#ödüllü filmler
drama / romantik / kült-efsane / tarihi kurgu
9.5 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

1942 yılında çekilen ve savaş ortamında 1943 yılında gösterime giren, yönetmenliğini michael curtiz’in yaptığı, başrollerini humphrey bogart, ıngrid bergman ve paul henreid’in paylaştığı, 8 dalda oscar adayı olan ve 3 dalda oscar ödülü kazanan kült film. film alelade bir şekilde izlediğiniz zaman eski bir aşk hikayesinin savaş ortamında yeniden alevlenişinin öyküsünü anlatan bir film gibi gözükmekle birlikte, aslında içinde bulundurduğu metaforlar dikkate alındığında klasik olmuş bir aşk filminin çok daha ötesinde bir yapım. filmi bu kadar özel kılan sebeplerden birisi de aslında filmde yer verilen bu alt metinler. bununla ilgili olarak internette kısa bir araştırmayla birçok farklı bilgi ve yoruma ulaşmak mümkün. ilgilenenler için filmle ilgili beğendiğim bir incelemeyi aşağıya bırakarak filmi izlemeyenlerin izlemesini, izleyenlerin ise incelemeyi okuyarak tekrar izlemesini tavsiye ederim.

--! spoiler !--


filmde anlatılan aşkın simgesel olduğu rick ve ılsa'nın aşkının, amerika ve avrupa yı simgelediği pek çok eleştirmence dile getirilmiş olup, bu filmde de alttan alta hissettirilmektedir.“özgür fransa” ya ise filmde pek çok gönderme yapılıyor, daha filmin başlarında evrak eksiği olduğundan polisten kaçan kişinin alman işgalinde fransa’da kurulan vichy fransa’sı hükümeti başkanı mareşal philippe petain’in afişi önünde vurulması, elinde de de gaulle’ün londra’da kurduğu direniş örgütünün simgesi olan lorraine haçı”nın olması filmin nazi karşıtı tavrını net bir şekilde gösteriyor.bu haçı daha sonra rick’in gece klübünde victor laszlo’ya kendini tanıtmak isteyen berger isimli kişinin gösterdiği yüzükte görürüz. iki alman asker öldürülerek, onlardaki iki taransit geçiş vizesi kayıptır. rick’in yerine gelen ugarte vizeleri kendi adına saklaması için rick’e verir, kendisi tutuklanır. ılsa kocası victor’la rick’in yerine gelir ve piyanist sam’den “as time goes by / zaman ilerledikçe” yi çalmasını ister, sam istemeye istemeye razı olur. ılsa’nın onu ve rick’i daha önceden tanıdığını öğreniriz. müzik salona yayılır…

bar kapandıktan sonra rick geçmişi hatırlar, ılsa ile olan ilk tanıştıkları zamanı ılsa hep “geçmişe dair soru sormak yok” demiştir. viktor’un öldüğününün haberini alan ılsa’nın yalnızlığını rick’le geçirdiğini, viktor’un yaşadığını öğrendiği anda da rick’i terk ettiğini öğreniriz. tren garında yağmur altında rick tek başına elinde ılsa’nın gelemeyeceğini bildiren mektubuyla kalışına şahit oluruz. yağmur yazıları siler, rick yıkılmıştır. filmde simgeler devam eder; rick, ılsa’ya paris’in işgali sırasında “sen mavi giymiştin, almanlar gri” derken, fransız bayrağının “özgürlük” rengi olan maviye atıfta bulunduğunu, ılsa’nın da “evet o kıyafeti bir kenara attım, almanlar giderken tekrar giyeceğim” demesi, özgürlük için mücadeleye devam edeceğiz demekti. rick’in yerinde almanlar kendi marşlarını söylemeye başlayınca, içeri giren victor hemen fransa marşıyla karşılık vermek ister, müzisyenler önce rick’e bakarlar, burada amerika savaşa girmezse avrupa’nın zafere ulaşamayacağı vurgulanmaktadır. rick onay verir ve hep bir ağızdan “la marseilles”i söylemeye başlarlar, strasser hemen barın kapatılmasını ister.akşamılsa gelir, rick’e / amerika’ya “transit geçiş mektuplarını viktor’a vermesi / savaşa girmesi” için adeta yalvarır. “bir kadın / (avrupa) seni üzdü diye, sen tüm dünyadan intikam alıyorsun” der. ılsa, rick’i silah dahil her yolla tehdit eder, hiçbiri iş görmeyince rick’in kendisine olan eski günlerdeki zaafını kullanır, rick, ılsa’nın hep viktor’un olacağını artık anlamıştır. rick / (amerika) her ne yaparsa yapsın ılsa / (avrupa)’nın asla kendi çizgisine girmeyeceğini, kendisinin olamayacağını kabullenmiştir. victor’da, rick’e “mektupları bana verme ama ılsa’yı/ (avrupa)’yıkurtar” der. rick/(amerika) yardım planın devreye sokmuştur artık, transit geçiş belgelerini onlara verecektir. havaalanında victor ve ılsa’yı uçağa bindirirken alana gelen binbaşı strasser / (almanya), pearl harbour yenilgisiyle savaşa giren (amerika) / rick’e silahını doğrultuyor / savaş ilan ediyordu ancak kaybeden kendisi oluyordu. rick /(amerika) onu vuruyordu.uçak havalanarak ılsa ve victor’u casablanca’dan özgürlüğe uçururken, yüzbaşı renault / (fransa)’nın gelen polislere “her zamanki şüphelileri tutuklayın” demesi ve rick’e / (amerika)’ya “ sadece duygusal değilsin, vatansever de oldun” demesi, amerikanın savaşa dahil olmasını anlatıyor. artık fransa’daki hükümetin bittiğini de elindeki vıchy şişesini çöpe atarak gösteriyor. rick’in / amerika’nın da “louis..sanırım bu iyi bir arkadaşlığın başlangıcı olacak” sözü amerikanın, kendi bağımsızlık savaşındaki yardımları için fransa’ya bir teşekkürü oluyor adeta.


--! spoiler !--

alıntı için kaynak; buradan
devamını gör...
içinde abartılı bir unutulmaz sahne olmadığını düşündüğüm film.
filmin özelliği 1944 yılında daha 2. dünya savaşı devam ederken henüz bitmeden ve sonucucu belli olmadan çekilmiş bir müttefik propaganda filmi olmasıdır.
film birazda ortayaşı geçmekte olan bir humprey bogard güzellemesidir.
örn filmde erkek bir oyuncunun bogart ı kastederek: eğer kadın olsaydım ona aşık olurdum demesi. vs vs.
(bkz: daha neler)
devamını gör...
öncelikle bu film ile ilgili bir anımı anlatıp ardından düşüncelerimi payalaşacağım. bu film hakkında uzun yıllar klasik bir aşk filmi diye önyargıya sahiptim. bu nedenle hiçbir zaman bu filmi merak etmedim. ancak üniversitenin başlarındayken bir eğitim programı sebebiyle bir aylığını birkaç arkadaş ile fas’a gidecektik. bir arkadaşım fas’a gitmeden önce filmi izleyelim sonra da filmdeki rick's cafe americain’e gideriz dedi. ben de önyargım sebebiyle arkadaşım ile dalga geçip bu fikri önemsemedim. ancak bu filmi fas’tan döndükten sonrasında izleyecek birşey bulamadığım bir zaman öylesine açmıştım. daha filmin başında ne kadar yanıldığımı anladım.

film 2. dünya savaşı döneminde geçiyor. avrupa’dan amerika’ya gitmek isteyenler kazablanka’ya geliyor. aslen amerikalı olan rick adında bir adam da kazablanka’da kafe işletiyor. bir gün rick’in eski sevgilisi yanında bir adamla birlikte kazablanka’ya geliyor. bu esnada doğrudan geçiş vizesi bulunan iki alman fas’ta öldürülüyor ve vizeleri çalınıyor. nazi almanyası da bu olayı soruşturmak üzere fas’a bir komutan gönderiyor. böylece yarı romantik yarı politik bir film ortaya çıkıyor.

filmin bence en vurucu yanı oyunculuklardı. özellikle ıngrid bergman ve humpherey bogart’ın oyunculuklarına bayıldım. ayrıca filmin temposu da çok iyiydi. ben hiç sıkılmadan izledim. tabi burada filmin güçlü bir hikayeye sahip olması da çok önemli bir etken. bu nedenle filmi sonuna kadar büyük bir heyecanla izledim.

fazla söze gerek yok. tam bir klasik. izlemeyen herkese tavsiye ederim.
devamını gör...
rick'e küfredilmemesi gereken filmdir.
80'ler itibariyle dünya genelinde "bir insan her şeyi değiştirebilir." sloganlarıyla, yalnız kovboylar, carpe diem safsatalarıyla yayılan sosyal propagandalar eşliğinde zehirleyip kandırdılar bir nesli. baltalanmak istenen örgütlü toplum yapıları ise zaten bir çözülmenin eşiğindeydi. aşk, macera ve serüven odaklı, özgür çocuk/özgür kız tiplemeleriyle kendi hikayesini yazmaya hayran insanlarca özgürlük kavramının içi, bu saçma sapan yeni içerikle boşaltılıyordu. bu dalganın lokomotifi de elbette yine hollywood'du.
casablanca filmi, 20.yüzyılın ortasında yaşanan ilk büyük ölçekli mülteci krizini, dili döndüğünce vermeye çalışırken bu gibi anlatılarda, yan olayların gelişimi, düğümü ve çözümünde çokça kullanılan bir yöntemi kullanıyordu. epizod akışının merkezine, bir aşk hikayesi eklemek. başka bir örnekle; reşat nuri güntekin, çalıkuşu romanında feride ile kamuran aşkını, feride'yi istanbul'dan alıp anadolu'ya göndermek için bir gerekçe minvalinde romanına eklemiş, özünde ise dönemine göre "aydın" insan niteliğinin, anadolu ve anadolu insanı üzerindeki etkilerini vermek istemiştir. sonradan çekilen dizileri, filmleri de böyle miydi?
casablanca, her yönüyle bir değerler ve fedakarlıklar filmidir. kitle yararı için feda edilen şahsi heveslerden(rick'in her şeye rağmen bir kitle lideri ve ilsa'nın kocası olan victor'un fas'tan ayrılmasına izin vermesi.) yine sadakat, bağlılık gibi değerlerin kutsiyetine uygun olarak şahsi heveslerden vazgeçilmesi.(ilsa'nın, kocasının yaşadığını öğrendikten sonra kocasına dönmesi.)
bazı durumlarda, bırakmak gerekiyor bu "seviyorsan aç konuş bence" kafasını. rick ve ilsa, ikinci dünya savaşı sularında, rengini henüz seçmemiş dünyaya, nelerin uğruna yaşanması gerektiğini doğru biçimde söyleyen ender hollywood karakterleridir.
devamını gör...
bir michael curtis filmidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmin senaryosunu julius j.epstein, philip g. epstein ve howard koch yazmıştır. ve bu senaryo da murray burnett ve joan alison'a ait olan oyundan beyaz perdeye uyarlanmıştır. filmin başrollerinde bir efsane haline gelmiş olan humphrey bogart, güzeller güzeli ingrid bergman ve filmdeki favori oyuncum paul henreid oynamıştır. film en iyi film, en iyi senaryo ve en iyi yönetmen dalında üç oscar ödülü kazanmış ve sonuna kadar da hak etmiştir.

sinema tarihinin kesinlikle en güzel filmlerinden biridir bu film. paris'te başlayan bir aşkın kazablanka'ya kadar derin bir aşkın hikayesidir film. ama sadece bu kadarla kalmaz. gestapo'ya karşı özgürlükçü direnişin, başkaları için yapılan fedakarlıkların ve dünya üzerindeki iyi insanların da hikayesidir.

ayrıca dünyada en iyi sam'in söylediği as time goes by şarkısının da filmidir. artık bu kadar güzel filmler izleyemiyoruz belki ya da bu güzel aşkları göremiyoruz ve bu kadar iyi şarkılar da dinlemiyor olabiliriz ama en azından we'll always have paris.
devamını gör...
evet aşk filmi lakin komiser ve rick arasında alevlenen bir aşkın hikayesi. komiser kadın olsaydı efsane bir aşk filmi olabilirmiş. ben beğendim. gerekli açıklamalar diğer yorumlarda yapılmış zaten.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"casablanca (film)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim