. aynı evde büyüyüp, farklı karakterde kardeşler olmasını, arkadaş çevresine ve karakter yapısına bağlarım ben.

en sevmediğim insan özelliği. böyle olan insanlarla aynı ortamda bulunmak istemiyorum. genelde her şeyi bilmek, hep çıkarına olanı yapmaktır.
devamını gör...

bahanelerle yaşayan insan

beynin insana uyguladığı numaralardan biridir. beyin ister ki, insan kendini iyi hissetsin. iyi hissederse daha çok verim alır. daha çok verim almak için de avutacak şeyler getirir aklına. bahane olduğunu bilse de, arkaya öteler. suçluluk duygusunu bastırmaya çalışır. beyin ne kadar uğraşsa da, sürekli bahanelerle yaşayan insana bir gün başka bir beyin gelir ve yüzüne vurur. sonra başkası da yüzüne vurur. sona başkası daha. bir gün gelir kendi zihni vurur insana. böylece ya dibe vurur, ya bahanelerinden kurtulur.
devamını gör...

trt çocuk'un beyin yıkaması

katılmadığım başlık. çok kaliteli yapımları var. yeğenlerimle izlerken çok keyifli vakit geçiriyorum. yetişkin olarak uzun süre izlemek yorabiliyor ama çocuklar için eğlenceli. ayrıca televizyonda suriye ve türban gösteren her kanal beyin mi yıkıyor? beyin yıkamak nedir araştırması gerek başlık sahibinin. şahsen ben suriyeli bir eser görmedim. türban da görmedim. başörtüsü gördüğüm oldu. kimi sevmeyebilir. sevmediği için beyin yıkıyor demek epey yersiz.
devamını gör...

polis

türkiye'de güvendiğim, yurtdışında korktuğum halkın asayişinden sorumlu devlete bağlı meslek grubu. türkiye'de bu kadar eleştirilmesi, aslında hoşgörülü olduklarından dolayı oluyor. polise çemkirenler, vuranlar, hakaret edenler, dalga geçenler ne yazıkki bitmiyor. yurtdışındakiler sadece ırkçılıktan dolayı, rezillik olarak bizimkileri sollar.

dürüst ve adil olanı her yere lazım, sahtekar ve kötü niyetli olanı şeytandır.
devamını gör...

yazarların şu an dinledikleri şarkı

ari pulkkinen - thieves guild
devamını gör...

cinnet geçirten yazım yanlışları

x mütevazi << >> mütevazı o
x herkez << >> herkes o
x şarz << >> şarj o
x sağol << >> sağ ol o
x herşey << >> her şey o
x dışar da << >> dışarıda o

düşünülse çok uzatılacak listedir. internet aleminde elbette tez yazmıyoruz ama böyle yanlışları yaptıkça diğerlerini de kötü etkiliyor ve yanlışın artmasına sebep oluyoruz.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının en eski eşyası

babamın çocukken aldığı, ben ilkokuldayken de okumam için verdiği "küçük prens" kitabı. çevirisi aslına daha uygun. kağıtları saman kağıdı. lezzeti bir başka.
devamını gör...

fenerbahçe'nin 9 türkiye şampiyonluğu için tff’ye başvurması

haklı bir başvurudur. sonuçta "türkiye" şampiyonluğudur. o yıllarda ter döken futbolcular "zaten saymayacaklar, çok koşmaya gerek yok" dememişler, takımları için ter döküp, futbol oynamışlardır. sayılmaması zaten en başından rezalet olan, galatasaraylı tff eski başkanı haluk ulusoy'un başka bir rezaletidir.
devamını gör...

sevilen şiirin en vurucu dizeleri

güle baktıkça, çırpınır yüreği bülbülün
devamını gör...

davy jones

ilk kez pirates of the caribbean: dead man's chest (bkz: karayip korsanları) filminde karşımıza çıkan, adını efsanevi hollandalı bir denizciden almış karakter. filmde kötü bir karakter gibi gözükse de, kötü deyip geçiştirilebilecek bir karakter değildir. kimi için korkutucu, kimi için mazlum, kimi için kalpsizdir. filmi izlemeyenler, izlerken bu karakterin repliklerine ve onun olduğu sahnelerdeki müziklere dikkat ederlerse dediğimi daha iyi anlayacaklardır. filmi izlemeyenlerin yazının devamını okumamalarını tavsiye ediyorum.


davy jones'u tek kelime ile anlatmak istesem "öfkeli" derdim. sevdiklerine öfkeli, hayata öfkeli, en çok da kendisine öfkeli bir adam. sevdiği için acı çeken, sevdiği için pişman olan ancak asla sevmekten vazgeçemeyen bir adam. öyle ki belki sevmeyi durdurur ümidiyle, göğsünü kesip kalbini sökmüştür. ona bu acıları yaşatan denizler tanrıçası calypso'dur.

hikayenin farklı versiyonları da vardır. calypso denizcilere hem bereketini sunan hem de onlara kötülükler veren bir tanrıça. zaman zaman insan bedenine bürünüp çıkar denizcilerin karşısına. eğlenirmiş onlarla. ne de olsa tanrıça. bir gün uçan hollandalının (flying dutchmen) kaptanı davy jones çıkar karşısına. birbirlerine aşık olurlar. calypso'nun aşık olduğu ilk ve tek adamdır. davy jones da çok aşıktır. kendisini bütünüyle calypso'ya adar. sonsuza dek birlikte olmak isterler. calypso denizdir. davy jones'u denizlerde ister. bu yüzden ona bir teklif sunar. davy jones'a ölümsüzlük vadeder ve denizde ölen her bir denizciyi, öteki dünyaya taşımasını ister. ancak sadece her 10 yılda bir gün karada geçirme şansı olacaktır. davy jones zaten ne dese yapacak, bunu kabul eder ve her 10 yılda bir gün de olsa, buluşacakları bir yer belirlerler.

davy jones bu süre boyunca ölen tüm denizcileri öteki dünyaya taşır. 10 yılın sonunda buluşacakları yere gelir. ama calypso gelmemiştir. ve hayatının en büyük acısını yaşar. aldatılmıştır. kandırılmıştır. sevgisi çöp edilmiş, oyun malzemesi olmuştur. aşkı için kabul ettiği görev onun için bir lanete dönüşmüştür. calypso'dan ona kalan hüzün ve öfkedir. ama yine de onu sevmekten kendini alıkoyamamaktadır. aşkı hissetmekten, aşkın acısını hissetmekten kurtulamamıştır. bu aşktan kurtulmak için göğsünü keser ve kalbini yerinden çıkarır. bir sandığa koyar ve kimsenin bulamayacağı bir yere gömer. ancak bu bile, aşkı hissetmesinin önüne geçemez. tüm bunlar zaman geçtikçe davy jones'u daha öfkeli biri yapar. artık kutsal görevini yapmak yerine, denizlere dehşet saçan bir korsana dönüşür. kontrolündeki efsanevi yaratık olan (bkz: kraken) sayesinde gemileri batırır. masumları katleder. ölüleri diğer dünyaya geçirme işini kenara bırakır. öfkesi ve yaptıkları hem bedenine, hem de gemisi uçan hollandalıya yansır. artık insan değil, bir canavar görünümlüdür. gemisi de, emrindeki mürettebat da korkunçtur. will turner, jones'un kalbini bıçakladığında, ölürken bile son sözü "calypso" olur.


"ten years, ı devoted to the duty you charged me. ten years, ı looked after those who died at sea, and finally, when we could be together again, you weren't there. why weren't you there?"


böylesine sevmiştir calypso'yu. ancak calypso, doğasına engel olamamış, davy jones'u sevmesine rağmen, onu kenara atmıştır. o gün calypso gelseydi, davy jones böyle biri olur muydu? bence olmazdı. bu yüzden biraz mazlumdur benim gözümde. yine de aşkına karşılık alamayanlara, kötülük yapma hakkı doğar mı? elbette doğmaz. bu yüzden zalimdir davy jones.

filmde davy jones için bestelenmiş iki güzel müzik var. "heart of davy jones" ve "davy jones music box". bu iki parçayı peşpeşe şekilde "davy jones theme suite" diye aratarak bulabilirsiniz. müzikler tam da davy jones'u ifade eder şekilde. aşkı, aldatılmayı, üzüntüyü, yiten hayalleri ve en çok da öfkeyi harmanlanmış halde buluyorsunuz. bu da tabiki (bkz: hans zimmer) ustanın eseri. piyanoda çalması bir başka güzeldir. üzgünken veya öfkeli hissettiğimde ya dinlerim, ya da piyanomda çalarım. sevdiğim versiyonları aşağıya link bırakıyorum.

favorim
trajik versiyon
sözlü versiyon
diğer 1
diğer 2
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim