ediz - en beğenilen tanımları (2. sayfa)

bir kız çocuğuna yakışan daha güzel bir isme ben ömrümde tesadüf etmedim. yazık, kelimenin farsça olması gönlümde yaradır.

aynı zamanda şiir okumalarıyla meşhur bir yazar. bir ara kötü okuyorsun diyip depreştirmişlerdi bu hanımı, gerçeği yansıtmamaktadır. özel istekle seçili bir şiir okumak isterse, kendisini nihal atsız bey'le tanıştırmak isterim. sesine ve tonuna uygun duygusal şiirlerinin yanı sıra yeni bir meydan okuma olması adına kahramanlık şiirlerini de dinlemek isteriz.

hayat o kadar siyah beyaz değil, dürüstlüğünüzün etkili olacağı yerler de var. yalnız kendine dürüst diyen insanlar dahi onlarca şeyi saklar, bir sürü yalan söyler ve tanıdıklarını aldatır.

ingiliççe olacak ama bir oyundan güzel bir alıntıyla paylaşayım:
"-what is life's greatest illusion?
+ınnocence, my brother."

bu başlığı görünce düşündüm, şimdi dürüst davranmaya başlasam, neredeyse bu anki düzenimin bana getirdiği her şeyi kaybederim. tüm çevrem sarsılır, birçok insan da şoka uğrar. aklınıza birkaç kişi getirin, onlara neler söylemediğinizi bir düşünün. bazen kendinizi, bazen karşınızdakini, bazen o anki durumunuzu muhafaza etmek için susarsınız ya da yalan söylersiniz. bu da neredeyse her gün olur. bu yüzden evet, başlık belki biraz değiştirilebilir, mesela: "dürüstlükten çok fayda görememek." belki etkilersiniz ama, giden gelenden çok olur.

zamanında orkun dergisi çıkarken, ruh adam romanı çıkmamış tabii daha, nihal atsız selim pusat takma adını kullanarak dergiye yazılar gönderir. bu dergide nihal atsız başyazar tabii ki, unutmamak lazım. yazı gönderilir, yayımlanır, gönderilir, yayımlanır. yazılar da tabii o kadar çok beğenilir ki, derginin ortasında şöyle bir yazı basılır:

"sayın selim pusat, lütfen dergimizle iletişime geçiniz."

zannederim bunu okuyunca nihal atsız dergiye şöyle bir girip kahkahayı patlatmıştır. o temiz kalpli güzel insanların o an nasıl eğlendiğini düşündükçe ben de mutlu oluyorum.

büyük adam nihal atsız, iyi ki varsın.

arkadaşlar bunlardan üretebiliriz. ırken türk olmak koşulu vardır. başvuru dm.
şuna bak yanak net 4 kilo.

"canları istediğinde seks yapabilmelerine rağmen cesur yeni dünya'daki bedenler tuhaf bir şekilde ruhsuzdur, ki bu da huxley'nin değindiği noktalardan birinin altını çizer: her şeyin ulaşılabilir olduğu bir dünyada hiçbir şeyin anlamı yoktur."

t: bu hanımla artık evlilik düşünülmez.

şu ana kadar bu seslenişi beğenmeyen bir kadın görmedim. özellikle benim hayatıma tesadüf edenlerin durumu bu şekilde olabilir ama genel olarak beğenilen bir sıfat. özellikle bir süre söylenmeyince, örnek olarak adıyla hitap edilince tatlı kedi gifi altına, ki sizin için şu an bu yazıyı durup bulacağım: buyrun, nası yani yavrun değil miyim? * - * karşılığını almamanız işten bile değil.

sonra da canlarımızın bir parçası t.c. kızlarından genellikle şu gelir: peki solucan olsam beni sever miydin?

(bkz: efraim elrom)'u öldüren grubun içindeydi diye hatırlarım.
arkadaşları çok yardımsever bir insan olduğunu anlatırken şöyle demişlerdi:

"polisle çatışıyoruz. benim küçük bir silahım var, takılıp duruyor. hemen ulaş'a koşardım. hem de kaç defa. hiç bıkkınlık göstermeden her seferinde silahımı düzeltirdi. bir kere de polise el bombası atarken bomba panjura çarptı içeri düştü, ulaş bombanın üzerine yattı."

bu söylenenlerin ne kadar sıra dışı olduğunu anlatmaya gerek yok bence, durumun absürtlüğü çok açık olmalı. ancak silahsız bir büyükelçiyi kaçırıp, kafasına üç kurşun sıkan bir avuç deliyi anan insanlarla mantıklı bir şey konuşmak da kolay değil.

o bomba attığı polisler tarafından öldürülmüştür.

bara giden sevgiliye sahip olan erkeğin hak ettiği kadın.

not: işbu giri ilk provokatif girimdir.

çok enteresan, bu ülkede insanlar ne yaparsa yapsın, siyaset dâhisi üst-akıl muhalefet baronlarına kendilerini beğendiremiyorlar.

aynı insan, evet aynı insan dolar 25 tl olduğunda, "isyan kültürü yok abiğ ya, müstehak bu koyunlara." diyecek, sosyal medyadan protesto başladığında "tweet atarak, hikaye paylaşarak hükümet devireceklermiş abiğ duydunuz mu? hahaha. dur şunu sözlüğe yazayım." diyecek, insanlar gerçekten sokaklara indiğinde ise "bravo salaklar, şimdi hükümetin isteğini yaptınız" diyecek.

muhalif karakter sahibi olmak iyidir aslında, topluma yararlıdır, ancak ipin ucu bazen kaçıyor. araya provokatör girer diye eylem yapılmayacaksa, hiçbir yerde eylem olmamalı. o zaman, "işte karşımızdaki zulu kabilesinin adamları bunlar, bakın başkanlık çadırına flütle zehirli ok attılar." der diye afrika'lı ubuntu reisine karşı da çıkılmamalı. böyle olaylar tabii ki olacak, tabii ki... hükümetin başında siz olsanız, "evet halk haklı bir isyanda, ben batırdım." der misiniz? demezsiniz. onlar da elindeki kozu oynayacak. onlar kozunu oynayacak diye kimse sinmemeli. o kozu öngörüp, o koza bir karşılık geliştirmeli. savaş, mücadele böyle bir şeydir. bu kafa şuna benziyor: "işte ingilizlerin aradığı şey tam olarak da buydu, şimdi anadolu'da isyan hareketi başlattın ya mustafa kemal paşa, ingilizlerin anadolu'ya girmeye bahanesi oldu. ah! salak bunlar... ben çok akıllıyım çözdüm meseleyi."

geleim bu olaylara, sadece ve sadece muhalefet partilerinin liderlerinin ne diyeceği, nasıl tavır göstereceği ile sonuç kestirilebilir. yapmayın etmeyin büyütmeyin derlerse olaylar dağılır, artık yeter, meydanlardayız derlerse gün ve gün bu işler büyür. böyle büyük protesto hareketlerinin arkasında sözü dinlenen büyük insanlar olmazsa, devlet at koşturur gibi her şeyi manipüle eder, istediği mağduriyeti yaratır ve işin içinden sıyrılır.

bakalım, bugün insanlar bir fitil ateşledi. kemal bey ve meral annenin, onlardan sonra da diğer kanaat önderlerinin ne tavır alacaklarını izleyeceğiz.

çok normal, çünkü bu beyefendi kendi kuruluşunu osmanlı'ya, olmadı en çok selçuklu'ya bağlıyordur. onun için atilla ve mete türk bile değildir belki. hakikaten sormak lazım. tarihi türk islam imparatorlukları ile başlar. ama merak etmesin, ????????:????????⸱

2021 yılı neksfiliz yapımı.

türklerin dram filmi yapımındaki o doğuştan yetenekleri buraya da yansımış. 7. koğuştaki mucize seviyesinde harap olmadım, yine de kalbim sıkıştı, bu gece de geçmez.

yine gördüm ki, adamlık asıp kesmek, onla bunla kavga etmek, illegal peşinden koşup hapislere düşmek, racon kesip mafya olmak değil, kızının, ailenin yanında olmaktır. 7. koğuştaki mucize'de de askorozlu karakteri bunu anlıyor ve biz seyircilere gösteriyordu, aynı mesaj burada da var.

delikanlılık kızını babasız bırakmak değildir.

bu başlığı akışta gördüğüm gibi içeride "türklere nasıl saldırılmış acaba?" demiştim zaten. bakar mısınız?

#1528207
mutfaksız, kültürsüz türkler, kürtlere ait medeniyeti çalıyorcu nihat doğan kardeşimizin anonim hesabı da konuya bodoslama bir giriş yaparak, faşist tc'nin evine bağlattığı fiber kablodan aldığı güç ve hakla bizi yerden yere vurmuş, kardeş halklar olduğumuzu bir kere daha göstermiş, bizleri bir kez daha utandırmıştır.

türkleri böyle dahiyane ve karmaşık bir yemeği çalmaya çalıştıkları için kınıyorum. bu kadar mesnetli, başarılı, tarihi gururlarla ve şereflerle dolu olan böyle komşulara sahip olduğumuz için hamd ederiz, iyi ki varsınız.

t: dünya'nın en iyi böreği, diğer börekler faşisttir.

yakın bir zamanda bir arkadaşım kuzeniyle evlendi. kendileri liseden beri sevgiliydi zaten. üniversite boyunca sevgili kaldılar sonra da evlendiler.

ben ikisinin de mutlu olduğunu düşünmüyorum. "niye evlendin?" diye sorduğumda da erkek olan arkadaşım, "o kadar zaman geçirdik sözler verildi, ayrılmak yakışmazdı." demişti. aşk evliliği sözcüklerine benzemiyor bunlar. kızın da entelektüel olarak oğlandan ileri olduğunu görüyorum, bu konuda mutlu olduğunu da sanmıyorum.

genelde muhafazakar aile itemleridir bunlar. kendilerinin akp'ye oy verdiğini söylememe herhalde gerek yok.

amazon bey'den dün 14'te verdiğim sipariş bugün 11'de elimdeydi. ciltli toplum sözleşmesi'ni 13₺'ye alıverdim.

aynı şekilde dün dost kitabevi'ni gezdim. ciltli daha adil bir dünya mümkün'ü 60₺'ye satıyorlardı. internet fiyatının çok üstünde.

yani o kargoyu beklerim arkadaş. *

kendimle de yüzleştiren bir başlık oldu. şöyle bir insanmışım:

- nevşin mengü
- madonun tarihi
- mado
- meclis zabıtları kürtlere özerklik
- dış ticaret
- what is cashtag
- kedi
- seda yıldız
- iran gümrük anlaşmaları

bu nasıl bir karmakarışıklık, nasıl bir beyin?

yıkıklar yazsın grubumuz şekillensin arkadaşlar.

ey pipili kardeşlerim!

bilin. okuyun ve işitin. kadınlar sizin için sözlük yazarı oluyor. korkuyorlar. sizi kaçırmaktan, bakmadıkları için bir cevheri görememekten, sıradan biriyle kalmaktan, zamanlarının geçmesinden, üzerlerindeki o büyülü örtünün kalkmasından ve içten içe bildikleri sıkıcılıklarının ortaya çıkmasından, bu ortaya çıkıştan önce birini büyüleyememekten korkuyorlar.

her gün aldıkları onlarca mesaja rağmen yalnızlar. ruhları doymuyor. içleri boş. ilgi görmemekten, eksik kalmaktan, geriye düşmekten, sevilmemekten, gözlerinin içine bakılmamasından korkuyorlar.
heyecanlı bir hikâye arıyorlar. kendi hayatlarının vasatlığından kurtaracak bir kaçış arıyorlar. fakirlerse zenginlik, sahip çıkılmadılarsa bir figür, günahkarlarsa kapısı açık bir mesih arıyorlar.

sizi arıyorlar kardeşlerim. bir merağı, küçük bir heyecanı bekliyorlar.

saygımı kazanır.

cahil olduğunu bilmek bile bir tür bilgeliktir. normalimiz cahilin daha çok konuşması olduğu için bu insanın kıymetini bilmek lazım.