konuyu nasıl ele almak isterseniz öyle görebileceğiniz nereye çekerseniz oraya gidecek bir konudur. anne olmak biyolojik açıdan çok zorlu bir süreçtir ve bunun kadına mental açıdan yansıması da bir hayli fazladır. bu süreci görmezden gelmek bence bencilce ve gereksiz bir yaklaşımdır. annenin bu süreçte elini hiç bırakmayan her daim destek olan baba da anne kadar kutsaldır. ama illa kutsallık kadar büyük bir unvan almak istiyorsanız sadece anne olmanıza da gerek yoktur. topluma faydalı bir insan olsanız bile yeterlidir. yaygara çıkarmak için bu tarz konulara kafa yormak yerine vaktinizi daha doğru ve verimli bir takım şeylerle geçirmenizi tavsiye ederim.
''bir erkek kız kardeşini ya da kız arkadaşını kimden koruyor?'' sorusunu aklıma getiren konudur. bu sorunun cevabının ise başka bir erkekten olması çok korkunç ve acıdır.
oturup sadece izlediğiniz bir film gibi değil, başınıza gelmiş bir olay gibi hissettiren “climax”
ve tabii yine gaspar noe’nin enter the void filmi
gelmiş geçmiş en iyi film olan “12 angry men”
james mcavoy’un muazzam bir oyunculuk sergilediği “filth”
kamerayı 140 dk boyunca kapatmadan bir film çekmenin ne kadar zor bir iş olduğunu düşünürsek oldukça başarılı bir film olan “victoria”
benim için türk sinemasının efsaneleri;
vavien
masumiyet- kader
ağır roman
korkuyorum anne
mustang
rezervuar köpekleri
karpuz kabuğundan gemiler yapmak
bir zamanlar anadolu
izlerken beyin yakan olayları dört gözle takip ettiğim old boy, 12 monkeys, donnie darko filmleri
yönetmenliğini jang hoon un yapmış olduğu ve herkesin mutlaka ama mutlaka izlemesi gereken “a taxi driver”
bence tom hanks diyince akla ilk gelmesi gereken film olan cast away
filmde ne anlatılmak istendiği ya da sizin ne anlam çıkardığınızın sadece sizi ilgilendirdiği soluksuz izlediğim “mother!” filmi.
altında fazla anlam aramanın manasız olduğunu düşündüğüm bir sorunsaldır.
türkçede mösyö ve madam gibi söylenişi daha zarif olan kelimelerinin karşılığı olmadığı için atatürk dilimize bay ve bayan kelimelerini eklemiştir. mesela herhangi bir şey için birinin ''hey kadın'' yerine ''hey bayan'' diye seslenmesinin bir mahzuru yoktur diye düşünüyorum.
daft punk- veridis quo
korhan futacı feat. haluk bilginer- ah güzel kafam
büyük ev ablukada- güneş yerinde (bu şarkı da sanki her şeyi yoluna koymamı sağlıyor)
ve üç beş sene önce her gün defalarca taciturn ve slipknot-snuff dinlerdim şimdi nerde bu iki şarkıya bir yerde rastlasam içimde hep garip bir his olur.
birden fazla şarkı oldu ama böyle saçma ve karma zevklerim olduğu için mecbur mazur görün efendim.
(bkz: telegram) whatsapp uygulamasından çok uzun süredir nefret ediyor fakat kullanmak durumunda kalıyordum herkes telegrama gelmeye başlayınca whatsappı silicem diye çok ümitlenmiştim ne yazık ki bu hayalim yine gerçekleşmedi.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.