1942 yılında çekilen ve savaş ortamında 1943 yılında gösterime giren, yönetmenliğini michael curtiz’in yaptığı, başrollerini humphrey bogart, ıngrid bergman ve paul henreid’in paylaştığı, 8 dalda oscar adayı olan ve 3 dalda oscar ödülü kazanan kült film. film alelade bir şekilde izlediğiniz zaman eski bir aşk hikayesinin savaş ortamında yeniden alevlenişinin öyküsünü anlatan bir film gibi gözükmekle birlikte, aslında içinde bulundurduğu metaforlar dikkate alındığında klasik olmuş bir aşk filminin çok daha ötesinde bir yapım. filmi bu kadar özel kılan sebeplerden birisi de aslında filmde yer verilen bu alt metinler. bununla ilgili olarak internette kısa bir araştırmayla birçok farklı bilgi ve yoruma ulaşmak mümkün. ilgilenenler için filmle ilgili beğendiğim bir incelemeyi aşağıya bırakarak filmi izlemeyenlerin izlemesini, izleyenlerin ise incelemeyi okuyarak tekrar izlemesini tavsiye ederim.
--!
spoiler !--
filmde anlatılan aşkın simgesel olduğu rick ve ılsa'nın aşkının, amerika ve avrupa yı simgelediği pek çok eleştirmence dile getirilmiş olup, bu filmde de alttan alta hissettirilmektedir.“özgür fransa” ya ise filmde pek çok gönderme yapılıyor, daha filmin başlarında evrak eksiği olduğundan polisten kaçan kişinin alman işgalinde fransa’da kurulan vichy fransa’sı hükümeti başkanı mareşal philippe petain’in afişi önünde vurulması, elinde de de gaulle’ün londra’da kurduğu direniş örgütünün simgesi olan lorraine haçı”nın olması filmin nazi karşıtı tavrını net bir şekilde gösteriyor.bu haçı daha sonra rick’in gece klübünde victor laszlo’ya kendini tanıtmak isteyen berger isimli kişinin gösterdiği yüzükte görürüz. iki alman asker öldürülerek, onlardaki iki taransit geçiş vizesi kayıptır. rick’in yerine gelen ugarte vizeleri kendi adına saklaması için rick’e verir, kendisi tutuklanır. ılsa kocası victor’la rick’in yerine gelir ve piyanist sam’den “as time goes by / zaman ilerledikçe” yi çalmasını ister, sam istemeye istemeye razı olur. ılsa’nın onu ve rick’i daha önceden tanıdığını öğreniriz. müzik salona yayılır…
bar kapandıktan sonra rick geçmişi hatırlar, ılsa ile olan ilk tanıştıkları zamanı ılsa hep “geçmişe dair soru sormak yok” demiştir. viktor’un öldüğününün haberini alan ılsa’nın yalnızlığını rick’le geçirdiğini, viktor’un yaşadığını öğrendiği anda da rick’i terk ettiğini öğreniriz. tren garında yağmur altında rick tek başına elinde ılsa’nın gelemeyeceğini bildiren mektubuyla kalışına şahit oluruz. yağmur yazıları siler, rick yıkılmıştır. filmde simgeler devam eder; rick, ılsa’ya paris’in işgali sırasında “sen mavi giymiştin, almanlar gri” derken, fransız bayrağının “özgürlük” rengi olan maviye atıfta bulunduğunu, ılsa’nın da “evet o kıyafeti bir kenara attım, almanlar giderken tekrar giyeceğim” demesi, özgürlük için mücadeleye devam edeceğiz demekti. rick’in yerinde almanlar kendi marşlarını söylemeye başlayınca, içeri giren victor hemen fransa marşıyla karşılık vermek ister, müzisyenler önce rick’e bakarlar, burada amerika savaşa girmezse avrupa’nın zafere ulaşamayacağı vurgulanmaktadır. rick onay verir ve hep bir ağızdan “la marseilles”i söylemeye başlarlar, strasser hemen barın kapatılmasını ister.akşamılsa gelir, rick’e / amerika’ya “transit geçiş mektuplarını viktor’a vermesi / savaşa girmesi” için adeta yalvarır. “bir kadın / (avrupa) seni üzdü diye, sen tüm dünyadan intikam alıyorsun” der. ılsa, rick’i silah dahil her yolla tehdit eder, hiçbiri iş görmeyince rick’in kendisine olan eski günlerdeki zaafını kullanır, rick, ılsa’nın hep viktor’un olacağını artık anlamıştır. rick / (amerika) her ne yaparsa yapsın ılsa / (avrupa)’nın asla kendi çizgisine girmeyeceğini, kendisinin olamayacağını kabullenmiştir. victor’da, rick’e “mektupları bana verme ama ılsa’yı/ (avrupa)’yıkurtar” der. rick/(amerika) yardım planın devreye sokmuştur artık, transit geçiş belgelerini onlara verecektir. havaalanında victor ve ılsa’yı uçağa bindirirken alana gelen binbaşı strasser / (almanya), pearl harbour yenilgisiyle savaşa giren (amerika) / rick’e silahını doğrultuyor / savaş ilan ediyordu ancak kaybeden kendisi oluyordu. rick /(amerika) onu vuruyordu.uçak havalanarak ılsa ve victor’u casablanca’dan özgürlüğe uçururken, yüzbaşı renault / (fransa)’nın gelen polislere “her zamanki şüphelileri tutuklayın” demesi ve rick’e / (amerika)’ya “ sadece duygusal değilsin, vatansever de oldun” demesi, amerikanın savaşa dahil olmasını anlatıyor. artık fransa’daki hükümetin bittiğini de elindeki vıchy şişesini çöpe atarak gösteriyor. rick’in / amerika’nın da “louis..sanırım bu iyi bir arkadaşlığın başlangıcı olacak” sözü amerikanın, kendi bağımsızlık savaşındaki yardımları için fransa’ya bir teşekkürü oluyor adeta.
--!
spoiler !--
alıntı için kaynak;
buradan
devamını gör...