dragonite yazar profili

dragonite kapak fotoğrafı
dragonite profil fotoğrafı
rozet
karma: 1115 tanım: 92 başlık: 3 takipçi: 11

son tanımları


bir tweet görseli bırak

bilmeyenler için kaan kural biraz kilolu bir abimizdir. (bkz: kaan kural)

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu da ekstrası
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

barış manço

24 yıl oldu abi. ben o zaman çocuktum. hatırlamıyorum o günü. bir gün bana gittiğini söylediler. inanmadım. gidemezsin, bak hala radyodan güzel güzel söylüyorsun... yok yok onlar bilmiyor sen hala mikrofonun başında bana şarkılar söylüyorsun.
yoksun abi 24 yıldır yoksun. her sene spotify listemde başı sen çekiyorsun ama yoksun. bekliyorum, gelmiyorsun.

oysa söz vermiştin "söz, söz, söz! hep lafta kaldı dedi rıza amca" dut ağacı şarkında demiştin ya onu diyorum işte hep lafta kaldı. 2023'te japonya'da beraber 2023 şarkını söyleyecektik. hani nerede? sözünü tutmadın bana söz tutmayı öğreten, sözün önemini anlatan adam. tutmadın.

saçımı uzattım, hızlı konuştum, konuşurken de elim yerinde durmadı. "nereden öğrendin, kime özeniyorsun" dediler sustum. onlar bilmiyorlar barış abi. ben seninle büyüdüm. onlar seni görmediler.

ne evlatların mirasına sahip çıktı ne o çok sevdiğin 7den 70e insanlar. onlar büyüdüler ama adam olamadılar olmadı barış abi olmadı.

sen gittikten 24 yıl sonra, gittiğin gün bugün. yine hava ayaz mı ayaz, ellerim ceplerimde. bir türkü tutturmuşum, duyuyorsun değil mi? duyuyorsun duyuyorsun. senin türkünü tutturdum abi. duyarsın.

memlekette herkes sanatçı olmuş dolaşıyorlar. müsaadenizle çocuklar de gel, ben bilirim de sen söyle şarkıları. onlar sussun sen konuş.

unutmadım abi, unutamadım.
devamını gör...

sanıldığı kadar başarı gerektirmeyen şeyler

sözlüğe geri dönmek için hangi başlıkla başlasam diye düşünürken bu aklıma önüme düştü. güzel oldu.

üniversite kazanmak: hedeflenen üniversiteden bahsetmiyorum, herhangi bir üniversite.
insan olmak: çok zor biliyorum bazıları için ama deneseniz bence yaparsınız. en azından denedi deriz.
saygı duymak: azıcık empati, birazcık insanlık, bir tutam vicdan heh biraz da ince düşünce. ama hepsinden çok az. hani eksildiğini hissetmeyeceğiniz kadar. bi deneyin.
dedikodu yapmamak: susmayı deneyin. "neyse" deyin, olacaktır.
son olarak da güzel/yakışıklı olmak: doğal olunca oluyo. bu kadar basit*)
devamını gör...

bugün kendin için ne yaptın sorusu

#2380243

kafam kaldırmadı yazacak güç bulamadım kendimde, ancak şimdi yazıyorum. derin bir sessizlik sonrası hiçbir şey konuşmadık. cümleler vardı evet ama anlam yoktu. anlamsızca dolaştık konunun etrafından. şimdi ne halde miyim? bilmiyorum. gece uyuyamadım. yine geldim işe. bakalım hayırlısı ne olacak.

ha evet artık biraz buralarda takılacağım bana katlanacaksınız :)
devamını gör...

bugün kendin için ne yaptın sorusu

birazdan yapacağım. önce size anlatmak istedim. beklesin biraz.

iş yerinde neredeyse 6 aydır konuştuğumuz bir kız var. yakınız. arkadaş olduk. gönül bu. kaydı gitti. aklım karıştı. anlatamadım. iş yeri olunca da korktum. ama galiba birazdan zurna ötecek acı acı. çok muhtemel beni sadece arkadaş olarak görüyor. ilerisini düşünmüyor. bu aralar yeni yeni benim düşüncelerimle ilgili şüphe duymaya başladı. senle bir şey konuşmamız lazım falan dedi biraz önce. sormadım bile. belliydi. hesap sorar gibi "dragonite, sen... n'apıyorsun? biz arkadaş değil miyiz?" diyecek. ben de öyle bakacağım. evet sözlük, pek anlatacak bir şey yok. aylar sonra* sözlüğe uğradım bir iki gündür takılıyordum burada sessiz sessiz. özlemişim sizi :)

eğer kendimde olursam birazdan gelir, gömerim kendimi klavyeye.
devamını gör...

en iyi kadroya sahip filmler

öncelikle türk filmlerinden başlayalım

(bkz: organize işler)
(bkz: vizontele)
(bkz: neredesin firuze)

yabancı filmlerde liste uzuyor.

(bkz: pulp fiction)
(bkz: heat (film))
(bkz: ocean's eleven) & (bkz: ocean's twelve) & (bkz: ocean's thirteen)
(bkz: once upon a time in hollywood)
(bkz: the thin red line)
(bkz: philadelphia (film))
devamını gör...

en güzel düet şarkılar

1- barış manço&cem karaca - uzun ince bir yoldayım
2- hayko cepkin&nilüfer - aşk kitabı
3- ceza&sagopa - neyim var ki
4- şebnem ferah&hayko cepkin&badem&tnk&aylin aslım - özgürce yaşa
5- nilüfer&şebnem ferah - erkekler ağlamaz
6- ragga oktay&yıldız tilbe - gitme kal
7- ümit besen&pamela - seni unutmaya ömrüm yeter mi
8- manga&göksel - dursun zaman
9- kıvırcık ali&yıldız tilbe - al ömrümü
10 engin noyan&esin noyan - hatırla sevgili
devamını gör...

la isla bonita

başlığı görünce kafamda çalmaya başlayan acayip nostaljik acayip güzel şarkı. hemen açıp dinleyeyim :)
başlığı yukarı çıkartana teşekkürlerimi sunuyorum :)

yağmurlu havada dışarıyı izlerken düşündüğüm lise aşkımı hatırlattı bu şarkı. vay beee :) *
devamını gör...

güne bir fotoğraf bırak

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

selam genç
devamını gör...

her şeye ve herkese rağmen yalnız hissetmek

t: en çok yazım yanlışı yapılan kelimelerin bir arada kullanıldığı anlamlı cümle.*

hiçbir şeyin hiç kimseye anlatmak istenmediği durumdur. anlatsanız da anlamayacakları düşünülür. her şeyden çabucak yorulunur. neden bunu yapıyorum hissi ile birlikte neden bunu yapamıyorum hissi tüm ruhu kaplar. refleks olarak derin derin nefes alıp verilir. kimseye açıklama yapmak istenmediğinden soru sorulmasından korkulur.

kurtulmanın çeşitli yolları vardır fakat o andayken hiç kurtuluş yokmuş gibi gelir. dünyadaki tüm her şey boş ve gereksiz gelir. hiçbir yemek tat vermez hiçbir koku güzel gelmez. bol bol efkarlı şarkılar dinlenir. iyi geldiği, şarkıların kendini anlattığı düşünülse de aslında bu dönemin süresini uzatır. iyi gelmez. uyuşturucu gibidir müzikler.

iş, okul, ev, yolculuklar... hepsi zor gelir. hiçbirine gitmek istenmez. zor bir dönemdir. geçer ama ne zaman bilinmez. ara sıra gelebilir. gidince gittiğini fark etmezsiniz ama geldiğinde kapıyı kırarak içeri girdiğinden fark edilmemesi imkansızdır.

bunları okurken bu hislerde olan yazarlara sevgilerle. allah sabır ve kolaylık versin.
devamını gör...

morgan freeman

#2011680
bu entry'i girerken doğum günü olduğunu bilmeden girmiştim. kendi açıklamasında favori filminin (bkz: the shawshank redemption) olduğunu da bugün öğrenmiştim...

nice yıllara üstat. her filmin güzel olmasa da oynadığın her filmdeki oyunculuğun mükemmel.

ölmeden izlenmesi gereken filmler listemdeki filmlerin yarısında oynuyorsun zaten, bol bol karşılaşıyoruz :)
devamını gör...

allen iverson

belki nba'in en iyiler listesinde ilk 10, 20 veya 30'a girmez ama efsane bir oyuncudur. sebebi başarısı veya yeteneğinden öte lakabını aldığı cevap verme yeteneğidir. öyle ki büyük kariyeri olacak gözüyle bakılan tyronn lue'nun belki de kariyerini bitirmiştir üzerinden geçerek*

yazının devamını okumadan önce bu video'yu izlerseniz dediklerimi daha iyi anlayabilirsiniz

tarzı, özel hayatı, kişiliği o kadar konuşuldu ki yeteneği neredeyse gölgede kalmıştı. oysa ki futbol'un neymar'ı, quaresma'sı, hatta ronaldinho'su neyse o da oydu. tam bir şovmendi. karşısına birini alır ve onu düşürene kadar topu dolaştırırdı. hatta bazen düşürmek yetmez bir daha yatırırdı yere.*

saygısızlığa, şiddete, haksızlığa karşı hiçbir zaman susmazdı. işte ben bu yüzden hayrandım, bu yüzden benim efsanemdi.

basketbolda oyun durduktan sonra topa sahip olan oyuncu bazen * atış yapmak ister. zaten düdükten sonra olduğundan atışın bir önemi yoktur ve kimse karışmaz. yazısız kuraldır. düdükten sonra atış yapan adama dokunulmaz. topuna ise asla. şimdi aşağıda daha sonrasında saygısızlıkları ile nam salacak olan dwight howard'ın belki de ilk saygısızlığını bırakıyorum. peki "the answer" durur mu? yapıştırmış belki de tarihin en iyi cevaplarından birini.


şampiyon olamasa da, hep yalnız kalsa da yeri ayrıydı. altın harflerle yazdı ismini.
devamını gör...

bugün kendin için ne yaptın sorusu

aranıza yeni katılan biri olarak bir ara aktif olsam da 2 haftadır kafamı kaldırıp elimi oynatıp da bir şeyler yazamıyordum. aslında sözlük bana iyi geliyordu, neden ara verdim bilmiyorum.
bugün işte öğle arasından önce başladım, bir şeyler yazdım. not aldım. bir tanesini de yayınladım gitti.
şak! bildirim. madalya gelmiş. daha madalyanın ne olduğunu, tam olayını çözemeden aldım. ilgililere teşekkürlerimi iletiyorum.
bana iyi geliyor burası sayın yazarlar. yazmak da iyi geliyor. bugün de bunu yaptım. sağ olsunlar biraz gururumu da okşadılar :))
devamını gör...

esaretin bedeli

hadi biraz arka plan hikayesi anlatalım.

(bkz: frank darabont) abimiz (bkz: stephen king)'den rita hayworth and shawshank redemption adlı kitabın haklarını $5.000 dolarlık bir çek ile satın alır.

daha sonra bu çek filmin yayınlanmasından birkaç yıl sonra stephen king tarafından hiç bozdurulmamış ve çerçeveletilmiş bir şekilde postayla "kefalet parasına ihtiyacın olusa diye. sevgilerle" notuyla geri gönderilecekti.

darabont kitabın isminin uzun olmasından dolayı filmin ismini shawshank redemption* olarak değiştirir.

filmi izlemeyenler gerçekten okumasın!!!

hapisten kaçmak için açtığı tüneli saklarken kullandığı posterde rita hayworth'ü görebilirsiniz.

film senaryosu hazır ama oyuncular yok. daha başrol bile yok. frank abimiz o zamanın ünlüsü bir sürü oyuncuya teklif gönderir. hepsi sırayla çeşitli sebeplerle reddederler. hiç kimse kabul etmezken (bkz: tim robbins) başrolü kabul eder. red karakteri için ise frank abimizin aklında (bkz: morgan freeman) vardır. kitapta irlandalı bir karakter olan red doğal olarak beyazdır. fakat morgan freeman siyahi. filme buna gönderme olarak neden sana irlandalı diyorlar sorusuna irlandalı olduğumdan olabilir diye cevap verdiği bir replik koyulmuştur.
başrolü reddeden oyuncuların bazıları:
tom hanks*
kevin costner*
nicolas cage
johnny depp
tom cruise
matthew broderick
charlie sheen
jeff bridges

film oscar'ı (bkz: forrest gump)'a kaybetse de halen imdb'de ilk sırada yerini korumaktadır. hatta oscar ödülünü forrest gump ile alan (bkz: tom hanks) bu filmde oynayamadığı için üzülüp daha sonra frank darabont ile görüşerek bir başka stephen king romanının uyarlamasında oynamak istediğini belirtmiştir. bunun üzerine frank darabont bir sonraki filmi için, stephen king'in yine hapishanede geçen seri halindeki romanı olan (bkz: the green mile)'ın haklarını alıp başrolü de tom hanks'e vermiştir.

kaynak: imdb
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

hep manzara mı olacak? biraz da durum bilgisi verelim
devamını gör...

günaydın sözlük

günaydın :)
yaklaşık 10 gündür yoktum, geldim.
yine dün çok uyudum *
bugün verimli geçecek inanıyorum :)
devamını gör...

şu an dinlenen şarkıdan bir cümle



"karın oldum eriyorum
güneş olma yamacımda
ırmağın olurum senin
sularım önünde durma
sularım önünde durma"
devamını gör...

geceye bir şarkı bırak

uzaklara dalıp gitme,
gözlerin de dolmasın,
kimse böyle yalnız olmasın.


devamını gör...

bugün kendin için ne yaptın sorusu

bugün iş yerinde ilk kez kendi başıma yemek yedim.
sonra gidip kahvemi içtim.
kendi kendime yürüdüm. yalnızlığımla başbaşa kaldım.
birbirine yaranmaya çalışmak için soytarılık yapanlardan uzaktım. yarım saat de olsa kafamı dinledim.
bakalım bir daha ne zaman yalnız yemek yiyeceğim.
özlemişim masada tek oturmayı.
iyi ki yaptım.
devamını gör...

efsane kopya anıları

liseyi kopyayla bitiren biri olarak hangisini anlatsam acaba diye düşündüm bir ikisi gelsin belki sonra başka entry girerim

lise 3 matematik sınavı. hiçbir şey bilmiyorum ve uyumadan gelmişim yine okula. o zamanlar bluetooth büyük lüks, herkeste yok. duvar kenarına oturacaktım kağıt gelince fotoğrafını vga'dan hallice telefonumla çekip duvarın diğer tarafında (koridor var) hazır bekleyen yan sınıfımdaki arkadaşıma bluetooth ile yollayacaktım o çözüp getirecekti ve aynı yolla yollayacaktı. her şey güzel gitti ve sınavdan yüksek aldım. ama sınav sonunda arkadaş kahkaha atmaktan kendine gelemiyordu. meğersem arka planda tüm gezegenler aynı hizaya dizilmiş.

yan sınıfın boş dersiydi. herkes bir yerlere gitse bile derece okulu olduğundan sınıfta ders çalışanlar eksik olmazdı. bu yüzden boş derslerde nöbetçi hoca uğrayıp kendi branşı ile ilgili soru varsa çözüp giderdi.neyse benim arkadaş gitmiş soruları tahtaya yazmış çözmeye çalışıyor. yanına sonradan türkiye 55'incisi * olacak başka bir arkadaş geliyor. soruları görünce * o da çözme çalışmalarına katılıyor, biraz sonra nöbetçi öğretmen gelip "aa matematik, benim branşım dur hemen çocuklara yardım edeyim" diyor ve arkadaşa sadece izleyip tüm sorular çözüldükten sonra temize çekip bana getirmek kalıyor.

--- *

iyi kopya çeken her zaman çok iyi kopya verir. bu işin inceliklerini bilir. liseyi kopyayla geçtikten sonra üniversitede 1. sınıfta teknik resim dersi alıyoruz. vizede sınav çizimden uzak olduğundan ve hocamız sağ olsun çizim yeteneğine değil kurallarına uygunluğa baktığından 100 almıştım (üniversite hayatımdaki tek 100'dür ayrıca.)

ikinci sınava 45 dk kala sınıfın önünde beklerken bir arkadaşım geldi yanıma "ya dragonite ben dün gece çalışmadım hiç, zaten kek ders bana biraz anlatsana bildiğini. ne anlatsan kârdır, vizede zaten sen çalıştırmıştın bu dersten bari yüksek alalım diğer derslerden çaktık." tabii dedim elimden geleni anlatırım, olmadı yanıma otur kopya veririm. "ben pek çekemem ama bakarız ya" dedi.

bilenler vardır, teknik resim üniversitelerde bilgisayarlı ve bilgisayarsız (elle çizim) olarak işlenir. biz bilgisayarsız manuel çizim öğrendik. yani sınavda kopya verebileceğim bir yer pek yok. versem versem açarım al çiz derim ama imkansıza yakın hatasız olması. bir de hoca işin literatürünü öğretip bir tablo anlatmıştı. semboller, anlamları, birimler falan var. arkadaşıma anlatırken burayı boşver çıkmaz muhtemelen, çıkarsa rahat gösteririm dedim geçtim.

sınavda anlattığım her yeri rahat rahat yaptı. bir yandan çiziyor bir yandan da arkadaşıma bakıyorum, öğretmen gibi anlattığımı nasıl anlamış mı gibisinden gururlanıyorum. sınavın sonuna bahsettiğim tabloyu vermiş ama küçücük bir şey. fotokopide de zaten anlaşılmıyor kağıda yaklaşınca ancak okunuyor.

arkadaşım bana baktı, tabloyu gösterdi. laf ağızdan bir kere çıkar. o kopyayı vereceksin dragonite dedim kendi kendime. bir iki dakika düşündüm nasıl vereceğimi. o sırada benden ümidi kesti "buna da şükür" diyerek toparlanmaya başladı. dur dedim nereye gidiyorsun, daha hayatının kopyasını çekeceksin :)

yıllarca kopya çektim, burada da veremezsem tüh senin kanatlarına diyerek hırslanıp ne yapabileceğimi düşünerek elimdeki malzemeleri kontrol ettim. kalemlik, kalem, cetvel, su şişesi, bant(a3 kağıdı çizim yaparken kaymasın diye bantlıyorduk sıraya), kalemtraş, silgi...

tablonun kenarlarından, çizgilerinden ve değerlerin üzerinden kurşun kalemle geçtim. banttan uygun boyutta koparıp tabloya yapıştırdım ve çektim, tablo olduğu gibi banta kopyalanmıştı. bantı su şişesine yapıştırıp soğuk kanlılıkla yere ittiriverdim. "şişen düştü galiba" diye seslendim. şaşkınlıkla bana bakıyordu. galiba ne yaptığımı anlamamıştı. ne yapması gerektiğini başka bir bant kopararak anlattım. aldı yedek kağıdının üzerine yapıştırdı. yazıları görünce şok oldu sınavın bitmesine birkaç dakika kalmıştı, daha fazla dikkat çekmemek için sınavdan çıktım. sınav bitti yanıma geldi. şoktaydı.

+abi naptın sen ya?
-boş yapma, susadım, bana su borçlusun
+nasıl ya?
-hadi hadi gidelim daha akşama beşiktaşın maçı var...
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim