az önce ilk kez izledim.

öncelikle, monica'ya diyecek tek bir lafım dahi yok. keşke sen olsam, çok güzelsin.

italyan ve türk halkları olarak ne kadar çok ortak noktamız varmış bizim.

filmde oynayan çocuğun yaşı beni rahatsız etti. filmde erotik sahneler var ve bu film çekildiğinde 15 yaşındaymış.

buradan

bence candan erçetin klibi bu filmden esinlenilmiş : yürüyedur candan

filmin atmosferi, vermek istediği mesajlar çok çok iyi...

bundan sonrası spoiler içerebilir, isterseniz okumayın.


malena, evli, güzel ve eşi savaşta olan yalnız bir kadın. sokakta yürürken etraftaki diğer kadınlara bakın asla onun kadar göz alıcı biri yok. giyimiyle, duruşuyla bambaşka duruyor. onu görmemek, süzmemek elde değil. o dönemler, bu kadar dikkat çekici biri olmak, kendi gibi olmayan kadınları o kızdırmış; erkeklerde de klasik kadın muhabbeti döndürülmesine sebep olmuş. eşinin öldüğü haberi duyulunca erkekler dul olduğunu bildiği kadını asla bırakmıyorlar. malena, belki dönem koşullarından belki elinden terzilikten başka iş gelmemesinden belki de ona kimsenin iş vermemesinden dolayı, kadınlığını kullanmaya başlıyor.

bir sahnede, pazarda ona domatesin en kötüsünü verildiğinden bahsediliyor, kimsenin iş vermemesini oradan anladım.

kadının arkasından fahişe diye diye kadın bir gün gerçekten fahişe oluyor.

dedikodusu dönüyor diye iş ve domates verilmeyen malena'ya, o meşhur sigara sahnesinde, nasıl yalakalık yapıyorlar. bu aslında şununla alakalı: filmdeki tek konu, malena'nın hayatı değil; siyasi olaylara da tanık oluyoruz. almanya kaybedince, malena'ya meydan dayağı atıyorlar da o da erkeklere dönüp sadece bağırıyor. orada, ilk kez erkeklere sitem ediyor ama onlar sadece bön bön bakıyorlar, utanmıyorlar bile! onun düştüğü durumu ona hak görüyorlar.

melena ne zaman diğer kadınlar gibi oluyor, kadınlar onu o zaman kabulleniyor.
devamını gör...

hayretle izlediğim showdur. küçücük çocuklar bizim on yaşındaki çocuğun yapamayacağı şeyleri yapıyorlar. 10 yaşında çocuk görüyorum hala annesi babası yediriyo yemeğini, ayakkabısını giydiriyor .

bizde de suç var, çocukları artık bakkala bile gönderemiyoruz.

show da özellikle dikkatimi çeken şu oldu: iyi bir mahalle kültürleri var, herkes herkesi tanıyor. aynı çocukluğumuzdaki gibi.
devamını gör...

yukarıda bir yazar arkadaş daha yazmış; ben de tekrarlamak istiyorum. dikkat ederseniz hanım arkadaşlar, fin, norveçli işte alman... belki hayatında böyle bir hikaye bile duymadı. ama bizler alışığız.

hepinizin ailesinde dolandırıcı bir amca/dayı vardır eğer yoksa o sizin babanızdır.

tabi abartıyorum durumu şu an ama bence anladınız siz. neyse,

gerçekten sonunda ne olacağını merakla bekleyerek izledim. evet, böylesi hikayeler bize koymaz ama sonu şaşırtmadı. çünkü dolandırılmanın bir de böyle bir kötü yanı var; kimse sizden zorla bir şey almıyor, siz veriyorsunuz.
devamını gör...

genelde korku, gerilim tarzındaki filmlerin kapalı kapılar ardında olmasına alışığızdır. yönetmenin kullanmayı seçtiği renkler siyahtır, kırmızıdır, gridir. kendimizi daha ekrana bakarken kasantılı hissederiz.

bu film ise apaydınlık. herkes güleryüzlü, her yer bembeyaz. yeşilin ortasındayız, gökyüzü masmavi. gerçekten oraya huzur bulmak için koşarak giderdik. bir kere filmin konusu isveç'te geçiyor, nasıl gitmeyelim?

ama altan alta bizi birşeyler huzursuz ediyor. ortamda hem bir rahatlık hem bir gerginlik var. başrol oyuncusuyla beraber iyice gerim gerim geriliyoruz.

bu filmi beğenenlere yönetmenin diğer filmi olan ayin yani hereditary filmini öneririm.
devamını gör...

yani katıla katıla güleriz diye açtık. bi kaç yerde sadece tebessüm ettik.

bu bana sırf haluk bilginer ve demet akbağ oynuyor diye izlediğim dokuz kere leyla filmini hatırlattı.

cem yılmaz izlerken kaç dakika kaldı bunun bitmesine diye saate bakacağım aklıma gelmezdi.

seyirci de öyle çok gülmedi.
devamını gör...

az önce bitirdiğim kitap.

genelde 1. ve 2. dünya savaşı'na ait şeyleri hep bir amerikalı veya avrupalı ağzından dinler, okur veya izleriz. açıkçası, bu kitap bundan sıyrıldığı için çok hoşuma gitti. üstüne bir de savaşta olup biteni anlatmaktan çok karakterlere dokunması, savaşları belli başlı hayatlara yedirmesi çok güzeldi.

bir hayata tanık olmak, okuyucu olarak, çok çok keyifliydi ama son bölümlerde ağlamadım desem yalan olur. zaten gözlerim doldu diye son kısmını evde herkes uyurken bitirdim.
devamını gör...

sex and the city'nin 2021 yılında tekrar izleyici ile buluştuğu hali...

şimdilik 2 bölüm yayınlandı ve ben sadece ilk bölümünü izleyebildim. evet, karakterleri yaşlanmış görmek ve onları öyle izlemek biraz tuhaf geldi.

gene de eski satc hissini alamadım ya. samatha'nın olmaması da eksik hissettiriyor.
devamını gör...

pandeminden önce deli gibi ankara bileti aradığım ama bulamadığım; 2021 ekim ayında görür görmez biletini aldığım tiyatro.

az önce ankara congresium'daki gösteriminden çıktım.

kostümler, sahne, ışıklar ve oyuncular elbette muhteşemdi. zaten, hem selçuk yöntem hem de okan bayülgen'nin oyunculuğuna canlı canlı şahit olmak için gitmek istiyordum. beklentimi gerçekten karşıladı.

mozart'ın başına gelenler beni ziyadesiyle üzdü ama tiyatrodan ayrıldığımdan beri bende bıraktığı etki bambaşka. (bkz: antonio salieri) 'in kıskançlığı, hırsı, gücünü kullanması.... beni nasıl içine çekti anlatmam. bu üç duyguyu doya doya yaşadım bugün.

teşekkürler.
devamını gör...

2 sezon ve her sezonu 7 bölüm olan mini dizi.

kitabını okumadım, ilk çıktığı zamanlar duyup izlemiştim. hala daha açar izlerim. görselliği, müzikleri ve oyuncuları çok başarılı buluyorum.

spoiler olmasın diye çok detaya girmeyeceğim ama 2. sezon olay üzerinden devam etmesi çok mantıklı ama bazen izlerken çok sıkıldım. ilk sezondaki tadı alamadım.

ikinci sezonu bile çekilmeyecekti aslında ama o kadar çok baskı oldu ki... darısı 3. sezonun başına diyelim.

not: bonnie, çok hoşsun.
devamını gör...

yemek yerken izleyecek bişeyler arıyorduk, bu diziye başladık.

2004'te çekildiğine inanamıyorum bazen. eskiden de güzeldi; hala çok güzel. zevkle izliyoruz.

türk dizileri drama, eşkiyaya, mafyaya,töreye ve namusa boğulmadan önce gayet iyiydi
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim